Değerli okurlar AKP 1 Kasımda yapılacak genel seçimde sözde şarkı yapmış. “Haydi bismillah” diye…
CHP milletvekili yüksek seçim kurulun müracaat ederek bu şarkının dini istismarcılığa girdiğini iddia ederek yasaklanmasını istemiş.
Yüksek Seçim Kurulu da istemi uygun görerek bu şarkıyı yasaklamış.
Bu CHP bunu neden yapar bir türlü anlamış değilim. AKP iktidarları dini siyasete alet ederek bu zamana kadar milletin oyunu almadı mı?
Bırakın dini siyasete alet etmeyi kutsal dini berbat ettiler. İnsanların gözlerinin önünde
Hırsızlık yolsuzluk yaparak bunları da Bakara makara diye alay etmediler mi?
CHP dinsizlikle suçlamadılar mı?
CHP, AKP’nin seçim şarkısını yasaklatmakla stratejik bir hata yaptı.
Hem de bunların eline bir koz verdi
“Şimdi meydan meydan dolaşıp CHP besmeleyi yasaklattı zaten bunlar dinsiz diyecekler. Adamlar 276 üzerinde milletvekili çıkarmak için ülkeyi kan gölüne çevirmediler mi?
İşin mi yok kardeşim, bırak çalsınlar. Besmeleli, besmelesiz ne fark eder?”
Şarkının yasaklanmasına ilk tepkiyi eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ gösterdi. Demiş ki: “SYK’nın yasakladığı seçim şarkısını kullanacağız, ne ceza verirlerse versinler.”
Bunu söyleyen adam, uzun yıllar bu ülkede Adalet Bakanlığı yaptı.
Ama bu Bekir Bozdağ adaleti olmayan, Adalet bakanı diye kayıtlara geçti. Hırsızlık yolsuzluk yapanları korumak için Hâkim ve savcılara bizzat telefon ederek hırsızlar hakkında soruşturma açmayın diyen bu Bekir Bozdağ değil mi?
Bir başkası da mahkeme kararına rağmen, “güçleri yetiyorsa gelip engellesinler” diye meydan okuyor.
“Hukuk devleti”nin tarifini günümüzde bu ve benzeri sözlerde buluyoruz artık.
Anlayacağınız ülkede hukuk denen bir şey kalmadı.
Bunlar dini istismar ederek kutsal dine en büyük kötülüğü yaptılar.
Yârin seçim meydanlarında bağıracaklar.
“Bunlar besmeleyi yasaklattılar!”
“Bunlara oy mu vereceksin aziz kardeşim?”
Bu cümleleri çok sık duyacağız AKP sözcülerinin ağzından.
CHP’liler ne kadar “Yalan! Yalan!” deseler ne çare?
Millet bu yalanlara inanma eğiliminde olduktan sonra…
CHP, istediği kadar “ben besmeleyi değil, dince kutsal sayılan bir kavramın siyasete alet edilmesine yasak koydurdum” desin.
Bakınız İslamcı yazar Mehmet Şevki Eygi Bir köşe yazısında bu sözde İslamcılar için ne diyor:
1. Onlar haram yerler. Haram kazançlar elde ederler; haram, necis ve kara servetler biriktirirler.
2. İhalelere fesat karıştırırlar.
3. "İşlerden" komisyon alırlar.
4. Emanetlere hıyanet ederler.
5. Halkı aldatırlar, yalan söylerler, vaat ederler sözlerini tutmazlar.
6. Çoluk çocuklarını, akraba ve talukatlarını, hısımlarını, hemşerilerini, hizipdaşlarını ehil ve layık olmadıkları makamlara getirirler.
7. Kimisi hiçbir iş yapmadığı halde aydan aya bankamatikten maaş çeker.
8. Kanunen ve hukuken inşaat yapılmaması gereken yerlere rüşvet veya baskı karşılığında inşaat yaptırırlar.
9. Memleketi babalarının çiftliği zannederler.
10. Türkiye'nin istikbalini (geleceğini) yetiştiren eğitimi berbat ederler.
11. Mahiyetini ve kaynağını asla açıklayamayacakları efsanevî servetlere sahip olarak Karun gibi zengin olurlar.
12. Dindar geçindikleri halde İslâm'ın en amansız, en azılı, en acımasız, en gaddar düşmanlarıyla işbirliği yaparlar.
13. Ne kadar kutsal değer varsa onları paraya, menfaate, prestije, itibara, şöhrete alet ederler.
14. Nemrut’a Firavun'a taş çıkartacak şekilde ve aşırı derecede lükse, israfa, gösterişe, şatafata, debdebeye, tantanaya yönelirler.
15. Kur'an derler, Kur'an'ın emirlerini ve yasaklarını hiçe sayarlar; Peygamber derler, Sünnet derler, onların uygun görmediği her şeyi yaparlar.
16. Ben derler, başka bir şey demezler. Benlikleri için, şahsî ihtirasları için, dünyevî şehvetleri için yemeyecekleri halt yoktur.
17. Münafıklığın belli başlı kaç alâmeti varsa onlardadır.
18. Biz ıslah ediyoruz derler, fitne ve fesattan başka bir şey yapmazlar.
Sayın yazar daha fazla bunların meziyetlerini sayıyor ama ben bu kadarını aldım.
Takdir yüce milletin.