Geçen hafta okullar açıldı.
İkinci kanaat dönemi yeniden başladı ama güney sınırlarımızdaki illerimizin okulları açılamadı. Hatay ve Kilis’deki çocuklarımızın içleri buruk. Çünkü Suriye den sınırımıza, ülkemize yapılan terörist saldıralar var. O nedenle tedbir amaçlı olarak bir hafta daha okulların açılışı ertelendi.
Gerçek şu ki bölgemizde devam eden sıcak, silahlı çatışma ortamının en çok bedelini savunmasız, günahsız çocuklar ödemektedir. Hele şu 15-20 gündür güney sınırlarımızda devam eden terörist saldırılar, atılan roketler çocuklarımızı, kurumlarımızı, evlerimizi, camilerimizi yani topyekûn sivil halkı hedef seçmiştir.
Anadolu halkımızın deyimi ile yedi düvel olan emperyalist güçler ve onların hain maşaları PKK, PYD, YPD, DEAŞ adı ne bela ise hepsi birden ülkemize haince saldırmaktadır. Apaçık anlaşılıyor ki vatanımızı bölmek, bizi parçalamak istiyorlar. Bizi kültür coğrafyamızdan, gönül coğrafyamızdan koparmak istiyorlar. Neden? Bu sorunun cevabının akıl izan sahibi olan uyanık duyarlı vatandaşlarımız çok iyi bilmektedir.
Afganistan’ın işgali, Irak’ın işgali, Suriye ve benzeri Arap baharı uyduruk masallarıyla yaratılan kaos, anarşi terörle bu ülkeleri parçalayıp yutmak. Sırf yer altı yer üstü doğal zenginlikleri enerji kaynakları olan petrol doğal gaz ve benzeri madenleri sömürmek için. Vahşi kapitalizmin sadece kendileri için düşündükleri refah ve sömürge düzeni uğruna bunu yapmaktalar. Taaaa 10 bin kilometre öteden Amerikan conileri boşuna gelmiyor buralara. Yakını değil din kardeşi değil soydaşı değil komşusu değil. Taaaa Avrupa’nın bir ucundan Alman’ın Hans’ı, gazeteci kılıklı Helga’sı boşuna gelmiyor. Silahlar boşuna tırlar dolusu verilmedi. Ne Amerikan ne Alman, Fransız, İngiliz, Rus’u Arapları, Türkmenleri, Kürtleri, Türkleri çok sevdiğinden buralara gelmedi. Hiç biri bizim karakaşı karagözü için sınırımızın yanı başına gelmediler.
Bu kadar olanlardan sonra hala görmüyor musun? Kör müsün be gafil! Hala bu hain planları bilip duyup anlamıyor musun? Ey bizim uyuyan gafiller uyanın! Sonra yarın çok geç olacak. Hedef biziz hedef Türkiye.
Şair Arif Nihat Asya boşuna haykırmıyor:
“Kalk yiğidim, yine dağ başını duman aldı
Parçalandı bir kıtanın toprakları,
Aslan payını, aslan olmayan aldı.
Kalk yiğidim, yine dağ başını duman aldı.”
Devletin ve milletin bekası, vatanın bölünmezliği için Mehmetçiğimiz her gün Suriye de Afrin’de kahramanca mücadele etmektedir. Zeytin dalı operasyonunu yürüten Türk Silahlı Kuvvetlerimiz cephede omuz omuza teröristlere karşı mücadele verirken her gün şehitler vermekteyiz. Milletimizin içi yanmaktadır, ciğerleri kanamaktadır. Şu günler itibariyle 18 şehidimizin olduğu ifade edildi. Allah’tan duamız zayiatsız barış ve huzurun sağlanmasıdır.
Vatan uğruna barış ve huzur içinde yaşamamız uğruna yiğit Mehmetçiklerimiz canını seve seve vererek şehit olmaktadır. Yüce dinimiz ve inancımıza göre; “Vatan sevgisi imandandır.” Gene mukaddes kitabımız Kur’an’da “Şehitler için ölü demeyiniz, onlar diridirler, siz onları göremezsiniz” denir. (Bakara suresi 154. Ayet) Vatan uğruna bayrak uğruna şehit olan Mehmetçiklerimizin cenaze törenlerinde seksen milyonun tek yürek aynı acıyı içi kan ağlayarak paylaştığını görüyoruz.
“Hayatta hiçbir laftan tiksinmedim. Şehitler ölmez vatan bölünmez den tiksindiğim kadar”
“O ezanlar ki şahadetleri dinin temeli ama benim yurdumun üstünde ebedi inlemesin, artık ne olur ya! Resmen ağzıma ağzıma okunuyor her sabah. Ya da uykumu uyandıran ezan için camiyi basıp imam mı keseyim”
Bu zavallı çarpık hastalıklı zihniyet bu milletin mukaddes değerlerinden çok rahatsız olmuş ki o rahatsızlığı kusmuştur. İnandığımız değerleri alenen hakaret etmiştir. Bu ne terbiyesizlik, bu ne saygısızlıktır. Bu kişi hangi ülke vatandaşıdır hangi ülkede yaşamaktadır? Hangi ülke okulların da okuyup eğitim gördü hangi devletin ekmeğini yiyor bu kişi nerede yaşıyor? Kimlere hizmet ediyor?
Bir başka acı ve çok üzücü noktada zavallı kadının CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun anahtar listesinden seçilerek PM girmiş olmasıdır. Cumhuriyeti kuran, Atatürk’ün kurduğu partinin şu düştüğü yürekler acısı hale bakın. Cumhuriyeti seven, vatanı seven halkı ve Atatürk’ü seven sağduyu sahibi CHP tabanı ve vatandaşlarımızda bunları elbette sorgulayacaktır.
Nesiller, kayıp nesiller, geleceğimiz her şeyimiz gençler… Bir tarafta vatan uğruna şehit olanlar, öbür tarafta şeytanın değirmenine teröristlere hainlere psikolojik su taşıyanlar…
Bir tarafta cephede Mehmetçik üşümesin diye atkı bere ören kızlarımız Kilisli analarımız, cepheye Mehmetçiğe içli köfteler, yemekler, tatlılar, dolmalar sarmalar yapan kadınlarımız analarımız Aydın’dan gönderilen incirler… Herkes yarış halinde askerine destek olmak için. Diğer tarafta bütün dünyanın gözü önündeki yaşanan kahpelikler, kalleşler ve hainler…
Askere giderken kurbanlar kesilen “Allah’ım kaza bela vermesin sizleri korusun” diye dualarla alınlarına sürülen kanlar ve ellerine kına yakılan kınalı kuzular…
Yiğit Mehmetçiğim sen rahat ol. Bütün milletimizin duaları sizinle beraber… Zeytin dalı operasyonu başladığı günden beri bütün camilerde evlerde, namazlarda her yerde okunan fetih sureleri ve çalınan mehter marşları sizin zaferleriniz için yeri göğü inletti.
Tankın üzerindeki Mehmetçiğe soruyorlar “hedef neresi” diye “Kızıl Elma!” diye cevap veriyor. İşte Türk askeri böyle bir milletin askeri olmak, vatandaşı olmak ne kadar gurur verici.
Esas beni kahreden kayıp yıllar, kayıp nesil ve okullar ve gençliğimiz. Önemle sorgulamamız gereken budur. Devleti yaşatacak insanı hazırladık mı? Yeni bir medeniyet inşasının insan kaynaklarını yetiştirdik mi? Buna en güzel cevabı üstat Necip Fazıl veriyor: Gençlik bir gençlik diye başladığı hitabesinde büyük bir tasavvuf adamının benzetişiyle aktardığı, “zifiri karanlıkta ak sütün içindeki ak kılı farkedecek kadar gözü keskin bir gençlik...” diye özlemini dile getiriyor.
Sevgili gençlerimizin gözlerinden öpüyorum. Allah’a emanet olun. Arızalı kafaların tweetlerine bir daha tanıklık etmemek için Necip Fazıl üstadın özlem ve dileğini hatırlatmak istedim.
Kalın sağlıcakla.