Aileler de Bitiyor!

Mehmet KIZILASLAN

 

Toplumumuzun en kıymetli birimi de dağılmaya başladı. Övündüğümüz diğer uluslar tarafından imrenilen aile yapımızda parçalanmaya başladı. Cicim aylarının bitmesinden sonra, borçların ödenememesi nedeniyle boşanmaların yüzde 9 u ilk yıl içinde oluyor. İkinci yılın içinde yüzde 7 si yıkılıyor. İlk beş yılda yüde 40 yollarını ayırıyor. Yüzde 24 ü de 16. yılın sonunda boşanıyorlar. 

Yaşlanmalarda evliliği koruyamıyor artık. 40-44 yaşlarında boşanmaların yüzde 14 ü, 50 yaşların üzerinde ise yüzde 8 ini oluşturduğu, istatistik’i bilgiler arasında.  

Dışarıdan oldukça mutlu görünen ailelerin birçoğu, iflas etiğini gizleyen şirketler gibi. İçi kof. Eğer piyasalardaki para darlığı işsizliğin artması birkaç ay daha sürerse mart ayı sonlarına doğru birçok işletme ve birçok mutlu görünen aile dağılacak gibi görünüyor.

Günümüzün en kötü hastalığı israfın ve özentinin de etkilediği yuvalar, tüketimlerinin karşılığı üretimin olmaması, yani giderlerinin karşılamayan, gelirleri nedeniyle batma noktasında.

Ellerindeki kartların ödemelerini yapamayan ve sanki hiç ödemeyecekmiş gibi, karşılıksız alıyormuşcasına, alışveriş hastalığına tutulmuş toplum, asgari ücretin çokluğundan olsa gerek hep açık veriyor ve her gün tükeniyor.

Aldıkları maaşların ya da kazançların günlük harcamalarına yetmemesi nedeniyle, önce bankaların taciz eden telefonları nedeniyle çatırdıyor. Bir müddet sonrada alacaklı hacizleriyle karşılaşan aileler, yetmedi, bitmedi kavgaları sonunda dağılmaya başlıyor.

Kimi aile reisleri onurlarına yediremeyip intihar ederken, kimileri onursuzlaşmanın getirdiği çaresizlik içinde evlerini, çocuklarını yüz üstü bırakıp gidiyor.

Bunlar birer ikişer gözlerimizin önünde cereyan ederken ne yapmalı?

Öncelikle dar gelirli ailelerin fertleri harcamalarını gelirlerine göre kısarak ve azaltarak yaşamlarını sürdürmeliler. Yetmeyen yerde bankaların sokaklarda dağıtılan kredi kartlarına hücum etmek yerine, annelerinden babalarından yakınlarından yardım istemeyi ar etmemeliler. Ayrıca hemen, tutumlu olmaya da başlamalılar.

Şehirlere hücum eden köyde evi ve bir iki dönüm arazisi olanlarda hemen köylerine dönerek eski mütevazı hayatlarına devam etmeye çalışmalılar. Sadece kira giderinin ortadan kalkması bile ailelere büyük katkı sağlayacaktır. Diğer yandan yedikleri birçok gıdaları da köy ortamında parasız temin etmeleri ekip dikmeleri mümkün olacaktır.

Unutulmaması gerekenlerden biriside evlilik konusunda Yüce Yaratıcının dediklerine de kulak vermek şart.

Peki devlete düşen nedir. Devlet tarımsal ve kırsal kalkınma için artık birçok köyümüzde yatırım yapanları destekleyecek programlar geliştiriyor. Semereleri pek yakında görülmeye başlanacaktır. Yetmez muhakkak ama işsizlik ve yoksulluğu ortadan kaldıracakların, başka projeleri varsa umuyorum onları da uygulamak için kolları sıvayacaklardır.

Devlet artık küçük işletmelerin, holdinglerden önemli olduğunu anladı. İnşallah engellemelerle karşılaşmayız. İnşallah bu aile dağılmaları da ekonomik sıkıntıların ortadan kalkmasıyla biter. Saygılarımla.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.