Ülkemin insanlarının ahlak anlayışı mı bozuldu?
Hırsızlık yapmayı, kul hakkı yemeyi, haksız kazanç sağlamayı, yalan söylemeyi kabullenebilen bir toplum mu yaratılmak isteniyor?
Bu haksızlıkları yolsuzlukları yalanı talanı bildiği halde; karşı çıkmayan ve sessiz kalan Hazreti Ali’nin dediği gibi dilsiz şeytanlardır..
Ne oldu da toplumun ahlak anlayışı; İslami olmayan bir şekilde bozuluyor?
Toplumun bu gibi davranışları kabullenmesi ve takdir etmesi; Türk Milleti üzerinde oynanan narkozluma, uyutma ve topluma psikolojik etki ile yürütülen sistemli programlar sayesinde gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır.
Ne oldu da Türk halkının ahlak anlayışı bu şekilde değişime uğruyor…
İnsanlar iletişim araçları ve medya ile yapılan propaganda ve programlarla, düşünme algılarını kaybediyor
Her Müslüman’ın İslami şartlara uygun hareket etmesi şarttır. Eğer ‘ben İslamcı görüneceğim İslam’ın kuralları ve şartları beni ilgilendirmez’ diyorsan o zaman Sen Müslüman olamazsın.
Müslüman görünüp hiçbir şartı yerine getirmiyorsan getiriyor gibi görünse bu halkı kandırabilirsin ama ilahı varlığı asla.
Gerçek inanan gerçek, Müslüman yalan söylemez kul hakkı yemez hırsızlık yapmaz hiç yanlış yapmaz. Müslüman görünen insan; dış güçlerin isteği doğrultusunda hareket etmez, ‘Yahudi Cesaret Ödülü’ almaz.
Önemli olan ahlak anlayışı Müslüman görünen toplumda dini siyasete alet edenler kendi şahsi çıkarlarına uygun şartlar sağlayanlar ne insan nede Müslüman olamaz.
Rüşvet, yolsuzluk, haksız kazanç ile zenginleşmenin hoş görülebileceği, Müslüman görünmek için; ‘Bakara, Makara’ diyerek, ayetlerle alay ederek Müslümanları kandırmak topluma yapılacak en büyük din istismarı değil mi?
Peygamberimiz Hz. Muhammed’e “Müslüman nasıl olmalı?” diye sorulduğunda, “Müslüman, yalan söylemeyen, hırsızlık yapmayan, kul hakkı yemeyen, başkası hakkında kötü konuşmayan, yoksullara ve düşkünlere yardım eden, düşmanlarının bile kendinden emin olduğu, doğru ve dürüst insandır” diyor. Yalnız ‘namaz kılan, oruç tutan, zekat veren, hacca giden Müslüman’dır’ demiyor. Bu ibadetler; Müslüman’ın Allah’ı çok anması, ondan sakınması ve kendi nefsini terbiye etmesi için emredilmiş ibadetlerdir.
Müslümanlıkta esas olan, doğru ve iyi insan olarak; kendisine, çevresine, bulunduğu topluma ve insanlığa faydalı işler yapmaktır. Onun için İslamiyet’te Kur’an rehberdir ve kul ile Allah arasında aracı yoktur.
Bu değerleri yaptıktan sonra günümüzde hırsızların soyguncular nerdeyse aklandılar. Bütün insanların gözleri önünde olan kutu kutu dolarlar kasalarda çıkan milyonlarca dolarlar sıfırlanamayan paralar artık soruşturulamayacak… Çünkü yargının kıymetli ve tarafsız yargıç ve savcıları bunu kapattılar.
Ne diyelim ananı belleyen kadı kimi kime şikâyet edeceksin.
HOŞ GELDİNİZ SAYIN VALİ YARDIMCIM
Değerli okurlar 2002 yılında Erzurum’a Kültür ve Turizm il müdürü olarak atandım.
Başında bulunduğum kurumum vali yardımcılarından İbrahim Yurdakul isminde değerli bir vali yardımcısına bağlıydı. İki yıla yakın birlikte bir çalışmamız oldu.
Sayın vali yardımcım çok kültürlü her konuda derin bilgisi olan ve bize devamlı yol gösteren ender insanlardandı..
Ben 2003 sonunda Erzurum’dan emeklilik nedeniyle ayrılarak Aydın’a geldim.
Sayın vali yardımcımla bir türlü irtibat kuramadım. Cep telefonu ile ulaşmaya çok çalıştım ama ulaşamadım.
Bundan tahminen 20 gün önce telefonum çaldı. Arayan değerli vali yardımcım Sayın İbrahim Yurdakul’du…“Mehmet Bey ben Aydın’a vali yardımcısı olarak atandım” dedi.
Çok sevindim bu değerli insanla tekrar buluşacak olmak beni çok mutlu etti.
Sayın vali yardımcım; Aydınımıza hoş geldiniz, yeni görevinizde başarılar diliyorum.