Şu resim hep yüreğimi sızlatır.
İçten içe duygularım isyan noktasına geliyor.
Baklava çalan şu çocuğu izledikçe zincirlenmiş de zincirin bir ucunu elinde tutan jandarmanın hiç suçu yok belki, o da emir kulu olduğu muhakkak.
Bir köpek eniğini bağlarsın da onun gibi bir şey işte.
İnsanlık zincire vuruldu.
Ali Avcı, 10 Ağustos 1997'de üç arkadaşıyla Antep ilinde bir baklavacıdan birkaç dilim baklava ve fıstık çaldıkları gerekçesiyle yargılanmış, 6'şar yıl ağır hapis cezasına çarptırılmıştı. 4 arkadaş 'Rahşan Affı' ile 19 ay sonra serbest kalmıştı. Avcı, cezaevinden çıktıktan sonra evlenip Adana'ya yerleşerek bir fabrikada çalışmaya başlar.
Ali Avcı, ailesiyle Mersin'e tatile giderken trafik kazası geçirir, annesi, babası, kız kardeşi ve yeğenini kazada kaybeden Ali Avcı, yaşam mücadelesini kaybetti. Kader! Bir dilim baklava uğruna hapislerde yatmış, genç yaşta ölmüş.
**
Aydın 24 Haber sitesinde,
“İnsanlık kıyıya vurdu”
manşetiyle çıkan Aylan Bebek de ruhumuzu karartan, içimizi acıtan bir görüntü idi. Sıkıştığında işin fıtratı diyenlerin ne derece sorumluluğu olduğunu biliyoruz.
Baklava çalan çocuk,
Kıyıya vuran bebek,
Sizleri bir kez daha acı ile seyrettim.
Sizlere bu acıyı yaşatanların kulakları çınlasın,
Yürekleri beter daralsın…
**
Yalan dünya!
Ağa karısına tecavüz fıkralarda bile farklı oluyor.
Ağanın şehre indiği gün eşkıyalar köyü basıp, ağanın karısı dâhil köyün kadınlarını dağa kaldırırlar. Şehirden dönen ağa hemen adamlarını toplayarak eşkıyaları kuşatır. Durumun kötüye gittiğini gören eşkıyalar, kadınları bırakıp kaçarlar. Ağa karısına sorar:
- Ne yaptılar size? Hele bi anlat.
- Ne yapacaklar, zamanında yetişip kurtaramadığınız için hepimize tecavüz ettiler...
- Söylemedin mi ağanın karısı olduğunu?
- Söyledim ağam, söylemez olur muyum?
- Eee, ne yaptılar?
- Altıma kilim serdiler…
**
Yiyenler var ya!
Tevfik Fikret üstat ise “yiyin, çatlayın” demek zorunda kalıyor.
“Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak!
Yarın bakarsınız söner bugün çıtırdayan ocak!
Bugünkü mideler kavi, bugünkü çorbalar sıcak,
Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak...”