Değerli okurlar 1978 ve 1981 yıllarında Aydın’da il kültür müdürü idim.
Rahmet ve minnetle andığım Arkeolog Kenan Erim’de Afrodisias antik kentinde kazılar yapıyordu.
Her bir metre kare kazılan yerde mutlaka tarihi değeri olan mimari parçalar çıkmaya başlamış.
Ben Afrodisias kenti ve Ara Güler diye uzunca bir yazı yazmıştım. Şimdi çıkan bu güzelim eserlerin tanzim teşhir ve düzenlemesi için çok güzel bir müze inşa edilmesi gerekiyordu.
Müze binasını tamamlanmasından sonra teşhir tanzimine Sayın Kenan Erim müzede görevli arkeolog ve yardımcı personelle birlikte yoğun bir çalışma ile müzenin içinin teşhir ve tanzimi yapıldı.
Kazı ekibinin araç ve gereçleri ile lahitlerin yerlerinden kalkması mümkün değildi. Bunun üzerine o zamanki adı YSE (Yol, Su ve Elektik) olan köy hizmetleri müdürlüğüne rica ederek bir vinç alarak müzeye hareket ettik.
Fakat YSE müdürlüğünün vincinin kaldırma gücü lahitleri kaldırmaya yeterli gelmedi.
Bunun üzerine Sayın Erim'le birlikte Aydın Devlet Su İşleri Bölge müdürlüğüne gittik. Durumu sayın bölge müdürüne uzunca anlattık. Çok sağ olsun bölge müdürü bize bir vinç verdi.
Vinci bir araçla 115 km uzaklıkta bulunan Afrodisias kentine götürecek uzunca bir araca yükledikten sonra müzeye hareket ettik.
Devlet Su işleri bölge Müdürlüğünün vinci tahminen üç gün çalıştıktan sonra o büyük lahitleri yerlerine yerleştirdik.
Sayın Erim kadar olmasa da müzenin teşhir tanziminde ve önemli olan lahitlerin taşınmasında benim de çok büyük emeğim geçmiştir. Helalı hoş olsun.
Müzenin teşhir ve tanzimi bittikten sonra 1979 yanılmıyorsam son bahar aylarında müze binasını ziyarete açtık. Müzeler Genel Müdürlüğünden ve yerli halkın katılımı ile güzel bir açılış yaptık. Açılışta Kenan Erim ve ben birer konuşma yaptık.
Müzenin açılışından sonra vilayette Sayın Vali Enver Hızlan başkanlığında yapılan İl Koordinasyon Kurulu toplantısına katıldım.
Toplantıda birçok konular görüşüldükten sonra ben söz alarak şöyle bir konuşma yaptım.
Sayın Valim hepinizin bildiği gibi ve ilim âleminin çok yakından tanıdığı çok önemli bir Afrodisias müzemiz var. Burada çok güzel ve nadide eserlerimiz mevcut. Müzemiz en yakın karakola 20 km. Bu müzemizde hiçbir ulaşım ve güvenliğimiz yok. Sizlerin huzurunda Sayın PTT baş Müdürümüz Sadık Beye rica etsem acaba oraya 15 veya 20 lik santral koyamaz mıyız? Bu konu bizim için çok önemli.
Ayrıca Sayın Jandarma Alay komutanımızdan da rica etsek oraya nokta şeklinde bir karakol olmaz mı?
Bu konuşmamdan sonra Sayın vali PTT başmüdürüne dönerek “Ne diyorsun müdür bey” diye sordu. Müdür bey “Sayın Valim ben kültür müdürümüzle birlikte gidip bir inceleme yapayım sonra gereğini yaparız”
Jandarma alay komutanımız da olumlu yanıt verdi.
PTT başmüdürünü bir Pazar arabamla alıp müzeye gittik müdür inceleme yaptıktan sonra müzeye 40 hatlık bir santral koydu.
Ayrıca Jandarma Alay Komutanımız da müzeye bir nokta karakol koyarak müzenin güvenliği sağlandı.
Tabi bu arada iktidar değişikliği olunca beni alarak Erzurum’a tayin ettiler. Hemen Danıştay’a müracaat ettim. Danıştay beni haklı görerek tekrar görevime iade etti. O zaman Aydına atanan Kemal Şenol isminde içi hırs ve kin dolu birisi valiydi.
Arkadaşlar aman bu vali çok partizandır makama vardığında dikkatli ol açık verme ikazları ve elimde Danıştay kararı ile valinin makamına vardım.
Durumu kendilerine anlattım. Vali yüzüme baktıktan sonra şöyle dedi.” Sen şimdi Danıştay kararı ile geldin değil mi? Helal olsun senin gibi hakkını arayana saygı duyulur. Hemen git görevine başla. Görevine başlar başlamaz göreve başlama yazısını yaz bana gönder. Teşekkür ederek gelip göreve başladım. Beş dakika geçmeden sekreter müdür bey vali bey arıyor dedi. Bağlandım. Buyurun Sayın valim.
Müdür bey görevine başladın mı? Evet, Sayın Valim başladım. Hayırlı olsun hemen göreve başlama yazını yaz gönder. İçime bir şüphe düştü neden bu kadar acele ediyor diye düşündüm. Göreve başlama yazımı yazıp gönderdim. Beş dakika sonra özel kalemden bir kişi milli eğitimden bir kişi ve bir polis geldiler.
Müdür bey tayininiz çıktı buyurun dediler.
Valinin sumeninin altında iki kararname varmış biri göreve başlatma diğeri görevden alma.
Uzatmayalım ben altı defa Danıştay kararı ile geldim 7 defa görevden alındım. En sonunda 1980 askeri cunta tarafından görevime son verildi.
Ama aynı askeri hükümet tarafından yasal olarak hakkımı alarak beş sene açıkta kaldıktan sonra tekrar göreve döndüm.
Tabi bu arada Danıştay kararlarına gerekçe hazırlamak için tam 26 defa tahkikat geçirdim. Sordukları soru ipe sapa gelmeyen sorulardı. Sorunun biriside, Bir günde Afrodisias müzesine iki defa telefon etmişsin. Bu nedenle hazineyi 485 kuruş zarara uğratmışın.
Oraya santralı kuran ben büyük vinçleri götürerek lahitlerin kaldırılmasını saylayan ben. Şimdi 485 kuruş hazineyi zarara sokan da ben.
Gelen müfettişe ben de şöyle bir soru sordum. Türkiye müzelerinde veya il kültür müdürlüklerinde böyle bir soruyu onlara da sordunuz mu?
Değerli okurlar ülkemin iyiliği ve güzelliği için bazı bedeller ödenmesi gerekiyor. Ben bu bedeli fazlası ile ödedim. Ama cuntacılara yaranmak için yalakalık yapanları da çok gördüm.
Şair ne diyor:
Namert sofrasında balı yemeden
Cömert sofrasında yala razıyım.
Teberru ile ipekli giymeden.
Kendi kazandığım çula razıyım.
Ülkesini ve ulusunu seven haksızlık ve baskı karşısında dimdik durması gerekiyor.
***
Değerli okurlar son olarak şunu diyorum Afrodisias müzesini ve ören yerini mutlaka ama mutlaka gezip görün. Çünkü Dünya’nın en önemli müzesi.