Seçime sadece 40 gün kaldı..Gerçek şu ki siyasi partiler de, milletvekili adayları da, vatandaşlar da seçim havasına tam olarak giremedi.Elbette bunun çeşitli sebepleri var..En önemli sebebin ise ekonomik olduğunu sağır sultan bile biliyor..
Partiler ve adaylar seçim derdine düşmesine karşın, vatandaş geçim derdinde. Siyasilerin oy istediği esnaf, işyerini siftahsız kapatıyor. Aynı şekilde çiftçi, ürünü para etmediği için tarladan toplayamıyor.Üreticideyken 25 kuruşa zar zor alıcı bulan narenciye, tüccarın eline geçince fiyatı zıplıyor ama kimseden gık çıkmıyor. İşçi, memur ve emekli sadaka gibi yapılan zamla avunuyor.
Ayrıca;
Seçmen son yıllarda hızlı bir değişim gösterdi. Geleneksel siyaset anlayışını terk etmeye başladı. Artık kimse takım tutar gibi parti tutmuyor.. Aile bireylerinin bile siyasi tercihleri farklı..Aynı aileden birkaç farklı partiye ve siyasi görüşe sempati duyan, aktif olarak siyasete katılan birkaç kişiye rastlamak mümkün…
Seçimlere sayılı gün kala yerel siyasetçisinden milletvekillerine, parti yöneticisinden, sempatizanlarına kadar nerdeyse herkes halkla iç içe olmaktan, ona dokunmaktan, onu anlamaktan söz ediyor. Ama söylem ve eylem ne kadar örtüşüyor, ortada…
Yarım asırlık yaşamımda, kendimi bildim bileli siyaset gündemini yakından takip ettim. Bugüne kadar ne CHP’de nede MHP’de gerçek anlamda halka dokunan siyasetçi görmedim. Halkın beklentilerini dikkate almadan, hep kendi doğrularını empoze etmeye çalıştılar. Hiç vatandaşın geçim derdine çare olacak somut öneri sunmadılar.
CHP ilk defa somut öneriyle halkın karşısına çıkıp, sadaka gibi maaşla yaşamaya çalışan emeklilere CHP iki maaş ikramiye sözü verince kızılca kıyamet koptu..
Bu noktada AK Parti ile CHP arasında söz düellosu başladı. Özellikle CHP’nin emekliye iki maaş, asgari ücretin bin 500 lira olması ve veriden muaf tutulması, mazot fiyatında indirim sözleri siyaset sahnesini bir hayli kızıştırdı..
Dikkat ettiniz mi…
Eskiden gündemi iktidar partisi belirler, muhalefet takip ederdi…
İlk defa ama ilk defa gündemi CHP belirledi…
İktidar ise takip ediyor.
Buradan da anlıyoruz ki; vatandaşı en çok ekonomi ilgilendiriyor.. CHP’nin bu kozuna karşılık, AK Parti, “istikrar bozulmasın” kozunu kullanacak.
7 Haziran yaklaştıkça seçmenin tercihi de işte bu şartlar altında şekillenmeye başlayacak..
Bunda en önemli etken doğal olarak seçmene, vatandaşa verilen sözler olacak.
Sözler etkili olsa da;
Söz veren güvenilir mi bakılacak.
Seçmen oyunu ona göre kullanacak.