Bir ulusal bayram geçirdik. Mutlu, umutlu olmamızı gerektiren, bir milli bayram. 23 Nisan, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. 23 Nisan, neşe e doluyor insan diyemeyeceğim. Ülkemde çocuklarımıza sevineceğimiz gibi davranılmıyor. Biz dünya lideri Atatürk’ümüzün bize, çocuklarımıza hediye ettiği bayramı kutlarken, birileri can parçamız çocuklarımıza tecavüz etmekle meşguldü, aynı gün. Kim tarafından? Ülkemizin kapılarını sonuna kadar açtığınız, iyiymiş, kötüymüş sorgulamadığınız, sözde Pakistanlı olduğunu basının yazdığı, bizim hiç inanmadığımız, bir Suriyeli olduğunu düşündüğümüz, kendi ülkelerinde bir değer görmemiş bizim memleketimizde kendi vatandaşımızdan daha değerli görülen insan atığı bir kişi. En kıymetli varlığımız çocuklarımızdan birine tecavüz etti. Kendiniz rahat rahat oturun koltuklarınızda. Bunları kıymetli ülkemize sokup, ülkeyi kıymetsiz hale getirdiniz. Herkesin girip, çıkabileceği dünyanın en ucuz ülkesi yaptınız. İşledikleri suçların haddi hesabı yok yine de koltuğumuzun altında, gölgemizde vatandaşımızdan daha iyi şartlarda geçinip gidiyorlar. Bir de; her bakımdan zarar veriyorlar.
İçim titredi fotoğrafı gördüğümde. Bir müddet ağladım. Masum gözünde bir damla yaş ve nazik küçücük bedeni kan içindeydi. Tecavüze uğramış, daha beş yaşındaydı. Dünyayı hep güzel mutlu pembe görmüştü bugüne değin. Bilmiyordu insanların kötü olacağını öylesine küçüktü işte…
İçime sindiremiyordum. Bu kaçıncı? Biz çocuklarımızı, bu canavar yaratıklardan nasıl koruyacağız var mı bilen söylesin? Bu ülkede bir gün iyi haber duyamayacak mıyız? Bir gün olsun koltuk kavgasını bırakıp kanayan yaralarımıza parmak basacak bir yürekli siyasetçi çıkmayacak mı? Bu gözler ‘’bir kereden bir şey olmaz’’ diyen, bu kulaklar ‘’bu kadar çok çocuk varken bunlar olası ‘’ başka biri ‘’ o çocuklar da dışarıda olmasalardı’’ deyip sinemize çekmemizi öğütleyen utanmazlar gördü. bunları söyleyenler üstelik ’’anne’’ Biz sizinle nasıl baş edeceğiz? Birilerine yalakalık yapacağım diye bu masum çocuklarımıza karşı işlenen ağır suçu görmezden gelip işleyenleri affedenler; siz insan mısınız? Sizden bunun hesabını şimdiki koşullarda biz soramıyorsak eğer. Bir gün Allah sorar ki; bunun bedelini çok ağır ödersiniz. Sizin de çocuklarınızın başına gelmemesi için yine biz duacıyız!
Bu Suriyeli ve diğer yabancıları (ülkelerinde atılmış dışlanmış ne kadar kalitesi düşük insan varsa ) ülkeye getirip medeniyetin en az elli yıl geriye gittiğini görüp, ülkemde olanlardan vicdanınız sızlamıyor mu? İlle sizin çocuklarınızın başına mı gelmesi lazım ülkenin bunlardan arındırılması için?
Ben şimdi herkesin kendi evinde yaptığı bir şeyi yapacağım. Ya giyinip süslenip dışarıya çıkacağım ya evin içinde günlük rutin işlerime devam edeceğim ya da herhangi bir şey; hayata dair yaşamaya dair bir şeyler yapacağım. Bir düşünün bakalım o küçücük bebenin ailesi ne durumda. Bir kere kendinizi o insanların, ana-babanın yerine koyun bakalım! Nasıl? Şimdi iyi hissediyor musunuz? Düşünmek bile istemiyorum! Bunları yapanlara en ağır cezayı vermek varken salıvermek, serbest bırakmak bu suçları katlanarak çoğaltıyor.
Eskiden birçok dünya devletinden çocuklar ülkemize gelir 23 nisan çocuk bayramını kutlardık. Şimdi pek çok konuda olduğu gibi bu da hayal oldu. Hepsi hatıralarımızda kaldı. Hiçbir ülke çocuklarının bu ülkeye gelmek gibi bir hevesi kalmamıştır sanırım. Hayal oldu birçok yaşadıklarımız. Hayallerimizde güzel bir anı olarak kalacak çünkü sarsılan prestijimiz ve yok olan güven bunu engelliyor ne yazık ki. Bunca çocuk telef oldu vakıf yurtlarında. Sesiniz bile çıkmadı. Yurtlardaki görevli tecavüzcüler elini kolunu sallayarak dolaşıyor ortalıkta.
Bu masum canların hesabını kim soracak?
Sokakta çocuklarımıza gülümseyemez olduk. Hep endişeli, hep korkar olduk. Artık bu çocuk bayramlarına gülerek girelim tıpkı eski 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramlarında olduğu gibi.
SÖZDE BAYRAM KUTLADIK DA, NELER YAPTINIZ ÇOCUKLARIMIZA…