19 Mayıs!. Mustafa Kemal’in Milli Mücadeleyi başlatmak için Samsun'a ayak bastığı, aynı zamanda da ''Bugün benim doğum günüm!'' dediği gündü…
Şimdi düşünüyorum da 19 Mayıs Mustafa Kemal’in mi doğum günü yoksa Türkiye Cumhuriyetinin doğum günü? Yoksa her ikisinin mi doğum günü?
Hemen aklınızdan “TC’nin doğum günü 29 Ekim 1923 günü!” duygusunun gelip geçtiğini biliyorum değerli okurlarım.
Bilirsiniz doğum bir süreçtir!.. Önce doğum yapacak canlının/annenin sancıları başlar… Sonra kanamalarla sürer gider ve canhıraş çığlıklar içerisinde dünyaya nur topu bir can geliverir!
Mustafa Kemal’le TC’nin doğum süreci de böyle yaşanmamış mıdır! 16 Mayıs’ta İstanbul’dan mucizevî bir çıkış; 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basış!.. Kongreler süreci ve 23 Nisan 1920’de TBMM’nin gerçekleşmesi ve Millî Mücadeleyi yönetmesi. İnönü Savaşları, Sakarya Meydan Muharebesi, 26 Ağustos Büyük Taarruz, 30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Muharebesi ve Dokuz Eylül 1922 ile İzmir’de Konak Meydanında hükümet konağındaki işgalci Yunan bayrağının indirilişi, yerine Âkif’in “Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!” dediği al bayrağımızın göndere çekilişi.
“Kanla irfanla kurduk biz bu Cumhuriyeti!” beyanınca gerçekleşen ve 29 Ekim 1923’te adı verilen kutlu Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz…
Şimdi haksız mıyım 19 Mayıs hem Mustafa Kemal’in hem de “En büyük eserim!” dediği Türkiye Cumhuriyetinin doğum günüdür demekten…
19 Mayıs 1919’dan, 102 yıl sonra bugün Atatürk’ü anıyor ve gençlik ve spor merkezli bir bayram yapıyorsak bu güzelliğin hem derin mânâsını hem de sürecini bilmek mecburiyetimiz vardır.
19 Mayıs’ın yurt çapında bir ''Bayram''a dönüşmesinin öyküsü Selim Sırrı (Tarcan) Bey'in girişimiyle 1928 yılında ilk kez İstanbul'da düzenlenen ''Jimnastik Şenlikleri''ne dayanır. ''Bir nevi mektepler bayramı'' şeklindeki bu şenliklerde kızlarla erkekler ayrı ayrı sahaya çıkıyorlardı.
Bu şenlikler, 1936'da 19 Mayıs'a denk getirilir ve ''millete mal edilerek'' gençlik bayramı niteliğini kazanır.
Sözün burasında Atatürk’ün de çok beğendiği, Şair Mithat Cemal (Kutay)’ın şu dörtlüğünü hatırlamak gerekiyor:
''Bazı biçaredir sıfırlardan
En müselsel asırların sayısı.
Bazı bir günde bir asır vardır:
Mesela Türk'ün 19 Mayısı.''
Atatürk, 1938 yılında Ankara (19 Mayıs) Stadyumu'nda, ''Gençlik ve Spor Bayramı'' olarak ilk kez yapılan gösterileri hasta olmasına karşın izler. Atatürk, gençlerin spor gösterilerini izlerken yanında konuğu Yugoslav generali Nediç vardır.
Sanırım Atatürk’ün evrensel bir içerik kazanan “ Ben sporcunun zeki, çevik aynı zamanda da ahlâklısını severim!..” sözü onun gençliği ne kadar çok sevdiğini ve hangi ölçülerde sevdiğini ortaya koyan âdetâ bir manifesto mahiyetindeki sözüdür.
Uzun süre “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak yaşanan bu bayramın adı, 1980 yılından sonra yapılan düzenlemeyle de ''19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı'' olarak değiştirilir.
Mustafa Kemal İstanbul’dan Samsun’a hareket ettiğinde Bandırma Vapurunda yanında olan ve Samsun'a ayak basan ''9. Ordu Kıtaatı Müfettişliği'' karargahında şu isimler vardır. Onları da bu vesileyle saygıyla anmak gerekiyor:
''3. Kolordu Komutanı Kurmay Albay Refet (Bele)
Kurmay Albay Kazım (Dirik), Müfettişlik Kurmay Başkanı
Kurmay Yarbay Mehmet Arif (Ayıcı), Kurmay Başkan Yardımcısı
Kurmay Binbaşı Hüsrev (Gerede), Birinci Şube Müdürü
Binbaşı Kemal (Doğan), Müfettişlik Topçu Kumandanı
Dr. Albay İbrahim Tali (Öngören), Ordu Sıhhiye Başkanı
Dr. Binbaşı Refik (Saydam), Sıhhiye Başkan Yardımcısı
Yüzbaşı Cevat Abbas (Gürer), Müfettişlik Başyaveri
Üsteğmen Muzaffer (Kılıç), Müfettişlik İkinci Yaveri
Yüzbaşı Ali Şevket (Öndersev), Müfettişlik Emir Subayı
Üsteğmen Hayati, Kurmay Başkanı Emir Subayı
Yüzbaşı Mümtaz (Tünay)
Yüzbaşı İsmail Hakkı
Yüzbaşı Mustafa (Süsoy), Karargah Komutanı
Üsteğmen Abdullah, İaşe Subayı
Birinci Sınıf Katip Faik (Aybars), Şifre Katibi
Dördüncü Sınıf Katip Memduh, Şifre Katibi Yardımcısı
Üsteğmen Hikmet (Gerçekçi) Refet Bey'in Yaveri.
Bu gün vesilesiyle “19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı”mızı şanlarla şereflerle anıyoruz…
Dileğimiz elbette, pandemi sürecinin sona ermesi ve yeniden stadyumlarda, kentlerde bayramımızın coşkuyla neşeyle yaşanabilmesi içindir.
Bu duygularla “19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı”mızı kutluyoruz…