14 Mayıs cumhurbaşkanı ve milletvekilliği seçimine az bir zaman kaldı. Bu süreçte adayların adil koşullarda yarışması gerekiyor.
Depremin üzerinden 45 gün geçmesine rağmen henüz acıları dinmedi, yaraları sarılmadı. Soğukta, yağmurda, çamurda, bırakın konteyneri tuvaleti, duşu, suyu, ısıtıcısı olmayan çadırı bile bulamadığı, çayı, şekeri, ayakkabı ve terliğin bile halktan isteniyor.
Böyle bir ortamda Devlete büyük maliyeti olacağı 14 Mayıs seçimlerinde afiş, bayrak, anons kirliliği, taşımalı pahalı mitingler düzenlemek yerine adaylar programlarını televizyon ekranlarında anlatmalıdır.
Adaylar televizyonlarda önceden servis edilmemiş soruların, deneyimli gerçek gazeteciler tarafından çalışılmamış yerden sorulara yanıt vermelidir. Halkın gerçek gündemi işsizlik, pahalılık, eğitim, sağlık, demokrasi, demokratik haklar, enflasyon vs gibi sorunlar hakkında adayların ne düşündüğü, çözümlerinin ne olduğunu liderlerin camdan değil candan canlı yayında dinlemek ona göre karar vermek isteriz.
Böylece gelişmiş ülkelerdeki gibi daha modern daha sağlıklı aynı zamanda miting öncesi ve sonrası karmaşayı azaltacak, bayrak, poster, kirliliğinden de kurtaracaktır.
Mevcut haliyle dinlediğimiz, izlediğimiz açık oturum demokratik olmadığı gibi kendin pişir kendin ye, kendin söyle, kendin dinle türündedir. Hatta tatsız tuzsuz, renksiz hastane yemeğine benzemektedir.
Önerimizi yineliyoruz maliyeti yüksek bayraklı, posterli, ilkel mitingler yerine tarafsız gazetecilerin önünde önceden servis edilmemiş çanak sorulardan arınmış, herkesin gönül rahatlığıyla izleyip, kararını ona göre karar vermesi hepimizin ortak talebidir.