Orhan ERDEM
Sabahattin Ali ve Kuyucaklı Yusuf
Sabahattin Ali 1907 yılında Edirne de doğar. İlköğretimini Edirne’de tamamlar. İstanbul Öğretmen Okulu’ndan mezun olur. İlk öğretmenlik görevini Yozgat’ta yapar. 1928-1932 yıllarında Almanya ‘da eğitim görür. Yurda dönüşünde Konya ve Aydın’da Almanca öğretmenliği yapar. Bir yazısından dolayı mahkûm olur. Aydın cezaevinde yatar. 1932 Konya’da yazdığı ve okuduğu bir şiirden dolayı tutuklanır. Bir yıla mahkûm olur. Konya ve Sinop cezaevlerinde yatar. Hepimizin bildiği ‘ aldırma gönül aldırma’ şiirini de burada yazar. Cumhuriyetin 10. Yıl genel affından faydalanıp serbest kalır.
Ankara’ya gider görev ister. Milli Eğitim Bakanı Hikmet Bayır eski düşüncelerinden vazgeçtiğini ispatla der. Aynı yıl bakanlık neşriyat müdürlüğüne atanır. 1938 de musiki muallim mektebine Türkçe öğretmeni olur. 1940 da askere alınır. Askerlik dönüşü Ankara Devlet Konservatuarı’na Almanca öğretmenliğine getirilir.
1941 de ‘içimizdeki şeytan ‘ romanını yayınlar. Milliyetçilerin ağır tenkitlerine uğrar. Başta Nihal Atsız hakkında dava açar ve kazanır. Tepkilerden kurtulamaz görevden alınır.
1945 de İstanbul’a gelir. Gazetecilik yapmaya başlar. Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz’la Marko Paşa, Merhum Paşa, Öküz paşa gibi mizah dergilerini çıkarır. Yazılarından dolayı 3 ay ceza alır hapis yatar.
1948 yılında çıkan bir yazısından dolayı gene ceza alır. Hapisten çıkınca çok zor günler geçirir. İşsiz kalır, yazacak yer bulamaz, yurt dışına gitmek için pasaport almak ister ama alamaz. Yasa dışı yollardan Bulgaristan’a kaçmak ister. 2 Nisan 1948’de para karşılığı Ali Ertekin adlı kaçakçı rolündeki kişi tarafından öldürülür. Ali Ertekin öldürdüğünü itiraf eder. 4 yıl ceza alır. 1 hafta sonra affedilir.
Kuyucaklı Yusuf kimdir
Kuyucaklı Yusuf ( hacı efendi Yusuf) 1987 yılında Kuyucak’ta doğmuştur. Babası Mehmet Bukan ( kel hacı efendi) annesi Hatice Bukan’dır. 1927 yılında Kuyucak, Horsunlu’ya bağlıdır. Nahiye müdürü Kuyucak’ta oturmaktadır.
Kuyucaklı emekli öğretmen Akın Çelebioğlu’nun anlatımı ile devam edelim:
Kuyucaklı Yusuf benim komşum yoksul ama gururlu ve kişilikli bir emekçi. Kır bekçiliği (deştaman) yapıyor. Haksızlıklara direniyor. İşbirlikçilere namustan bahseden namussuzlara karşı mücadele veriyor. Mahalledeki dul ve yetimlerin namusuna göz koyan eşraf idareci ve güvenlikçi işbirliğine karşı mahallenin namusunu korumaya çalışıyor. Bu üçlü ittifak ona tuzak kurar. Evinin bahçesine bir balya pamuk attırılarak hırsızlıkla itham edilir. 3 ay ceza alır. Aydın hapishanesinde yatar. Aydın hapishanesinde Sabahattin Ali’yle aynı koğuşta kalır. Bu iftirayı kaldıramaz. Hapisten kaçar. Bu üçlü çeteden intikam alacaktır. Sultanhisar’ın Kavaklı köyünde jandarmalar kıstırılır ve öldürülür. Kavaklıya defnedilir. Bir müddet sonra savcının talimatıyla mezardan cesedi çıkarılır. Aydın hapishanesinin bahçesindeki dut ağacına ibreti alem için cesedi ayaklarından asılır. Daha sonra eğersiz bir eşeğe cesedi yüklenerek mezarlığa götürülüp defnedilir. Şeytan ittifakı Kuyucaklı Yusuf’tan intikamını almıştır.
Sabahattin Ali’nin Kuyucaklı Yusuf’u
Yusuf’un anne ve babası çocukken gözleri önünde eşkıyalarca öldürülür. Yusuf hem öksüz hem yetimdir. Kaymakam Yusuf’u evlatlık edinir büyütür. Yusuf 17 yaşına gelmiştir. Kaymakam Edremit’te tayin olur. Kaymakamın kızı Muazzez de büyümüştür. Kaymakamın karısı Kübra kızını eşraftan Hilmi beyin oğlu Şakir’le evlendirmek ister. Yusuf Şakir’in serseri olduğunu bildiği için bu evliliğe karşı çıkar. Arkadaşı Ali’yle muazzezi evlendirmek ister. Oysa Muazzez’in gönlü Yusuf’tadır. Kaymakam Selahattin Bey aniden vefat eder aile ortada kalmıştır. Hilmi Bey Şakir kaymakam jandarma komutanı şer ittifakı Kübra ve kızına askıntı olur. Onları yoldan çıkarır. Yusuf bu duruma tahammül edemez. Yusuf Kübra’yı kaçırır. Kübra ölür. Yusuf bilinmeyen bir yere gider romanın özeti budur.
Sabahattin Ali ve Kuyucaklı Yusuf romanı Aydın için önem arz eder. Sabahattin Ali Aydın’da öğretmenlik yapmış eserlerinin bir kısmını aydında yazmış, fikir suçuyla suçlanmış mahkûm olmuş Aydın’da Top yatağındaki Tahir Paşa Konağında hapis yatmıştır. Kuyucaklı Yusuf’la hapishanede tanışmış bu tanışıklıktan ‘Kuyucaklı Yusuf’ romanı çıkmış.
Kuyucaklı Yusuf romanı toplumsal ve sosyal olayları konu alan ilk Türk romanı olmasından dolayı önemlidir. 27 dile tercüme edilmiştir. Olay Aydın’da geçmiştir bu yönüyle ilgimiz çekmiştir.
Osmanlı devletinin son zamanlarında asker- eşraf- memur baskı ve zulmü eşkıya ve zeybekliğin türemesine yol açmış. Efelik bir nevi ezilen halkın ezilmişliğine isyan eden alt sınıfların idareye başkaldırışıdır. Bu açıdan bakıldığında heykeli dikilen efeler Atçalı Kel Memetler bir manada halkın koruyucuları olurken devlet tarafından şaki ilan edilmiş ve cezalandırılmışlardır. Efelik zeybeklik eşkıyalık yoksul halkın devlete olan itirazıdır. Bu sosyolojik olay Kuyucaklı Yusuf romanının ana konusudur.
Cumhuriyetin ilk yıllarında fikir suçlarına karşı asker, memur, eşraf tepkisini anlamak neticeleri açısından çok önemlidir.
Kuyucaklı Yusuf’un ölüsüne yapılan resmi muamele hukukun üstünlüğü açısından bakıldığında ibret alınacak bir durumdur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.