Babası ölmüştür. Adam üzüntü içinde camide hocanın yanına gider.

‘’Hocam’’ der babamın durumu ne olur?

Öbür tarafta nasıl davranılır?’’

Hoca sorar; namaz kılar mıydı?

Hayır, ama Cuma günü öldü.

Oruç tutar mıydı?

Tutmazdı, ama Cuma günü öldü.

İçki içer miydi?

İçerdi, ama Cuma günü öldü.

İnsanlara iyilik yapar mıydı?

Hayır, ama Cuma günü öldü.

Kul hakkı yer miydi?

Evet, ama Cuma günü öldü.

Tekrar sorar:

‘’Ne olur hocam babamın durumu?’’

‘’Valla Cuma günü ellemezler ama ertesi gün anasını bellerler!’’

İşte böyle; şimdi memlekette insanların durumu bu! Her şeyi yapıyorlar elhamdülillah! Ramazan geliyor oruç da tutuyorlar. Ama aç kalmanın dışında her şey amacından sapıyor. Namaz da kılıyorlar ama her türlü kötülüğü yapıyorlar. Hak yiyorlar mesela. Zekât veriyorlar. Bunu anlatıyorlar matah bir şeymiş gibi her yerde. Nerede kaldı sevabı?

Ramazan gelmiş hoş gelmiş. Herkes Allah’ın emrettiği İslam’ın beş farzından biri olan orucu Allah nasip ederse kendi iradesiyle tutacak. Var mı bana faydası, ya da başkasına? YOK! Bunun bizim ruhumuza faydası var. Manevi olarak biraz huzur bulmamıza. Bir de bedenimize. Bir detoks yapmak gibi sağlık açısından. Uzmanlar çok faydalı olduğunu söylüyorlar daima. Bunu kabul ediyoruz da insana ve insanlığa var mı bir faydası? Kendi inançlarınız için tabi ki tutun.  Ama orucu tutarken İslam’ın emrettiği başka şartları da atlamadan tutun. Dedikodu etmeyin mesela. Hak yemeyin. Özellikle göz hakkı yemeyin.  İftarda gittiğiniz en lüks restoranın sokağa düşen tarafında oturarak fakirin fukaranın önünüzden geçerken yediğiniz o muhteşem iftar sofrasını onlara göstermeyin. Sosyal medyada paylaşmayın. Ya da kendi yemek yediğiniz kalitede o insanları da doyurun ayırım yapmadan. Zaten zengin çevrenizin o yemeğe çok da ihtiyacı yoktur sanırım!

Bundan önceki yıllarda ramazanın birinci günü dolup taşan camiler, teravih namazı kılan cemaatin dışarıya kadar dolan, sokaklara taşacak kadar ibadet eden insanlar haberlere konu olurdu. Şimdi camilerde eski doluluk bile olmazken hala yapılan ilave edilen devasa camilerle daha bismillah birinci gün kul hakkı yiyerek iftar açtılar. Kazanılmış bir seçimi yok sayarak! Millet iradesini yok sayarak! Dindar ya bunlar! (daha doğrusu dinci) ülkenin büyük çoğunluğunun sayelerinde ateist olduğu, inançlarını kaybettiği, giderek bunlara eklenen kendilerinden olanların bile şiddetle eleştirdiği bir kitle yarattılar. Milletçe her şeyi bıraktık. Dönüp ağıp seçim yapıyoruz bunların bitmeyen kaprisleri ve hırsları yüzünden! Yüce Türk Milleti her şeyin farkında da, bunlar yapılanın, oynadıkları oyunun farkında değiller mi? Hem de çok farkındalar. Vatandaşın gözünün içine baka baka doğruyu inkâr edip hak yiyorlar! Kendi dava arkadaşlarınız, yaptığınızın doğru olmadığı konusunda size uyarı getirmeye başladılarsa. Demek ki yolun sonu görünüyor…

Millet bu mübarek günlerde bıraktı teraviye gitmeyi haksızlık yapılan seçim sonuçlarını adım adım izlemek ve dinlemek üzere evinde oturup yarattıkları muazzam gündemle haberleri izliyorlar. Dini duygular, milli duygularla ayni paraleldedir. Milli duygularınız ne kadar yüksekse katıksız naif inançlarınızda o kadar yüksektir.  Dindar biziz hakkaniyetle ve hassasiyetle inançlarımızı yerine getiriyoruz. DİNDAR BİZİZ DE BUNLAR NE?

İftar; eskiden ailemiz, yakınlarımız, akrabalarımız dışında fakirlere verilen, fakirlere yedirilen sofralarla anılıyordu. Şimdi ise şöyle oluyor; zengin, zengine hava atmak için yemeğe çağırarak benim ki senden daha muhteşemi göstermek için birbirlerini ağırlıyor. Fakir yine fakir fukara yine aç. Mutlu musunuz? Dinler insanları, insanlara, insan gibi davranmaları için vardır. Siz de insanlık yoksa boşunadır din, Hiçbir işe yaramıyor nafile. İsterseniz seccadenin üzerinde takla atın. Ne tuttuğunuz orucun ne kıldığınız namazın ne gittiğiniz Mekke’nin size bir gram faydası yok!

Arındırın kendinizi her türlü nefsani istekten. Bakın şöyle bir çevrenize. Görmeye çalışın ihtiyaç sahiplerini. Anlamaya çalışın insanları, birazcık dinleyin dertlerini merhem olun. Hiç mi ihtiyacınız yok ruhunuzun temizlenmeye arınmaya? Hiç bir şey yapamıyorsanız gülümseyin. Güler yüzlü olun. Pozitif enerjiniz etkilesin insanları.

EN ÖNEMLİSİ YEMEYİN İNSAN HAKLARINI…

BUNLARI YAPAMIYORSANIZ, BOŞUNA. AÇ KALMASANIZ DA OLUR!

HERKESE HAYIRLI RAMAZANLAR…