Ben sormuyorum…

MHP Aydın Milletvekili ve Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı  Sn. Ali Uzunırmak sormuş.

Sorabilir mi, elbette sorabilir.

Uzunırmak’ın maksadı belli ki “Sen geçimsiz birisin” demek…

Baktığı pencereden öyle görmek istiyor olabilir.

Amaç da seçim sürecine girdiğimiz şu günlerde şehrin yeni lideri pozisyonundaki belediye başkanını yıpratabilmek…

Anlaşılır bir durum..

***

Benim burada takıldığım şey, bu tarz muhalefetin halkta karşılığı olup olmadığıyla ilgili; tecrübelerim, halkın sadece kendisine dokunan meseleleri ciddiye aldığı yönünde…

Yani vatandaş, “çöpü toplanıyor mu”, “Aydın güzelleşiyor mu”, “Aydın’da yaşamak güzel mi?” diye bakıyor.

Yani vatandaş, Başkan Özlem Çerçioğlu’nun ne yaptığına bakıyor, kimle ya da nasıl yaptığına bakmıyor.

Bu yüzden de halk nazarında bu tarz muhalefetin bir karşılığı yok.

***

Buna benzer bir çıkışı, AKP Aydın Milletvekili Sn. Mehmet Erdem de yapmış, kent meydanına dökülen beton için kullanılan su miktarı üzerinden bir eleştiri yapmış ve 23 yıllık gazeteci beni şok etmişti.

Anlaşılması zor o usulsüzlük arayışını, Çerçioğlu cephesi basit matematik açıklamalarla bertaraf etmişti.

Dedim ya, vatandaş oraya ne yapıldığına bakıyor. Zorlama eleştiri konusu arayışları, Aydınlılar nazarında, Çerçioğlu’nu zor durumda bırakmak yerine daha da güçlendiriyor.

Vatandaş, “şuna bak böyle de eleştiri olur mu?” diyor.

***

Bunu iyi bildiği için Sn. Çerçioğlu, Uzunırmak’ın o eleştirisine rahat rahat, “Benim hızıma yetişemeyen kim olursa olsun görevden alırım” diye cevap verdi.

Çerçioğlu, aslında bir cevap verdi de sayılmaz, çünkü inandığı bir ilkesini söyledi.

Nereden biliyorum, izah edeyim.

Çünkü Ramazan ayında yaptığı köy ziyaretlerinin birinde bir köylü vatandaşımız “Sen yaparız diyorsun başkan ama kadron ertesi gün bunu yerine getirecek mi” diye sorunca Özlem Başkan aynı cevabı vermişti. O cevabı belediyenin üst düzey kadrosu da dinledi.

Bu nedenle Çerçioğlu o sözlerinin gereğini her zaman yerine getirecek bir kararlılığa sahip olduğunun şahidiyim.

Daha açık yazayım. Diyelim ki Çerçioğlu, bir ziyarete gitti ve orada vatandaşlar toplumsal taleplerde bulundu. Yapılamayacak bir şeyse daha orada Çerçioğlu, “yapamam” der. Eğer yapılması için bir zaman gerekiyorsa onu izah eder. Ancak hemen yapılabilecek bir şey ise hemen talimatlarını verir, ertesi sabah o talimat yerine getirilmek zorunda. Çünkü, Çerçioğlu o sözleri unutmaz takip eder, ettirir. Vatandaşa verdiği sözü de mutlaka yerine getirir.

***

Üst düzey siyasetçilerin bu kapışmasına yazdığı köşe yazısıyla eski başkan yardımcısı Sn. Uğur Alkanlı da katıldı.

Hani Uzunırmak, “Neden 4 yılda 6 belediye başkanının görevden aldın” diye genel bir soru sorunca Çerçioğlu’da “bana ayak uyduramadılar” demişti ya Alkanlı bu duruma içerlemiş özetle “Ben görevden alınmadım, istifa ettim” diyor.

İyi de ne fark eder?

Sonuçta ayak uyduramamışsınız…

2010 yılında bir basın açıklamasında “Bana sadece Özlem Çerçioğlu emir verir” demişsiniz.

E işte emri altında olduğunuz kişi ile aynı noktada duramamışsınız.

Öyle bir noktaya gelmiş ki o ilişki kopmuş.

***

Eşekten düşen Nasreddin Hoca çevresindekiler gülünce sinirlenmiş:

-Ben zaten inecektim, deyivermiş.

İster düşsün, ister inmiş olsun, fark etmez; bu mesele, Alkanlı’nın görevden alınıp alınmaması meselesi değil.

Mesele Çerçioğlu’nun belediye başkanlığı yapma modeli…

Özlem Başkan, enerjik, kararlı ve cesur…

Vakit kaybetmeyi sevmeyen ve hata yapılmasından hoşlanmayan biri…

Sonuç odaklı çalışıyor.

Sonuca varılmasını kim engellerse onunla yollarını ayırır.

Bu nedenle bırakın adı geçen 6 başkan yardımcısını, faydalı olmadığına inandığı hiç kimseyle yol yürümek niyetinde değil.

Doğru mu yapıyor.

Bence doğru yapıyor.

Mesele birilerinin koltuğunu koruması değildir.

Mesele kente hizmet etmektir.

Ve kente hizmet için bir belediye başkanının kaybedecek vakti yoktur.