Ali AKSÜT
Özledim...
Bazı şeylerin değeri birlikteyken pek anlaşılmıyor. İnsanların değeri de, şehirlerin güzellikleri de.
Herkesin kendi köyü, mahallesi veya ilçesinde kıymetini bilemeyip kaybettikleri vardır.
Hele kaybettiğimiz bir insan, bir can bir komşu, yakın akraba anne baba, evlat, bir kardeş veya sevdiği dostları gibi…
İşte her gün dostlarımızdan, yakın akrabalarımızdan sevdiğimiz insanlar zamanı gelince birer birer aramızdan ayrılıyor.
Her ne sebepten olursa olsun bir insanın ölümü, yaşayan bir canlının aramızdan ayrılışı insan doğasına zor geliyor; “Her canlı ölümü tadacak” gerçeğini bilmemize, inanmamıza rağmen.
Hele ölenler tanıdık, sevdik bir dostumuz veya bir yakınınız ise ölüm acısı, üzüntüsü sizi daha çok etkiliyor.
Ya canından can evlat acısı, ya da aynı kandan kardeş acısı olursa; Peyami Safa’nın dediği gibi “Ölüm bir eve girince, sağ kalanları da biraz öldürüyor.”
Bu sözün ne demek olduğunu en iyi bir yakınını evden tabutuyla çıkartılırken görmüşler bilir. Bu yüzden “Allah; Hepimizi bu duyguyu çaresizce yaşamaktan esirgesin” duasında bulunuyorum.
Ben de kardeşimi kaybettim. Bu nedenle siz çok değerli okuyucularımdan uzak kaldım.
Sadece okurlarımdan mı? Güzel şehrimiz Aydın-Efeler'den de ayrı kaldım. O doya doya gezdiğim, buram buram mis gibi turunç çiçekleri kokan sokaklarına hasret kaldım.
Okul önlerinden geçerken, okul bahçelerinde çığlık atan, cıvıl cıvıl hayat ve neşe dolu çocukların, sevgili yavrularımızın oyun oynayışlarındaki sevinç ve mutluluklarını görmeyi özledim. Bayrak merasimlerinde gür ve coşkulu mili marşımız İstiklâl Marşı'nın okunmasıyla çevre binaların duvarlarında yankılanışını özledim! Hele İstiklâl Marşı söylenirken, Bayrak göndere çekilirken sokaktan geçen simitçi, yaşlı teyze, esnaf ve gençlerimizin esas duruşta marşımız bitene kadar gösterdiği o saygısı gözlerimin önünde hâlâ....
Ya tarihi Salı Pazarı...
Velhasıl Aydın'ın her şeyini özledim.
Hele dostlarla birlikte çay sohbetini...
İşte bizi, bizi biz yapan değerler...
Acı, keder, sevinç ve mutluluğu paylaşan kocaman yürekler…
Bugün de, Milli Savunma Sanayisinde milli gururumuz olan İHA’ların babası, yüksek mühendis Özdemir Bayraktar'ın rahmeti rahmana kavuştuğunu üzüntüyle öğrendim. Aynı zamanda eski Başbakanlardan Rahmetli Prof. Dr. Necmeddin Erbakan’ının da öğrencisi olan Özdemir Bayraktar, aklını, beynini, varını, yoğunu, bütün mücadelesini ve emeğini bu ülkeye harcayarak, en üst teknoloji ile donatılmış hava savunma sistemlerinin temel alt yapısını hazırlıyordu.
Azerbaycan Karabağ savaşında zafer kazandıran, tarihi destan yazan bu stratejik projelerin mimariydi. Bu ülkede, bu güzel topraklarda kim ne üretmişse, kim alın teri, akıl teri dökmüşse, çalışan, üreten, mücadele eden ve başaran o güzel insanlara selâm olsun!
Tıpkı hiç susmayan, hep kalemiyle hakikatleri haykıran korkusuz, cesur kalem, yazar Uğur Mumcu gibi...
Bayrak, vatan sevdalı, haksız zulümlere uğramış, mahpuslarda yatmış, çile ve büyük dava adamı Muhsin Yazıcıoğlu gibi…
Aydın hiç Recep Yazıcıoğlu'nu unutur mu? Bütün Türkiye'nin kalbin de yaşayan Valimiz...
Aydın Milletvekili deyince, genç yaşta elim bir trafik kazasında kaybettiğimiz Anavatan Partisi İktidarı dönemi rahmetli hemşerimiz Mehmet Özalp'i unutmak mümkün mü?
Ya güzel insan, büyük devlet ve millet adamı Adnan Kahveci...
İşte şehirlerin de, insanlar gibi Rahmetli Demokrasi şehidimiz Başbakan Adnan Menderes gibi simgeleşen destanlaşmış hikâyeleri vardır.
Tarih, kültür, sanat fışkıran, medeniyetler beşiği Aydın!
Verimli B.Menderes Ovası'ndan bereket fışkıran, zeytin ve incirin vatanı, meyve ve sebze ambarı Aydın.....!
Deniz, kum, güneş, yayla ve ovasıyla tüm doğa güzellikleri içinde çok sıcakkanlı, cana yakın, mert, dürüst, efe ruhlu, bağımsızlık ve özgürlük aşığı Efe kızanları...
Saymakla bitiremeyeceğim yüzlerce güzellik...
Muhteşem bir potansiyel yer altı ve yer üstü zenginliklerimiz...
Yetişmiş insan kaynaklarımız...
İşte bu kadar önemli özellikleri olan bu güzel şehre yeterince değer verip, sahip çıkıyor muyuz?
Yeterince, hak ettiği hizmeti veriyor muyuz?
Resmi, siyasi, sivil, yetkili, yetkisiz bu şehirde yaşayan, bu güzel şehrin ekmeğini yiyen (kaymağını) yiyen herkes, Aydın'a olan vefasını, hizmet ederek gösteriyor mu ?
Yediden yetmişe bunu herkes sorgulamalı.
Çünkü
Dünyada yaşayabileceğiniz başka bir Aydın şehri yok!
Sevgili okurlarım!
Saygı değer Aydın halkı!
Gelin bu şehrin kıymetini bilelim.
Değerli dostlar!
Biraz uzunca bir hasretten sonra, dertleşivereyim dedim.
Aydın özlemimi, bu güzel şehir için yazdığım " Bir Şiir Yazmak İstiyorum " adını verdiğim şiirimden şu mısralarla yazımı noktalıyorum. Kalın sağlıcakla.
Bir şiir yazmak istiyorum.
Bu şehrin portakal çiçeklerine,
Hangi dilden yazayım bilmiyorum
Yazarsam kalpten yazayım...
Kalpten kalbe giden yollarda,
Karış karış, adım adım,
Aydın turunç sokaklarını geziyorum.
Unutulmaz portakal çiçeklerini kokluyorum.
Bu şehri, şiir gibi okumak,
Şiir gibi yazmak istiyorum...
Ey güzel Aydın!
Seni çok özledim.
Seni çok seviyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.