Öldürülen İrlandalı Turistlerin Davasındaki Keşif Kararı
İzmir’de öldürülen İrlandalı turistlerin devam eden davasında, gizli tanığın, mahkeme tarafından olay yerindeki keşif kararına, sanık ve iddia makamının avukatlarının dahil edilmediği ortaya çıktı.
- İzmir’de öldürülen İrlandalı turistlerin devam eden davasında, gizli tanığın, mahkeme tarafından olay yerindeki keşif kararına, sanık ve iddia makamının avukatlarının dahil edilmediği ortaya çıktı. İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz dilekçesi veren sanıkların avukatlarından Aydoğan Yolyapan, kararın değiştirilmediği takdirde Anayasa Mahkemesi'ne başvuracaklarını belirtti.
İzmir'de 2011 yılının Ağustos ayında öldürülen İrlandalı turistlerin katil zanlılarından Recep Ç. ile, cinayete yardım ettiği gerekçesiyle yargılanan babası Eyüp Ç.'nin 20 Şubat Çarşamba günü görülen beşinci duruşmasında, sanık ve iddia makamının avukatlarını şaşırtan bir karar verildi. Yargılamanın devam ettiği davada, gizli tanığın kimlik bilgilerinin deşifre olabileceği gerekçesiyle, söz konusu keşfin sadece mahkeme heyeti tarafından yapılmasına karar verildi. Sanık ve iddia makamına keşfin tarihinin ve saatinin bildirilmemesi üzerine harekete geçen sanık Eyüp Ç.’nin avukatı Aydoğan Yolyapan, İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na itiraz dilekçesi gönderdi. Kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu savunan Av. Yolyapan, "Hem sanık, hem iddia makamının müdahil olduğu avukatlar dışlanmıştır. Mahkeme tek başına keşif yapma kararı alıyor. 1982 yılından bu yana ceza hukukunun içindeyim ancak, ilk kez böyle bir kararla karşılaşıyorum. Dünyada böyle bir karar yoktur. Bu karar ile iddia makamının da hakları elinden alınmıştır. İrlandalı şahısların kızı ve avukatları Barış Kaşka’nın da olay yerindeki keşfe katılmaları gerekmektedir. İki tarafın da hakkı kısıtlanmış oluyor. Bu karar, öldürülen İrlandalı şahısların ailelerini de mutlu etmez" ifadelerini kaydetti.
Mahkemenin, bir avukatın keşifte bulunma ve gizli tanık olduğunu iddia ettiği şahsa soru sorma hakkının alıkonulamaz olduğunu savunan Av. Yolyapan, itiraz dilekçesinde şu ifadelere yer verdi:
"Ceza yargılamasının üç ayağını; iddia makamı olarak savcı, savunma makamı olarak avukat ve karar makamı olarak mahkeme oluşturmaktadır. Bu nedenle mahkemenin yargılamanın olmazsa olmaz makamı olan savunma makamına güvenmeksizin, savunma makamının gizli tanığın kimliğini müvekkillerine sızdırarak deşifre edeceği inancı ile yapılacak keşiften savunma makamını mahrum etmesi, evrensel hukuka aykırıdır. Mahkeme heyeti ceza yargılaması olarak aynı konumda olan savcıya güvenirken, avukata niçin güvenmemektedir? O zaman cumhuriyet savcısının da keşifte hazır bulunmamasına karar vermek gerekir. Bir avukat olarak gizli tanığın tarafımdan deşifre edileceğinin mahkemece kabul edilmesi, beni ve tüm avukatları son derece rencide etmiştir. Mahkeme, bir avukatın keşifte bulunma ve gizli tanık olduğunu iddia ettiği şahsa soru sorma hakkını elinden alamaz, ki gizli tanık olduğu iddia ettiği şahısların gizli tanık olarak dahi ifade vermesini sağlayamamış, bu şahısların bilgilerini dahi 'ben onları tanımıyorum, irtibatım yok' diyerek tanık koruma birimine dahi bildirememiştir. Açıkça yalan söylediği anlaşılan gizli tanığa keşif esnasında soru sorma haklarımızın kısıtlanarak, keşif gün ve saatinin tarafımıza bildirilmemesini avukatlık kurumuna bir saygısızlık ve savunma hakkının kısıtlanması olarak değerlendiriyoruz. Mahkeme, kamu görevi yapan bir avukata güvenmeyecekse, cumhuriyet savcısına niye güvenecektir? İddia ve savunma makamı açısından hiçbir farkı bulunmayan iki kamu görevlisi açısından mahkemece böyle bir ayrım yapılması; yasaya, anayasaya ve evrensel hukuka aykırıdır. Savunma hakkını kısıtlayan 6 nolu ara kararından vazgeçilerek gizli tanığın keşifte hazır bulunmasına, gerekirse görüntüsünün ve sesinin (maske takılarak veya perde arkasından) değiştirilmek suretiyle savunma makamının da keşif esnasında hazır bulunmasının sağlanmasına karar verilerek, keşif gün ve saatinin tarafımıza en seri şekilde bildirilmesini, aksi takdirde yapılacak keşfi kesinlikle kabul etmeyeceğimizi ve bu keşfin savunma haklarını kısıtladığı için Anayasa Mahkemesi'ne götürüleceğini saygılarımla vekaleten arz ederim."
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.