Ali AKSÜT
Öğretmenler üzerine düşünceler
Öğretmenin çilesi, sevinci, başarı ve mutlulukları ölçülemez.
Milleti ve ülkesi için umut dolu aydınlık yarınlara yetiştireceği kadrolar; hem çağın bilim ve teknolojisi ile donatılmış, hem de iyi bir ahlâk, karakter ve şahsiyette iyi bir insan yetiştirmesi yani adam yetiştirmesi en temel amaç olmalıdır.
İşte:
Çok donanımlı ve mesleki yetkinlikteki uzman, usta bir eğitimci öğretmen; okulundaki, sınıfındaki hedef kitle öğrencilerinin bütün bilgi ve becerileriyle ilgili kapasitesini tespit eder, uygulayacağı eğitim metotları ile yakın iletişim, küçük dokunuşlarla, öğrencinin var olan potansiyelini, gülen, tebessüm eden bir yüz ayağa kaldırır.
Bu gönlü güzel, kendini mesleğine adamış öğretmenlerimizin Anadolu'nun en ücra yerlerinde açmış kardelen çiçekleri ile eğitimde öncü umut olmuşlardır.
24 Kasım Öğretmenler Günü kutlamaları vesilesi ile çile çeken, meslek sevdalı, çalışkan ve azimli öğretmenlerimizden bahsedelim.
Hem başarı hikayeleri, hem örnek rol model kişilikleri ile yaşadığı yer, köy, ilçe veya bölgeye nasıl rehber olarak ışık saçtıklarını, bizzat çeşitli alanlardaki sanat, spor, kültür, edebiyat, şiir, resim, yazarlık, şairlik, müzik vb. becerileri ile bu milletin aydınlık, çağdaş şahsiyetleri olarak her daim gururumuz olmuşlardır.
Öyleyse;
Bir 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü bekleyemem. Sevgiden, aşktan, eğitimden konuşacağız. Sana şiirler okuyacağım canım öğretmenim. Sana; söylenmemiş en güzel iltifatlarla sesleneceğim. Henüz yazılmamış şiirler, dillere düşmemiş şarkılar söyleyeceğim. Seni çok unuttular biliyorum. Hiç olmazsa 24 Kasım günü hatırlatalım. Belki, toplumdaki, ülkedeki eğitim için var oluş sebebi sizleri düşünerek, günümüz toplumundaki hepimizi rahatsız eden, hatta vicdanlarımızı yaralayan olayların en önemli başlıca sebebinin eğitim olduğunu farketmiş oluruz.
Yaklaşık ilk ve orta eğitimde, eğitim öğretim gören 20 milyon civarı öğrencisi ve 1 milyon 100 bin civarı öğretmen kadrosu ile dev bir ilim irfan ordusu olan, yaşça en dinamik verimli çağda geleceğe hazırlanan, toplam ülke nüfusunun da 4’te 1’ini teşkil eden dinamik bir kitle.
Hem içerik, kalite, hem de sayısal potansiyel kalite içindeki bir Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin’in son günlerdeki kamuoyu önündeki gündemini teşkil eden tartışmaların hiç biri okulların veya öğretmenlerimizin mesleki hizmet kalitesi ve sorunların çözümü noktasından uzak kaldığı bütün okullardaki öğrenci velileri ve öğretmenlerce tanıklık edilmekte. Böylesine devasa bir eğitim ordusunun başkumandanı olan sayın Bakan, okullar açılalı neredeyse 3 ay oldu, okulların temizlik hizmetleri sorunu kökten çözülmüş değil. Bir de bu müstesna eğitim ordusunun uç beyleri değerli öğretmenlerimiz, kendi sosyal, mesleki konukevi, yani öğretmenevinden bilhassa Ankara, İstanbul vb. büyük şehirlerden yeterince yararlanamamakta. Yararlanabilenler de bir gecelik fiyatının neredeyse 3 yıldız, bazı yerlerde 5 yıldızlı otel fiyatı noktasında olduğu ifade edilir.
Sayın.Bakan;
Öğretmenlerimizin, bilhassa emekli öğretmenlerimizin günümüz ekonomik koşullarında bir nefes aldırmak gayreti düşüncesi beklerken, öğretmenevi adlarının belirlenmesi noktasında demokratik bir şekilde irade beyanı oluşmadı noktasında anketler yapıldığını duyuyoruz.
Hizmetinden yararlanamadığın bir sosyal tesisin adı Ayşe olsa veya Mehmet olsa ne değiştirir?
"Oku" ilahi emriyle, okumak, ilim öğrenmek, iş, aş, meslek sahibi olmak, ülkesine yararlı bir yurttaş olmak noktasında, eğitimin temel ana dinamosu öğretmendir.
Kendim de eski bir öğretmen olmam ve eğitime, öğretmelik mesleğine değer vermem nedeniyle Aydın - Efelerdeki değişik okullardan değerli meslektaşlarımla birlikte oldum. Onların sorunları ve gündemlerini öğrenmeye çalıştım. Bu süreç, hemen bir günde, bir saatte değil. Belki, pek çok kereler, okul, eğitim sorunları, hatta toplumun neden bu çöküşü, değerler savrulmasında sallandığını hep sorgulayıp düşünce üretmeye çalıştık. Görünen o ki, en üst mercilerdeki yönetim ile en alttaki uç beyi, eğitim emekçisini yaşadığı sorunlarda makas iyice açılmış. Yani okulun öğretmenler odasındaki sorunlara çözüm çare bulma çırpınışı, o heyecanı yukarılarda hissedemiyor öğretmenim. Sınıfın havasını soluyan, öğretmenler odasının görev sevdasını duyan bir iklimden uzaklaşmışlar. Öğretmenlerimizle bir hasbıhal edelim, sorunlarını öğrenelim derken, bir selam verdik bin ah işittik misali; Yaşadıkları mesleki sorunları sıralayıverdiler peş peşe.
Ancak sayfam yettiğince kısa bir özet yapmaya çalıştım.
Derler ki ;
Okullardaki uygulanan klasik sınavlar ile LGS ve üniversite sınavlarında uygulanan " Çoktan Seçmeli Test Sınavları" uyumlu hale getirilmelidir.
1739 sayılı kanuna uygun ilçelerde kampuslar kurulmalı, her tür ve kademedeki örgencilerin ilgi, istidad ve yetenekleri doğrultusunda " Beceri Temelli Eğitim " verilmelidir.
Öğretmenlik (ÖMK ) beklenen meslek haklarını karşılamadı.
İlk defa atanacak öğretmenlere, Milli Eğitim Akademisi'nde 550 saatlik eğitim verilmesi, o lisan eğitimini alan bir üniversite mezunu adaya fazladan bir külfettir.
İlk atamalarda mülakatın kaldırılacağı sayın Cumhurbaşkanı tarafından genel seçimler öncesi söz verilmesine rağmen, mülâkat bakanlık tarafından hâlâ devam ettirilmektedir.
Eğitime gönül vermiş eski bir öğretmen ağabeyleri olarak, değerli öğretmen arkadaşlarımın sorunlarını dile getirmeye çalıştım.
Bu çok değerli, anlamlı 24 Kasım Öğretmenler Günü ' nünde aramızdan ayrılan, kutsal mesleğini yaparken şehit olmuş, rahmeti Rahman'a kavuşan öğretmenlerimizi unutamayız.
Ankara'da Dursun Önkuzu'yu, Bursa'da koca Bekir lakâpli Bekir Yücel hocamızı ,terörist kurşunlarla can veren Aybüke öğretmenimizi, Mardin şehit olan Bursa Eğitim Enstitüsü’nden okul arkadaşım, Nazilli'den hemşerimiz Edebiyat Öğretmeni Metin Özcan hocamızı daha yüzlerce şehit öğretmenimizi rahmetle anıyorum. Ruhları şad olsun. Bütün rahmetli olan öğretmenlerimizi, minnet, şükran ve rahmetle anıyorum. Hayatta olan emekli olanlara da Allah’tan sağlık, huzur içinde hayırlı bir ömür diliyorum. Değerli meslektaşlarıma da sağlık ve esenlik içinde başarılar dileklerimle 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutluyorum.
Yazımı şair merhum M.Akif İnan'ın şiirinden bir dize ile bitirmek istiyorum.
Ellerin yıldızlar yansımasıdır.
Onlardan okunur hikâyelerim...
Bir bahar yağmuru bana hitabın.
Cennet kıyılarından haber getiren.
Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.