Mehmet EROĞLU
Nazilli Arpaz Konağı
“Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.”
Kanuni Sultan Süleyman’ın hasta yatağında söylediği söz olarak bilinen Halk içinde mu ‘teber bir nesne yok devlet gibi, Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” sözünün kısaca anlamı
Hayat, sevinç ve mutlulukla, acı ve sıkıntılarla iç içe yaşanır Pek çok dert ve sıkıntı insanın karşısına çıkabilir. Ancak bütün bu problemler sağlık kadar önemli değildir. Tek bir nefesin bile değeri bilinmelidir. Bütün dünya insanın olsa bile sağlık olmayınca hiçbir önemi olmuyor.
Değerli okurlar Kuşadası’nda mütevazı bir yazlığım var. Yaz gelince oğlum, kızım ve torunlarım gelince mutlu oluyoruz.
Tanrı tarafından üzerimde zimmetli olan astım bronşit hastalığım var. O nedenle sık sık hasta oluyorum. İki yıl önce böyle bir hastalığım sırasında Kuşadası Devlet Hastanesine göğüs hastalıkları bölümüne gittim. Uzman doktorun Seren Arpaz olduğunu öğendim. Görevlilere ‘doktor hanım Nazillili mi?’ diye sordum, ‘evet’ dediler.
Muayene olurken doktor hanımla sohbete koyuldum.
-Doktorum siz Nazilli denmişiniz?
-Evet Nazilli’denim. Eşimde doktordu o da geniş bir sülale olan Arpazlardandı. Vefat etti.
-Allah rahmet eylesin.
Sayın doktorumun yanına her varmam da sohbet etmeye başladık. Sayın doktorumun üniversite de okuyan bir oğlu var. Onunla da tanıştık.
Oğlu ile Sayın doktorum bir gün bize geldiler. Ziyaretlerinden son derece mutlu oldum. Bu ziyaretlerinde Arpaz Konağı hakkında uzun uzun konuştuk. Oğlunun fikri bütün akrabalarla bir araya gelip bu ata yadigârı konağı restore ederek ayağa kaldırmak. Fakat bu fikre diğer akrabaları pek sıcak bakmıyorlarmış.
Bildiğim kadarı ile Arpaz sülalesi geniş bir sülale ekonomileri de iyi olduğunu biliyorum. Ama bu muazzam konağa bir türlü ayağa kaldırmak istememişler.
Arpaz konağı hakkında kısa bilgi verirsek:
Nazilli’ye bağlı Eskiköy’de bulunan yapı grubu, bir Karya kenti olan Harpasa Kalesi’nin eteklerinde kurulmuştur. Bazı kaynaklarda bu konağın ismi Arpaz Kulesi olarak da geçmektedir. Akçay’a kadar uzanan ekili araziyi kapsamı içine alan büyük çiftlik işletmesinin sahibi, Arpaz Beyleri tarafından XIX. yüzyıl başlarında inşa ettirilmiştir. Ancak burada XVII. Ve XVIII. yüzyıllara ait, Osmanlı Dönemi kalıntıları ile de karşılaşılmıştır. Buna dayanılarak da kalenin daha erken bir dönemlerde yapılıp, sonradan yenilendiği de düşünülebilir. Burası bir bey konağı, güvenlik kulesi, ambar, ahırları ve müştemilatı ile bir şatoyu andırır. Kule, Arpazlı Hacı Hasan Bey’in, II. Mahmut zamanında Rodos’tan getirdiği ustalara yaptırmıştır.
Bu konağın özelliklerini ve tarihi süreci uzunca anlatmaya gerek yok sanırım. Çünkü Aydın ve Nazilli bölgesinde yaşayan her vatandaş bu konak hakkında bilgi sahibi.
Bu konağın restore edilerek gelecek nesillere bırakılması için Nazilli Belediye başkanı Sayın Haluk Alıcık gerekli adımları atarak çok güzel ve hayırlı bir iş yapmış. Sayın Haluk Alacık’a çok teşekkür ederim.
Rahatsızlandığım da Sayın Doktorum Seren Arpaz’a muayene olmaya gittiğimde bana Nazilli Belediyesinden gelen yazıyı gösterdi. Yazının içeriğinde (Yanlış hatırlamıyorsam) kamulaştırma bedeli olarak 1500 lira gibi gülünç bir fiyat bildirilmiş.
Yakından tanıdığım Sayın Haluk Alıcık çok yetenekli ve çalışkan bir belediye başkanı. Eğer gerçekten bu konağı ayağa kaldırmak ve gelecek nesillere bırakmak istiyorsa Sayın Dr. Seren Arpaz’la bizzat görüşüp onayın alması gerekir.
Bu konağın restore edilerek ayağa kalkması çok önemlidir. Bunu da Sayın Alıcık’ın başaracağına inancım tamdır. Bir Arkeolog olarak bu hayırlı davranışını yürekten destekliyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.