Mehmet KIZILASLAN

Mehmet KIZILASLAN

Manda yuva yapmış söğüt dalına

Yurdum insanının aklıyla öylesine alay edilmeye başlandı ki, en yukarıdan en alt yönetim birimlerine kadar gerçek konular ve sıkıntılara çözüm aranması ve ortak aklın kullanılmasına dair hiçbir girişim ya yok, ya da bu girişimler engelleniyor. Bu arada uyanık ve sadece kendi çıkarlarını korumak isteyenler hızlı bir şekilde yağmalama ve iç etme konusunda yol alıyorlar. 

Çözüm aramak nedir? 

Çözüm neden aranmalıdır? 

Bulunan çözümler kimin yararına olmalıdır? 

Sadece belli bir kesimin yararına olan ve şehrimizin, ülkemizin ve Dünya insanlığının yararına olmayan çözümler kalıcı olur mu? 

Çözüm: Bir sorunun giderilmesi için varılan sonuçtur çözüm. Ortadaki engelleri kaldırmak için tutulması gereken yoldur çözüm. 

Çözümler neden aranmalıdır sorusunun cevabı, insanlarımızın, yaşayan tüm canlıların, huzur bereket, bolluk, sağlık ve adalet ve içinde yaşaması için aranmalıdır çözümler. 

Bulunan çözümler sadece bir kesimin değil, tüm tarafların, tüm insanların, tüm Dünyanın ve  hatta tüm doğanın geleceği yararına olmalıdır çözümler. 

Geçmiş dönemlerde, taa 1977’lerde bir gurup arkadaşlarımızla, Ankara’da ve okulumuz, Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okuluna,  sağlıklı bir şekilde gidip gelebilmek için kurduğumuz, “Atatürkçü Gurup” o günlerde kırk kadar  arkadaşlarımızın her gün, diğer guruplar tarafından tartaklanmalarına, dövülmelerine rağmen, seneler sonra sorunların çözülmesine katkıda bulunmuştur.  Atatürk ilkelerin bu gün bile, ülkemizin birçok sorununun çözümünde, bekasında rol oynamaya devam etmektedir. 

Bu gün ülkemizde partiler üstü çözüm yollarına ihtiyacımız vardır. 

Geçmiş dönemlerde, bizi tartaklayan, guruplarına katılmadığımız ancak tartışma platformlarında fikirlerimizi paylaştığımız ve tartıştığımız. Ülkü Ocaklarındaki arkadaşlarımız ve devrimci kulvarlardaki diğer arkadaşlarımızla halen dostluklarımız devam etmekte ve geçmişi hasret ve özlemle yad etmekteyiz. 

O gün, Ülkü Ocakları da, Halk evleri de, birer okul idi. Vatanı için, Milleti için, kurtuluş yolları arayan, genç arkadaşlarımızın, tamamen dürüst, çıkarsız ama bağımsız bir Türkiye için arayış içinde eğitim aldıkları doğal okullardı, yerlerdi.  

Ne zaman, 12 Eylül darbesini yapmak için, Genelkurmay Başkanlığında olmasına rağmen, silahlı çatışmalara çanak tutan ve hatta aynı kasadan silahları, sağcı ve solcu gençlere dağıtan ABD uşağı,  Kenan Evren, devreye girdi. Her gün sokaklarda gençlerimiz, CİA ve MİT'in içine sızmış piyonlar tarafından öldürülmeye başlandı. Ve darbe yapıldı.  

ABD yetkilileri “bizim çocuklar darbe yaptı” dedi.  

Ülkemizden bir gazeteci “Genel Kurmay Başkanıydınız, neden daha önce elinizde her türlü yetki varken önlemediniz de darbe yaptınız? “ sorusuna,  ABD uşağı Kenan Evren, “ Şartları olgunlaşmasını bekledik” dedi. Aslında şartların olgunlaşmasını sağlayan, sokaklarda her gün, 40 vatansever gencimizin ölmesine sebep olan Darbeci, darbeden sonra düşünen çözüm arayan 50 gencimizi işkence hanelerinde öldürttü. 

Bunları neden anlatıyorum? 

Ülkem çok kritik coğrafyada ve ekonomik noktadadır. Hepimiz çözüm üretmek ve sorunların çözümünü tüm ülke yararına kalıcı kılmak zorundayız. Bu gün üretime dair ne gerekiyorsa yapmak zorundayız. Yeniden Karma ekonomik sisteme dönüp, ülkemin en önemli ürünlerinin fabrikalarını yeniden kurmak ve olağan üstü durumlarda hiçbir ülkeye bağlı kalmamak zorundayız. 

ABD’nin yayılmacı politikasının NATO sayesinde devam etmemesi için, Komşularımız ile iyi ilişkilerimize geri dönmek zorundayız. 

Yerelde, ileriki günlerde savaşa sebep olacak ve şehirlerimizin en büyük kazanç kapısı olan sularımızı kamu adına işleterek,  birilerine peşkeş çekmemek zorundayız. 

Amatör spora geçip, profesyonel spora ayrılan paraları ve kaynakları halkımızın elzem ihtiyaçlarına ayırmak zorundayız. 

En önemlisi de ne biliyor musunuz dostlarım, Tüm düşünen ve yaşadığımız ekonomik ve diğer sorunlarımızın çözümü için, her partiden, her kesimden dostlarımızla bir araya gelip çözümler üretmek zorundayız. Ürettiğimiz çözüm yollarını da yetkili mercilere iletmek ve uygulanmasına yardımcı olmak zorundayız. 

Aksi yönde devam eden, köyümüzün, şehrimizin, ülkemizin yararına çözümleri ilettiğimiz halde, kişilerin, gurupların ve yabancı devletlerin hesabına çalışanları da ifşa edip, bir daha göreve gelmemelerini sağlamalıyız. 

Dileğimiz odur ki, en iyi çözüm yollarını yine, bu ülkenin asil insanları konuşarak, tartışarak bulacağız. Sağcı, solcu, dinci, dinsiz, Kürt, Türk, alevi, Sünni, inanan, inanmayan, gibi bütün ayrışmalardan uzak; demokratik kurallar içinde ve Adalet için bizler bulacağız.  

Aksi olursa, korkarım bulunduğumuz coğrafya hepimize mezar edilmek üzere çevrelenmiş durumdadır.            

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.