Metin AKOĞLU
Kutup ayısı
Kutup ayısı hem karada, hem denizde, hem buzda, hem de tatlı su içinde rahatlıkla avlanır.
Öldürebildiği her şeyi yer: kuşlar, kemirgenler, deniz kabukluları, yengeçler, beyaz balinalar, morslar, arada sırada Musk öküzü ve çok nadiren diğer kutup ayıları.
Kutup ayıları aşırı güçlü yırtıcılardır, genelde bir tonun üzerinde olan beyaz balinaları ve morsları öldürmeleri sıradan sayılır.
Kutup ayılarını avlamak için avcı, karlar üzerine ağzı jilet kadar inceltilmiş bıçağı ters gömüp etrafına su dökerek buz tutmasını sağlar.
Buraya taze hayvan kanını sürer. Kan kokusunu alan kutup ayısı bıçağı yalamaya başlar ve dili kesilir.
Ancak soğuk hava nedeniyle dilinin kesildiğini fark etmez. Dili kanadıkça daha çok kan emmek için yalamaya devam eder.
Her çabasında dili biraz daha parçalanır. Kutup ayısı kan yalama sonunda bitkin düşer ve kan kaybından ölür.
Avcı, zedelenmemiş kürkü zahmetsizce elde eder.
Avcılar bölgemizde bekliyorlar. Yüz yıllık eski defterin yapraklarını karıştırıyorlar.
Ortadoğu’da güçlü bir Türkiye, İran, Suriye ve Irak istemeyen Batılılar hedeflerine ulaşmak için işlerini iyi yapmaktadırlar. Fiilen Üçe bölünmüş Irak. Kaç post çıkacağı bilinmeyen ancak sayemizde federatif bir statüye kavuşturulacağı günü bekleyen Suriye’nin hali ortada.
Bölgenin iki güçlü devletinden biri olan İran, 2011’den beri Suriye deki tehdidin kendisine yönelik olduğunun bilinciyle sahada savaş vermektedir. Biz ise kendimizi baştan beri oyun kurucu olarak görmemiz nedeniyle PYD/PKK tehdidinin yeni farkına varabildik.
Uluslararası düzenin değişeceği, dünyanın yeniden şekilleneceği dönemden geçmekteyiz. Türkiye önemli bir belirleyen ya da belirlenen ülke olacak.
Ülkemizin çözülmesi gereken acil sorunları vardır. Türkiye’yi içeriden ve Dünyadan, Dünyaya da Türkiye’den bakıp, ülkemizin iç ve dış analizinin doğru yapılmasının gereği ortadadır.
Risklerimiz nedir?
İç ve Dış Tehditlerimiz nelerdir?
Fırsatlarımız nelerdir?
Nerede ne tür avantajlarımız vardır?
Bölge resmindeki oyuncular kimlerdir. Türkiye, İran, Irak, Suriye, İsrail, S.Arabistan, Ürdün, Katar, İngiltere, ABD, Rusya, İŞİD, El-Nusra, Kaide, OSO, SDG, PYD/PKK, KDP, KYB neler yapmaktalar.
Resimdeki yanlış nerdedir. Bu resimde olmaması gerekenler kimlerdir. Durumdan vazife çıkartarak, bölgemizde olmaması gereken figürleri bertaraf edebilmek için siyasi ve ekonomik yönden güçlü olmamız gerektiğini hala kavramayan var mıdır acaba?
Nedir ülkemizin sorunları.
Irak’ta yaşanan gelişmeler, Barzani’nin Kürdistan referandum denemesi.
Suriye’nin içinde bulunduğu siyasi tablo
Bölücü terör.
Suriyeli mülteciler, illegal yollardan ülkemize girmiş Afgan, Ermeni vs ülke vatandaşları
Her türlü radikal akımlar.
AB sürecinde bekleyen sorunlar.
Yabancı sermayenin giriş biçimi. Borsaya mı? Doğrudan yatırım mı?
Özelleştirme politikaları.
Dış ticaret açığı.
Cari açık.
Kayıt dışı ekonomi
Dışarıya kaçan sermaye
Dış borç.
İşsizlik.
Nüfus artışı ve demografik yapının değişiyor oluşu.
Tarımsal üretim ve hayvancılığın geldiği ürkütücü tablo.
Çevre sorunları.
Sanal gündemlerin arkasından koşmak.
Milli eğitim politikaları.
Siyaset kurumunun işleyiş mekanizmasındaki sorunlar.
Gelir dağılımdaki dengesizlik.
Beslenme sorunları (yetersiz, kötü, zararlı)
Sivil toplum örgütlerindeki yetersizlik (sayı-kalite)
Plansız, vizyonsuz, verimsiz, sorumsuz yönetim anlayışı ( denetleyen demokrasideki noksanlık)
Şeffaflık, yolsuzluklar…
Yukarıdaki problemleri çözebilmek için iyi bir yönetim ve organizasyona ihtiyacımız vardır. İyi bir planlamayla kısa, orta ve uzun vadeli çözümler üretmeliyiz.
İyi insan, iyi yurttaş, , dürüst, ahlaklı, kötü olan her şeyden uzak duran, çalmayan, kul hakkı yemeyen, çalışan, üreten, kavga etmeyen, çevreye duyarlı, okuyan, insana ve insanlığa bir şeyler katmaya çalışan, ne yaptığını, ne yapacağını bilen, nitelikli, vatanını seven, düşman kafasına silah dayadığında vatan sağ olsun diyebilen ve hatta ölebilen, Emevi’nin, Vehhabi’nin, yobazın değil, Kuran’ın emrettiği Müslümanlığı yaşayan ve yaşayacak tertemiz bir nesil yetiştirerek işe başlamak ilk önceliğimiz olmalıdır.
Dünyanın ve Türkiye’nin mevcut ve muhtemel koşullarını iyi değerlendirip, değişen iktidarlarla değişmeyecek bir Türkiye ideali ve vizyonu ortaya koymalıyız.
Sonuç olarak, yöneten ve denetleyen demokrasi, üreten verimli ekonomi, barışçı ve yön veren dış politika, şeffaf-hesap verebilir- üretken bürokrasi, caydırıcı savunma gücü ve bunu destekleyen milli politikalar hedeflenmelidir.
Üniter yapının muhafazası ve devamı için av olmamaya özen göstermeliyiz. Bıçağı yaladığımızda yaraya basacak tuz bile bulamayabiliriz…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.