Mehmet EROĞLU
Kurbağa Haşlanırken
Değerli okuyucular bir köşe yazarımız “Kurbağa haşlanırken” diye çok güzel bir yazı yazmış. Ben de o yazının bazı bölümlerine kendi görüşlerimi eklemek istedim.
Bu örneği, yani kurbağa haşlamasını sanıyorum hepiniz biliyorsunuz. Suya atılan kurbağayı aslında fizyolojik deney sayılacak bir deneme. Artık sosyolojik bir değişimin anahtarı haline gelmiştir.
Günümüzde deneye seçilen, sağlıklı kurbağayı kaynama derecesine ulaşmış sıcak su dolu bir kabın içine bırakırsanız, kurbağanın yaşam refleksi harekete geçer ve kurbağayı bu kaynar sudan dışarı atar.
İçinde bulundu ortamın tehlikesini sezmiş ve tepki göstermiştir.
Aynı kurbağayı normal ısıda bir suyun olduğu kaba koyarsanız, kurbağa o ortamın keyfini çıkarmak için suyun içinde gezinir. Sonra su dolu kabı bir ateşin üzerine oturtursanız yavaş yavaş ısınan suyun ılık ortamına tepki göstermez kurbağa. Sanki bir kaplıcaya gitmiş ve su kürü yaparmışçasına gevşemeye başlar. Üstelik bu rehavet ortamında gittikçe ısınan suyun içinden fırlayarak çıkmasına ve yaşamını kurtarmasına elvermez olmuştur.
İşte ülkeyi yönetenler de bu kurbağa deneyini iyi biliyor sanırım.
Toplumu şoklayıp ve uyutup kendi çizgisine çekebilmek için uğraş veren yöneticiler topluma kurbağa becerisi yapmayı beceriyorlar.
Hatta bunlar yani otorite sahipleri yavaş yavaş değişimi halkı uyutarak sağlayacaklar.
Hem de hazmettire hazmettire.
Türk milletine ayrıştırma, Türk kimliğini silme projesinin adı ne zamandan beri ileri demokrasi oluyor ve yutturulmaya çalışılıyor.
İhanet düşüncelerinin uygulanmasını bölücülerin istekleri Türk Halkına demokrasi paketi veya bildirisi diye sunuluyor.
Demokrasi hukuk devleti demektir.
Bölücü ve sözde dinci azınlıkçıların bağımsızlık istekleri var.
Yaklaşık yarım asırlık bir süreç içindeki olayların altları kalın çizgilerle çizilince görülüyor ki batı emperyalizmi Türk devletinin egemenlik haklarını sınırlamak amacı doğrultusunda çok sinsi çaba harcamaktadır. Aşama aşama ulusun ve devletin egemenlik hakkı, emperyalizme yatkın kişilere ve zümrelere geçirilmektedir.
Kanımca bu demokratikleşme paketi Türk milletinin bütünlüğünü bozuyor.
Değerli okuyucular her toplumun bir kimliği var.
Dünya’da yaşayan her halka sorulduğunda.
Sen kimsin?
Vereceği cevap bellidir.
Ben İtalya’nım.
Ben Rus’um,
Ben Alman’ım
İşte ben de gururla diyorum ki
Ben Türk’üm.
Türk milleti ülke de yaşayan her etnik gurubun ortak tarihi, ortak kültürü ortak gelenek, görenekleri ortak vatan anlayışında bir arada oluşturduğu millettir. O nedenle Türkiye’de yaşayan halklar; bir bütündür. Bir millettir.
Türkiye renk renk açan bir çiçek bahçesidir. Ülke mozağının parçalarıdır.
Sayın Başbakan İstiklal marşımızın ilk kelimesinin “korkma” ünlemi herhalde Türkiye’nin bölünüp parçalanmasından korkma mı demek istiyor?
Sayın Başbakan bu paketin devamı gelecek diyor.
Umarım devamında bölücü başı terörist serbest mi bırakılacak.
Bununla birlikte Güney Doğuya federasyon veya özerklik mi verilecek?
Kanımca hiçbir kimse tarihte buna cesaret edememiştir. Edenlerin sonu da çok kötü olmuştur.
Milletin ulusal değerlerini çıkarları için altüst edenler
Yukarda anlatılan kurbağa deneyiminde olduğu gibi topluma sırtını dayayan yöneticiler tarafından dönüştürülen yeni denemenin kurbanı olmak üzeredir.
İçine konduğu ılık su dolu kabın gerek içten gerekse dıştan ısıtıldığının ve suyun alttan artan ısısı ile fark etmeden yaşam reflekslerinin gevşediğinin henüz bilincine varamamıştır.
Bazılarına göre mevzubahis kişisel çıkar ise, vatanın canı cehenneme.
Bu durumda aydınlatma görevi alan aydınlar toplumu aydınlatmaya çalışsalar da
Çoğunluk kömür paketlerinin ve makarna kolilerinin rehavetine kendisini kaptırdığından kendisini uyarmaya çalışanlara kulak asmaz bir haldedir.
Zaten toplumu uyarmaya çalışanların başlarına bir sürü işler açılmaktadır.
Ya ceza evine gönderiliyor yahut ta işinden oluyor. Anlayacağınız toplum ve aydınlar bir kıskacın içindeler.
İşin çok garip bir yanı da bunların hepsi de ileri demokrasi kılıfına uydurularak yapılmaktadır.
Bu söz de demokrasi paketi ise Türk toplumunun suyunun iyice ısındığını gösteriyor.
Artık su kaynama noktasına gelmiş ve içindeki canlı, ileri demokrasi adına insanların haşlanacağı belli olmuştur.
Söz de bu paketle “Ulus-Devlet” oluşumunu yok etmek için çok ciddi bir adım atılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti devleti kâğıt üzerinde varsa da artık fiilen yok edilmek üzere son adımlar atılmıştır.
Ülkem de olmazsa olmaz sayılan “Laiklik ”kavramının artık tarihten bir yaprak olacağı sinyalleri gelmeye başlamıştır.
Ne gariptir ki bu açılım paketini devrim sayan aymazlarda vardır.
Türk milleti bunun için mi bu kadar şehit verdi ve Anadolu’yu vatan yaptı.
Tekrar ediyoruz, vatanını sevmeyenin ne dini olur, ne de imanı.
Ayrıca şu da çok önemli. Vatan talan edilirken seyredenin, haksızlığa hukuksuzluğa göz yumanın da ne insanlığı ne de vatan sevgisi ne de vicdanı olur.
Türk milleti bu gerçeği görmeli.
Uyuşturulmuş, olması, anestezi etkisi altından suratla çıkması gerek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.