Bugüne kadar birçok defa yazdım CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu için. Bu defa tekrar yazacağım. Yeni bir kurultayda, yine başkan seçildi Kılıçdaroğlu. Öncelikle kutluyorum. Bilmiyorum CHP’li arkadaşlarım bu yazdıklarımı kendisine iletiyorlar mıdır? (köşemde zaman zaman yazıyorum) Ama ben yine de düşüncelerimi yazmadan geçemeyeceğim.

Bir yanım seviniyor, bir yanım üzülüyor Kılıçdaroğlu kazandığında, bir yanım kazansın istiyor, bir yanım kaybetsin. Neden mi; çünkü Kemal Kılıçdaroğlu iyi bir insan. Bir siyasetçi olamayacak kadar iyi bir insan diye düşünüyorum. Hatta iyi bir siyasetçi diye düşünüyorum. Siyasetçinin olamayacağı kadar dürüst, düzgün, iyi niyetli, kibar, zarif bir insan. Yani, özetle bu ülkeye göre bir siyasetçi değil, fazla iyi. Onun sükunetle söylediği sözleri sindire sindire, ağır ağır, hitabetinde, saygısını bozmadan karşısındakinin hatalarını, yanlışlarını söylemesi bizdeki siyasetçilere göre şerbet değil. Onların nabızları Kılıçdaroğlu’nun verdiği şerbete göre daha hızlı dolambaçlı atıyor. Onların karşılarında yine onların dilini kullanacak onlarla aynı dili konuşan siyasetçiler lazım. Yani; sert, üslubu kötü, durmadan insanları aşağılayan, değersizleştiren, ötekileştiren, ayıran, bölen! Kılıçdaroğlu’nun sözleri onların söyledikleri karşısında çok masum kalıyor çok! Bu da bize siyasetin de saygıyla sevgiyle de yapılabileceğini gösteriyor. Ama Türkiye’de yapılamıyor ne yazık ki.

Kurultayda yaptığı konuşma bizim için umut oldu. Gelecekle ilgili, yavaş yavaş içimde sönmekte olan ışık tekrar canlanmaya başladı. Öyle güzel anlattı ki gelecekte ve iktidar olduklarında yapacaklarını. Keşke şimdi seçim olsa da seçilseler bir an önce çalışmalarına başlasalar ülkem kaybettiği iç ve dış prestijini yeniden kazansa diye düşündüm. Ne iyi olurdu. Ülkemim insanı kibarlık görürdü. Siyasetin kibarca yapılabileceğini diplomasinin zarafetle ilgisi olduğunu ve bu şekilde yapılabileceğini, yabancılarla dost olunabileceğini. İyi geçinilebileceğini, bunların şart ve mutlaka gerekli olduğunu öğrenirdi.

Belediye seçimlerinden bu yana uyguladığı yumuşak, ılımlı politika, izlediği doğru yol, bu işin gerçekten bu şekilde de yapılabileceğini, özlediğimiz tavırları sergileyerek bize gösterdi. Oysa ne kadar çok özlemişiz saygı görmeyi, insanca davranışı, ayrıştırılmamayı, bunu Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu tavrı bize yeniden hatırlattı ve yeniden özlediğimiz bir siyasete doğru yol almaktayız Allah’ın izniyle. Vaat ettiği, yapmayı ve gerçekleştirmek istediği bir Türkiye modeline hem ihtiyacımız var hem de çok hasret kaldık.  Kaliteli siyasete ve bunun getirisi olarak da kaliteli insanlara çok ihtiyacımız olduğu zor bir dönemeçten geçiyoruz. Bu dönemeci yumuşak manevralarla Kemal Kılıçdaroğlu’yla aşacağımıza inancımız çok yüksek. Tam da bu sırada bu kurultaydan tekrar çıkması bize moral verdi.

Hazırladığı kadroda işinde ehil olan liyakatli kişilerin yer alması, bu kişilerin görev aldıklarında üzerlerine düşeni fevkaladesiyle yapacaklarından en ufak bir şüphemiz yok. Zaten CHP iktidara geldiğinde liyakatin de yerine oturacağı aşikâr. Heyecanla sabırsızlıkla bekliyoruz.

Seçilmiş belediye başkanlarının kendi sınırları içinde özgürce tam yetkiyle çalışması. Her birime liyakatin gerektirdiği, bilime uygun, yerine ve makamına yakışan insanların olduğu, işsiz olan her eğitim düzeyindeki gençlerimizin, işsiz olan babalarımızın, kadınlarımızın, maddi zorluklar yüzünden tekrar çalışmak zorunda kalan emeklilerin artık dinlenerek hayatı tatil tadında keyfini çıkararak, ay sonunu nasıl getireceğim kaygısından uzak yaşaması, çiftçinin toprağını ürününün değer görerek tekrar ekip biçmesi için önünü açmak, doğamıza ormanlarımıza, şimdiye kadar yabancılara peşkeş çekilerek bir gram altın elde edecekler diye heba ettiğimiz kilometrelerce toprağımıza, dağımıza, taşımıza sahip çıkma,  rant yüzünden vatandaş karşı çıkıyor diye yakarak yer açıp iki üç müteahhidi zengin ettiğiniz dünyanın en güzel coğrafyası olan vatanımıza sahip çıkmak, kaybettiğimiz yer altı yer üstü zenginliklerimize sahip çıkmak CHP iktidara gelince olacaktır. Buna bütün kalbimizle inanıyoruz

ATATÜRK ilkelerine bağlı kalarak, Atatürk’ün üzerinden alınmaya çalışılan (asla başaramayacakları) itibarı ve Dünya Liderliği sayenizde onu sevenlerle birlikte kıymetinden hiçbir şey kaybetmediği ve giderek daha yükseldiği gerçeğinin de sizinle birlikte oluşacağı ve daha da değerli olacağı kanısındayız. Ulusal ve uluslararası kahramanımız ve Başkomutanımız olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün böylesine değersizleştirildiği bir dönemde,  Atatürk’le birlikte başka milli değerlerimizin de korunacağı duygusuyla, arkamızda Kılıçdaroğlu’nun varlığını hissediyor olmak, gençlere ve kadınlara kemikleşmiş partililerle birlikte eşit haklar tanıyıp onlara görev imkânı verilmesi de ayrıca bizi çok umutlandırıyor.

Sayın Genel Başkanım, ülkenin üzerindeki bu sönmeyen ateşe bir su serpeceğinize, ekonomik koşullar nedeniyle nefes almakta zorluk çeken vatandaşın, her gün acımasızca öldürülen kadınların, cemaat yurtlarında tecavüz edilen çocuklarımızın, her gün başka bir yeri satılan, talan edilen, verimli topraklarının altın aramalarla, jeotermallerle, HESlerle, inşaat rantiyecileriyle tarumar edilen ülkemin bu yaralarını saracak, kimsesizlerin kimsesi, çaresizlerin çaresi olacağınız fikri hakimdir çoğunluğun kanaatinde. Beklentimiz de budur beklentilerimize de karşılık alacağımıza yüzde yüz eminiz. Bitirilen tarımımızın, hayvancılığımızın, samanı bile ithal edilecek hale getirenlere karşı en büyük zaferimiz olacaktır iktidara gelmeniz. Bu zaferde daima yanınızda olacağımıza söz veriyoruz. Üzerimize düşen ne varsa bir vatan- millet gönüllüsü, aşığı olarak her türlü taşın altına elimizi koymaya hazırız. Daima birlikte işte o zaman YENİ BİR TÜRKİYE!

KILIÇDAROĞLU’NA ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUZ…

KILIÇDAROĞLU’NU ALKIŞLIYORUZ. İKTİDARA DOĞRU. AYAĞINIZA, AYAĞIMIZA TAŞ DEĞMESİN! YOLUNUZ, YOLUMUZ AÇIK OLSUN!