Keşke hiç olmasaydı

Evler yıkıyor, ocaklar söndürüyor, bazılarını insanlıktan çıkarıyor. Yokluğu da zor varlığı da.

Hiç başkasının resmini yanınızda taşır mısınız? Taşımazsınız. Ama bunu çantanızdan ayırmazsınız. İnsanlığın olmazsa olmazı… Her şey bununla ve her şey bunun üzerine dönüyor.

Dünyadaki birçok insan bununla öyle mutlu ki ve bir o kadar insan da, yokluğundan öylesine mutsuz ki. Kimsenin aslında bir değer vereceği yok da… İşte? Arzular, istekler en azından insanca yaşama isteği bizi zorluyor. Çoğuna sahip olanlar insanlığını neredeyse unutmuş durumda.. . Şöyle bir etraflarına bakmak, gözlemek neler oluyor bizim dışımızda demek akıllarına bile gelmiyor. Öylesine meşguller ki, onun varlığıyla ilgilenmekten, başka şeyleri artık akılları almaz oluyor. Varsa yoksa o. Hayvanların önüne koysanız yemiyorlar. Çocukların önüne koysanız parçalayıp oynuyorlar, Delilere verseniz yakıp seyrediyorlar, ısınıyorlar zannımca. Demek ki ne hayvanlar kadar duyarlı, ne çocuklar kadar büyük, ne de deliler kadar akıllıyız. Çünkü aklımızı başımızdan almış. Sürekli bir hesap peşinde daha ne kadar çok, edinebiliriz ne yapsak daha çoğu bizim olur kaygısından belki de yaşamaya bile zaman ayıramıyoruz. 

Bunun adına para diyorlar. Üzerinde barındırmadığı mikrop yok neredeyse, herkesin eline bulaşıyor. İnsanın elinin kiri… Ama insanlar onunla önem kazanıp, onunla değer kaybediyorlar. Paran kadar konuşursun. Ama bilir bilmez konuşursun. Kimsenin umurunda olmaz. Çünkü para sende… Alkışlayanın, yanında dolaşanların çok olur.  Taa ki paran bitinceye kadar. Elde et de ne şekilde edersen et. İnsanların haklarını hiçe say. Ama çoğu senin olsun. Bu dünyanın üstünde değil, altında bunun hesabı sorulduğunda o cevapları kopya etmeleri gerekecek ancak buradaki hukuk kuralları oradaki gibi işlemediğinden kopya fayda etmeyecek sınıfta kaldınız! Yüz üzerinden sıfır. Hangi zengin, hangi malını götürdü çok merak ediyorum? Bir kefen nasip olduysa şükretmek lazım onsuz da gidebilirdi.
  Dünyada ki bütün savaşların sebebi bu değil mi? İnsanları birbirine düşüren, yıkılan yuvaların katili, evleri bozan, mutsuzlukların çoğu kez sebebi, insanları genç yaşlarda hayata kendi elleriyle veda ettiren. Beş para etmez para… Ne kötü şeysin. Para gibi parçalan. Hiç öğrenmeseydik varlığını daha mutlu olurduk...

Bazen keşke her şey ilk çağlarda para bulunmadan yapılan takas yöntemiyle olsaydı diyorum. Üstelik bu takasın da en önemli karşılığı iyilik, sevgi, gülümseme olsaydı diye düşünüyorum. En çok sevgi verene en çok gülümseyene en iyi huylu olana her şeyin en çoğu verilseydi diye düşünüyorum ne güzel olurdu değil mi? Herkes iyilikte, sevgide, gülümsemede yarış halinde olur dolayısıyla insanlar mutluluk yarışında olurdu değil mi? Böyle bir dünya hayal ediyorum. Parayla imza atmadığımız mutluluklar diliyorum.

Hep çocuk kalsaydık keşke.                                                                                

Çocuktuk,  ufacıktık.

Yemekten çok sevgiye açtık.

Pırıl pırıldı gözlerimiz.

Kim sevgi uzatırsa,

Oraya umutla baktık.

Saftık inadına. Ana kuzusuyduk.

Çok şeyi anlamazdık.

Öylesine küçük işte…

İnadına masumduk.

Su katılmamış duygularımız,

Daha el değmemiş zamanlarımız vardı.

Doğal afetlere uğradı masumiyetlerimiz.

Aşk denen kumarda kaybettik duygularımızı.

Zamanlarımızı kim bilir kaçıncı elde sattılar.

Papatyaları hep başa taç yapılır sandık.

Bahar bittiğinde solduklarının farkına vardık.

Bize öğretmediler elma şekerinin ısırarak yeneceğini,

Şekeri yalayıp bitirince ne bilelim elmanın tatsız geleceğini?

Çocuktuk işte!

 

 
 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.