Ahmet KELEŞOĞLU

Ahmet KELEŞOĞLU

İyi insanlar zamanı

24 Haziran 2018, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Muharrem İnce bir umudu başlatmıştı. Söylenmemiş sözleri söylüyor, konuşulması cesaret isteyen cümleler kuruyordu. 

Muharrem İnce'nin Türkiye'nin geleceğine dair farklı tablolar çizdiğini gördük seçim sürecinde. 

Zekasıyla öne çıkan bu fizik öğretmeninin konuşmaları farklı verdiği örnekler farklıydı.

Sataşmalara kırıcı olmadan yaklaşıyor, kıvrak zekası ve espirili cevapları ile insanı güldürürken düşündürüyordu. 
24 haziran 2018 seçimleri öncekilere hiç benzemiyor, meydanlarda bir düello havası esiyordu. Neredeyse her miting marjinal sonuçlarla güne damgasını vuruyordu. 

Yapılmasını istediğiniz, kimseyle paylaşamadığınız sözlerin Muharrem İnce'nin ağzından dökülmesi insanları mutlu ediyordu.

Çok çalışan iddialı kampanya yürütüp fazla efor sarf eden Muharrem İnce seçimi kazanabilecek miydi? 

Eksik olan ters giden birşeyler vardı. 

Sandık sonuçları hayal kırıklığı yaratmıştı. 

İşin doğrusu, partisinin uzun yıllar erişemediği oy oranına elli günde ulaşması teselli kaynağı olmuştu. 

Ancak yine de uzun süre şaşkınlık havası atılamamıştı. 

Yıllardır sandıklarda birşeyler olduğu söyleniyor ama bir türlü müdahale edilemediğinden bahsediliyordu. Uzun süren hummalı çalışmanın sonunda yine sandıklara sahip çıkılmadığı söylenmiş, hüsranla karşı karşıya kalınmıştı.

Sonunda Muharrem İnce “adam kazandı” diyerek noktayı koymuştu.

Mevcut iktidar seçimleri kazanırken klasik balkon konuşmaları yapılmış, muhaliflere çaresizce sonuçları kabullenmek kalmıştı.

Nerede hata yapılmıştı? 

Muharrem İnce bir yanılgı ile sınav veriyor olabilir miydi? 

Ümitsizlik iyice yaygınlaşmaya başlamıştı. 

Moraller bozuk suratlar asıktı. 

Bu ülkede sıradışı insanlar vardı var olmasına ama ortaya çıkıp kendini göstermesi nedense zaman alıyordu. 

Aslında Muharrem İnce'nin Türk toplumuna aşıladığı bu iyilik aşısı tutmuş, buna bağlı olarakta toplumun üzerine çöken kötümserlik yavaş yavaş yok olmaya başlamıştı.  

Seçimleri kaybeden bu fizik öğretmeni kafaları iyice karıştırmıştı ama diğer taraftan ülkede güzel şeyler de yapılabileceğini insanlara anlatmıştı. 

Elli günde tarihi rekora imza atan bu adam artık hafızalarımızın derinliklerinde kendine yer bulmuştı.

Muharrem İnce'nin ülke insanında bıraktığı bu olumlu izlenim daha bitmemişken 31 Mart 2019 yerel seçimleri yaklaşmıştı. Bu seçimlerde gözler büyükşehirlerin adaylarına çevrilmişti. 

Ankara ve İzmir adaylarının kim olacağı ve bu illerde seçimi kimin önde tamamlayacağı tahmin edilirken, on altı milyon nüfuslu İstanbulda kimin aday olacağı henüz belirsizdi. 

Şimdi ise Ekrem İmamoğlu isimli hiç kimsenin tanımadığı ilginç bir adam çıkıyordu İstanbullunun karşısına. İlk bakışta İstanbul halkının gündemine sıradan ve heyecansız düşmüştü bu genç adam. 

En azından kamuoyunun algısı bu yönde idi.

İnsanlar Chp'deki seçim başarısızlıklarına alışmışlardı. Bu adayın da yenilgiye uğrayacağını düşünerek ümit bağlamak istemiyorlardı. 

Aradan çok kısa bir zaman geçmişti ki, İstanbul sokaklarında bir hareketlenme meydana geldi. 

İşte zamanı durduran bu gülen adam Ekrem İmamoğlu idi. 

Sevgi ile yaklaşımı, barış dolu sözleri gülümseyen bakışı insanları adeta büyülüyordu. 

Kolay kolay sinirlenmiyor, sabırla dinliyor, karşısındakileri kırıcı olmadan ikna ediyordu. Küçücük bir çocuk bu adamı dakikalarca tutabilir ve derdini anlatabilirdi. 

O da bıkmadan usanmadan dinleyebilirdi.

Türkiye Ekrem İmamoğlunu keşfetmişti artık. Ekrem İmamoğlunun keşfi bizlere Pir Sultan Abdalı, Yunus Emre'yi, Karacaoğlanı hatırlatıyordu. Artık kafalarda, hoşgörü ve masumiyet düşüncesi yeniden sorgulanır olmuştu.
İstanbul sokaklarını semtlerini bıkmadan adımlayan ve enerjisi bitmeyen bu inatçı adamın yaşlıların elini öperek kucaklaması, pazarlarda halkla birlikte olması, küçüklere sarılarak duygularını sevgiyle belli etmesi, çöp toplayan çocukların derdini sabırla dinlemesi, gönülleri fethederek insanları mutlu ediyordu.  

Bir ara otobüsün peşinden koşturan bir çocuğun “her şey çok güzel olacak Ekrem abi” sözünün slogan olacağı nereden bilinebilirdi. 

Kamuoyunun gündemine bomba gibi düşen bu çığlık, İstanbulun dışına taşmış kısa sürede Türkiyenin sloganı haline dönüşmüştü. Ekrem İmamoğlunun heyecan yaratan kişiliğine "her şey çok güzel olacak" sloganı çok yakışmıştı. Toplum kendi içinden kendi yolunu bulmuş istikametini belirlemişti..

Ekrem İmamoğlu sanki yirmibeş yıllık İstanbul iktidarının yıkılışı adına iddiaya girmiş büyük ödülü kazanmak isteyen yarışmacı gibiydi. 

Bu olumsuz tabloyu kendi lehine nasıl çevirecekti. 

Seçimler yaklaştıkça temposu hiç düşmeyen İmamoğlu ipi göğüslemiş ve yarışmayı birinci bitirerek şampiyon olmuştu. 

Türkiye Muharrem inceden sonra bir iyi adam daha keşfetmiş umudunu yeniden tazelemişti.

Ancak ne varki bu farklı ve iyilik abidesi adamın başkanlığı uzun sürmemişti. Seçim kurulu türlü gerekçelerle seçimi iptal etmişti. Uzun ve sıkıcı seçim itirazları İstanbul'un ve Türk milletinin canını çok sıkmıştı. Bu sefer sandıklar aşılmış ama Seçim kurulunun verdiği kararlar aşılamamıştı. Sandıklarda öteden beri bir şeyler olduğunu söyleyen muhalefetten sonra şimdi de seçimi kaybeden iktidar sözcüleri sandıklarda bir şeyler olduğunu iddia ediyordu. Artık yeni bir seçim kararı alınarak 23 haziran 2019 tarihi öne çıkacak ve bu tarih sadece İstanbulun değil Türkiye'nin miladı olacaktı.

Şimdi ise beklenen bu iyi insanlar zamanında her şeyin çok güzel olmasıydı.

Bugün her şey çok güzel olmuş Ekrem İmamoğlu da partilerüstü kimlik kazanmıştı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.