Orhan ERDEM
İlkesizlik
Çok partili demokratik hayata geçtiğimizden beri pek çok seçim süreci yaşadık.
24 Haziran seçimleri siyasal hayatımızda yönetim modeli olarak köklü değişikliğe yol açacak başkanlık sistemine geçişin seçimi olacaktır.
Muhalefet parlamenter sisteme dönüşü seçimin temel öznesi yaparken iktidar partisi, başkanlık sistemini seçimin temel amacı olarak öne çıkarmaktadır.
İktidar ve muhalefet Türkiye’nin ekonomik ve sosyal sorunlarından ziyade yönetim modelini tartışmaktadır.
Özü itibarı ile temel hak ve hürriyetle, hukukun üstünlüğü, bireyin ve toplumun eğitim ve gelişimi milletin mutluluğu, ekonomik kalkınma, sosyal adalet ve beşeri kalkınma adına ciddi bir görüş bildiren proje yoktur. Türk toplumunun ve devletin en önemli sorunlarından terör bile unutulmuş gibidir.
“Beni seçin gerisini düşünmeyin ben hallederim” mantığı seçime damgasını vurmuştur.
Bu seçimler demokratik öz ve içerikten yoksun muhtevasız görüş ve düşünce yönü zayıf bir seçim olacaktır. Partilerin ve liderlerinin aday belirlemedeki yöntemleri demokrasi adına kabul edilemez bir durumdur.
Bizim uygun gördüklerimizi sizde uygun görün demektir. Parti içi demokrasi adeta unutulmuştur. Liderler iane dağıtır gibi milletvekili sıralamalarını yapmışlardır. Demokrasi adına büyük bir kayıp ve ayıp bir arada yaşanmaktadır.
Bu seçimler bütün partiler ve adaylar açısından ilkesizlik ilke haline gelmiştir. Demokrasi adına toplumun ve siyasi hayatımızın kazanımları yoktur. Mevcut durum eski kazanımların kaybedildiğinin açıkça ilanıdır. Tam bir yozlaşmadır.
Partiler ve adaylar iktidar olmak ve seçilmek adına siyasal hayatları boyunca savundukları ilke ve fikirleri feda ederken hiç bir vicdani muhasebeye gerek görmemişlerdir. Şahsi çıkar ve fayda adına fikir namusunu yok saymak üzücü bir durumdur.
Diğer partilerdeki ilkesizlik neyse saadet partisinin içine düştüğü dramatik durum kendini inkâr olup ibret alınacak bir husustur. İktidar hırsı insanı kör ve sağır yapıyor. Bu siyaset modeli ülkemize parti ve kişilere hayır getirmez. Seçme ve seçilme yaşının 18’e çekilmesi sorgulanacak ve tartışılması gereken bir durumdur.
18 yaşındaki gençlerin aday gösterilmesi birey ve toplumun ruh sağlığı açısından ciddi sorunlar yaratacak bir konudur.
Hangi yaşta olursa olsun seçilenlerin topluma ve siyasal hayatımıza ne gibi katkıları olacağı her zaman sorgulanması gereken husustur.
Siyaset yapan kişilerin eğitim ve birikimleri önemlidir. Şu ana kadar bireysel ve toplumsal başarı ve katkıları önemlidir bunun tespiti gerekir. Sadece kör bir itaat ve sadakatin kendilerine, partilerine, millete bir yarar sağlamayacağı yaşayarak görülecektir.
Milletvekilliği bir ikbal makamı değil, hizmet makamıdır.
24 Haziran seçimleri neticesi itibariyle milletimizin basiret ve sağduyunun galip geleceği tarihi bir seçim olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.