Herkes için adalet

“Adalet bir gün herkese lazım olur” sözünü kimin söylediğini bilmiyorum ama fert ve toplum için adaletin gerekli olduğuna işaret etmiş söyleyen kişi.

“Adalet; hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme, doğruluk; herkese kendine uygun düşeni ve hakkı olanı vermektir. İnançları, soyları, dilleri veya renkleri, makamları ne olursa olsun, tüm insanlar insan olmaları yönüyle eşittirler ve aynı haklara sahiptirler.

Ancak kişinin, kendi haklarını kullanırken başkalarının haklarına zarar vermemesi onun bir görevidir. Her insanın kendi hakkını gerektiği şekilde ve özgürce kullanabilmesini sağlamak ve buna engel olmamak da adalettir”

Her ne iş yaparsanız yapın; ister siyasetçi, ister esnaf, ister hekim, ister hakim, ister gazeteci, ister savcı olun insanların kendi haklarını özgürce kullanabilmesine “Adalet” diyoruz.

Kime sorarsanız sorun herkes adalet istiyor. Ama nasıl bir adalet istiyor biliyor musunuz? “Terazinin kefesi hep bizden yana eğilsin..” Böyle bir adalet anlayışı mı olur?

Bugün yine yargı ve adalet üzerine birkaç söz edeceğim..

Bence biraz düşünmeniz gerek..

“Al gülüm ver gülüm!” başlıklı yazımızda, “AK Parti iktidarda iken CHP’li Özlem Çerçioğlu’na neden dokunulmuyor?” sorusuna cevap aramış, iktidarın atamasını yaptığı bürokratların Çerçioğlu’nun değirmenine nasıl su taşıdığını anlatmıştık. Özlem Çerçioğlu’na dokunacak dosyaları kapatanların Aydın Büyükşehir Belediyesinde makam sahibi olması ve bu vahim duruma devletin diğer kurumları ile siyasi erkin sessiz kalması bize adalet anlayışlarıyla ilgili ipuçları vermiyor mu? “Dağdaki bir çobanın koyunu kaybolsa, hesabı benden sorulur” diye uykuları kaçan Hz.Ömer'i düşündükçe, “bu kadar adaletsizlik titretmiyor mu vicdanlarınızı?” diyorum.

Hem adalet isteyeceğiz hem de terazinin kefesinin güçlüden yana eğilmesine sesimizi çıkarmayacağız. Hem “Haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır” diyeceğiz hem de bir taraf korunup kollanırken diğer tarafın haksızlığa uğramasına göz yumacağız… Böyle bir adalet anlayışı mı olur?

Adalet, “eşit olan iki taraf arasında haklı ve haksızın ayırt edilmesi ve bu ayırt etmede hakkaniyetli davranılmasıdır”..

Özlem Çerçioğlu’nu ilgilendiren dosyalarda muhakkik görevi yaptıktan sonra Aydın Büyükşehir Belediyesine geçen Hüseyin Özek, Mehmet Yılmaz, Raşit Üstün, Metin Erdoğan ve Abdurrahman Arslan’ın inceledikleri dosyalar şaibelidir. Bu dosyaların yeniden açılmasını sağlamak hem adaletin tecelli etmesi hem de şaibenin ortadan kaldırılması bakımından önemlidir.

Önce şunu herkesin bilmesinde fayda var; Bugün bir siyasetçi oynar yargıyla, diğer gün bir başka siyasetçi..

Ve sonuçta ne olur?

Halkın yargıya olan güveni sarsılır ve herkes kendi kafasına göre kendi adaletini sağlamaya çalışır..

Ve ülke yaşanmaz, hayat çekilmez bir hale gelir..

Geçen hafta davasına baktığı iş insanıyla aynı masada yemek yiyen mahkeme başkanı görevden alındı. Tam da “yargıda iyi şeyler de oluyor” diyecekken, bir dostum Aydın’da görevli yargı mensuplarının Aydın Büyükşehir Belediyesinde görevli bir daire başkanıyla aynı masada yemek yediklerini fısıldadı.

“Ne var bunda?” diyenlere cevap verelim:

“Küçük sinek mide bulandırır.” 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.