Mehmet EROĞLU
Halka Hizmet ve Aydınlar
Değerli okurlar gerek İslamiyet te gerekse diğer dinlerde insana ve insanlığa hizmet etmek tanrı katında en önemli ibadet sayılır.
Yalan ve dolan Propaganda yaparak insanlar aldatılıyor, kandırılıyor ve yönlendiriliyorlar.
Tarih boyunca her toplumda bir avuç söz de seçkin zümre; halk yığınlarının emeği üzerine oturarak saraylarda köşklerde yaşam sürmüşler ve sürmeye de devam etmişler ve halen de ediyorlar.
Bunların bazıları i din adına, kimi soyluluk adına, kimi askeri güç adına, halk yığınlarını sömürürken, çağımızda demokrasi denilen sömürü çarkı hep bunlardan yana dönmüş, bu sömürü çarkı ise çağlar boyu hiç değişmemiş.
Öylesine ki söz d bu aydınlar; her dönem halk yığınlarını sindirmede susturmada ya da gerçekleri algılamasında öncü rolü oynamışlardır. Hala da oynamaktadırlar.
Çağdaş ve modern Türk devletinin sözde aydınları halktan kopmuştur.
Yanlı ve kasıtlı haber yapan havuz medyası, sıradan vatandaşın anlamayacağı anlamsız sözcüklerle, birbirlerine ne kadar entelektüel olduklarını kanıtlama yarışı içine girdiler. Hedef kitleleri sıradan vatandaş değildi ve halka ulaşmak gibi bir dertleri yoktu.
Bu medya guruplarının halk indinde pek değerleri zaten hiç yoktur..
Din bezirgânları-siyasal İslamcılar ile Cumhuriyetle hesabı olanlar cumhuriyet düşmanları ise, vatandaşın anlayacağı tarzda sade, basit ve anlaşılır cümlelerle halka ulaşmayı ve onların dini hassasiyetlerine hitap etmeyi bildiler.
Vatandaşları din iman cennet ve cehennemle devamlı korkutmaya çalıştılar.
Değerli din alimi rahmet ve şükranla andığımız Yaşar Nuri hocanın dediği gibi bunlar halkı “Din ile aldatma” yaparak halkı din adına sömürenler. Halende sömürmeye devam edenledir.
Yaşanan kültür; sınıf, gelenek görenek ve din gibi öğelerden meydana gelen bir kültür karışımıdır. Eylem ve söylemleriyle bu kültür karışımının dışına düşenler ve bu karışımın kökenini anlayamayanlar kaybediyor. Bu, halkı anlama birikimi ile ilgili bir olgudur. Batı eğitimini almış ve batı kültürüyle yetişmiş, laik birisi, Batı kültürünü Türk kültürüyle bağdaştırarak halkı batının değerleriyle buluşturmayı başarmalıdır.
Bu ülkenin vatansever aydınları;
Halkın içine girerek kenar mahalle ve köy kahvelerine gidip, insanlarla sohbet etmelidir.
Köy öğretmeni ve cami imamlarıyla konuşmalıdır.
Mahalle esnafının düşüncelerini öğrenmelidir.
Halkla kucaklaşmalı ve halkla iç içe olmalılar.
Siyasal İslamcılar ve din bezirgânları tarafından hiç aksatılmadan düzenlenen ev sohbetlerinde neler konuşulduğunu ve ev hanımlarına nasıl ulaşıldığını gözlemlemeliler.
***
Kuşadası Üç gözler sitesin de mütevazi bir yazlığım var. Her sen mayıs ayının on beşinde gider ekim ayı içerisinde Aydınımıza döneriz.
Yazlıkta her sabah beş altı kişilik guruplarla yürüyüş yaparız. Sabah saat altıda birbirimizi uyandırarak yürüyüş alanında toplanırız. Neredeyse günde 6 veya 7 km yürüdükten sonra denize girer saat onbire doğru evlerimize döneriz.
Bu yürüyüş esnasında genel konu o günün veya haftanın olumlu ve olumsuz gündemi değerlendirilir.
Yürüyüş yapan arkadaşlarda o kadar enteresan fikirler ortaya atılır ki sanki kırk yıllık politikacı.
Günün olaylarının çok güzel yorumu ve analizi yapılır.
Bazı sol örgütler in yeteri kadar çalışmadıklarından tutunda diyanet işleri başkanının son zamanlarda verdiği dengesiz demeçlerine kadar eleştirilir.
Ama bu arkadaşlarımın hepsi de Atatürkçü, Cumhuriyetçi ve laik düzene bağlı yiğit arkadaşlardır.
Hepsine bu düşüncelerinden dolayı şükranlarımı bildiririm.
Birde bizim sitelerimizin bütün sakinlerince çok iyi tanınan v çok se ilen bir atom karıncası var.
Küçücük boyu olmasına rağmen bütün sitelerin bahçe işlerini ve diğer işlerini bu atom karınca diye hitap ettiğimiz gönül dostu değerli insan Çorumlu Nurettin lakaplı Nurettin Şahin tarafından yapılır.
Ne iş yaparsa yapsın ben şu kadar ücret istiyorum demez.
Çok bilge konuşmalar yapar ama bu bilgeliğin espri ve şakanın içine gizlemesini de iyi bilir.
Bizce Çorumlu Nurettin’in bir kusuru var. Hergün neredeyse bir litrenin üzerinde şarap içer. Fazla içiyorsun dediğin zaman hemen bilge kişiliğini konuşturur.
“İç bade, sev güzel var ise aklı şuurun.
Dünya var imiş, yok imiş ne umurunda” demeyi de ihmal etmez.
Ben de atom karınca Nurettin beye sağlık ve mutluluklar dilerim.
Bu arada büyük yazar değerli dost Ergün Poyraz’ın annesinin vefatı nedeni ile baş sağlığı diler annesi nin de ışıklar içinde yatmasını dilerim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.