Habibi Acemi Türbesi ve Cevher Deliği büyük ilgi görüyor
Denizli’nin Çivril ilçesinde yer alan ve tarih boyunca önemli bir inanç merkezi olarak kabul edilen Habibi Acemi Türbesi, ziyaretçilerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Türbenin duvarında bulunan ve "Cevher Deliği" olarak adlandırılan özel bir yapı ise özellikle dikkat çekiyor.
TARİHİ VE KÜLTÜREL ÖNEMİ
Habibi Acemi’nin, Hacı Bektaş Veli’nin dervişlerinden biri olduğu ve 1300’lü yılların sonunda, 1400’lü yılların başında yaşadığı biliniyor. Araştırmacı yazar İbrahim Afatoğlu’na göre Habibi Acemi, Çal ve Çivril ovalarında Türkmen topluluklarının dini ihtiyaçlarını karşılamak üzere görevlendirilmiş önemli bir şahsiyettir. Afatoğlu, Habibi Acemi’nin yakın arkadaşı Beyce Sultan ile birlikte bölgedeki Alevi-Bektaşi kültürünün gelişmesine büyük katkılar sağladığını belirtti.
Afatoğlu, “Hacı Bektaş Veli, hayatı boyunca 360 derviş yetiştirmiştir. Bu dervişlerden 359’u Anadolu’nun çeşitli bölgelerine gönderilmiş, biri ise yanında kalmıştır. Habibi Acemi, bu önemli dervişlerden biridir ve Çal-Çivril ovasında bir tekke kurarak faaliyet göstermiştir. Türbesi, bu kültürel mirasın bir parçasıdır,” ifadelerini kullandı.
CEVHER DELİĞİ VE HALK İNANÇLARI
Habibi Acemi Türbesi’nin duvarında bulunan "Cevher Deliği," ziyaretçilerin ilgisini çeken bir diğer unsurdur. Afatoğlu, Cevher Deliği’nin Anadolu’da Alevi-Bektaşi kültürünün bir sembolü olduğunu belirtti. “Horasan erenlerinin türbelerinde genellikle bu tür deliklere rastlanır. Halk inanışına göre bu deliklerden alınan toprak, hastalıklara şifa sağlar. Toprağı suyla karıştırıp içen kişilerin iyileşeceğine, muskaya dönüştürülüp taşıyanların ise kazalardan ve belalardan korunacağına inanılır,” dedi.
Cevher Deliği’nin özellikle askerlik çağındaki gençlerin aileleri tarafından sıklıkla ziyaret edildiğini belirten Afatoğlu, “Anadolu’da anneler, askerlik öncesi bu topraktan alır ve çocuklarının boynuna muska olarak asar. Bu, askerin sağ salim geri döneceğine dair bir inançtır,” diye konuştu.
Habibi Acemi Türbesi ve Cevher Deliği, yalnızca dini bir ziyaret noktası olmanın ötesinde, Anadolu’daki Alevi-Bektaşi kültürünün derin köklerine ışık tutan bir miras olarak ziyaretçilerini ağırlıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.