Dünya değirmeninde eleneceğimiz günü bekleyen bizler. Olanları görmezden gelmemiz mümkün değil. Görmek istemiyorsan eğer, zulmün karşısında ebedi eğil. Abad olmayanın arkasından giden salyalıların akıbeti ne ise, ona seyirci olanların akıbeti de odur. Bunca akan gözyaşına karşı, bunca verilen cana karşı bir kardeş olarak biz ne yapabiliriz diyeceksiniz. Yüreğinizin sızlaması bile semayı delecektir. Ya boynu bükerek açılan avucumuzla yüreğimizi birleştirir, Mevla’ya yalvarırsak ne olur?

İçeride gerilim, dışarıda plan var. Ama şunu da bilirler ki, ülkemsiz bu dengeyi koruyamayacaklar. Yoksa bölmenin planını çoktan masaya sunarlardı. (Osmanlı’nın bölümü bitti mi sanırsınız?)Asırlardır üç kıtada hüküm sürmüş bu milletin tekrar uyanışı, tuzaklara düşmeyişi, dengeleri iyi koruyuşu ve tekrar üç kıtada beklenen millet olması size ve bize neyi ifade ediyor?

Diğer kardeş milletler hala perişansa, beyninin ve gönlünün hala bu milletten aradığı nusreti tam bulamamasından. Sıralasam sadece sayfayı doldurmuş olurum. Zira bu beldeleri ve yerleri sizler iyi biliyorsunuz.

Desem ki, kendini süper güç olarak sunanların yıkımı yakındır diye, belki güleceksiniz. Ama dayanağım sabittir desem bunu açıklamamı isteyeceksiniz. Desem ki, Ortadoğu’ da planlar istenildiği gibi tutmadı. Yine güleceksiniz.  Tekrar dayanak isteyeceksiniz.

Azıcık bir tarih ilmi ve mukaddes delilleri bilenler ne demek istediğimi iyi anlarlar. Her nerede, her ne zaman, her ne şekilde olursa olsun; gerek içten, gerek dıştan planlar kurulsun. Yıkılanların ve yok olanların yerini dolduracak yine bu asil ve necip millettir.

Medet bekleyenlerin imdadına koşacak yine bu necip millettir. Ama o da birliğin sağlanmasıyla mümkündür. Birliğin sağlanması da şu anda boş kalan bir kurumun doldurulmasıyla olabilir. Belki o vakit tahrif ve tahrib hareketi durur. Belki o vakit bir uyanış vuku bulur.

Görelim Mevla’m neyler?  Herkesin bir planı olduğu gibi, Mevla’nın da planı olacağını unutmayalım.