Filistin dramı

Bugün Gazze’de yaşanan İsrail’in yaptığı vahşet tarihte az görülen, sivillere karşı yapılan soykırımlardandır.

Bundan daha acısı sivillere karşı yapılan bu katliamı, insan hakları savunucusu, demokrasi havarisi olarak her fırsatta takdim edilen Batılı emperyalist devletlerin desteklemesi utanç verici bir ikiyüzlülüktür.

Batılı emperyalistlerin hak, hukuk, adalet, fazilet duygularından bu denli yoksun oluşları insanlık adına endişe vericidir.

Filistin halkı Osmanlı’nın bölgeyi bir asır evvel terk etmesinden beri hamisiz, himayesiz kalmış, emperyalist İngiliz politikalarının istismarına uğramıştır.

İngiliz emperyalizminin birinci dünya savaşından sonra Ortadoğu’da siyasi sosyal bölünmüşlük üzerine kurduğu düzen sebebiyle bölgede huzur istikrar sağlanmamakta, sömürü ve terör bölge halkının kaderi olmuş durumdadır.

Mazlum Filistin halkı İsrail Devlet terörünün insanlık dışı zulümlerine maruz kalmakta, yaşama hakkı yok sayılmaktadır.

Arap dünyasının kukla rejimleri, Filistin halkının uğradığı zulüm ve işkencelere kayıtsız kalmakta, kendi soydaşlarına ihanet etmektedir. Bunu İsrail ve ABD’ye şirin görünmek adına yaptığı, zillet politikalarına devam etmektedir.

Ortadoğu, büyük devletlerin çıkar çalışmalarının hedefi haline gelmektedir.

Bugün ABD, İsrail’in koruyucusu, yaptığı zulmün ve vahşetin hamisi durumundadır.

Mazlum Filistin halkının haklı davası için mücadele eden kurtuluş örgütleri terörist olarak yaftalanarak. İsrail’in soykırımı masum gösterilmeye çalışılmaktadır. Gazze’de ve Lübnan’da okul, hastane ve ibadethaneler bombalanarak her türlü insani yardımın engellenmesi, insanlık adına utanılacak bir vahşettir.

Bugün ABD, Ortadoğu’daki hakimiyetini Filistin meselesi üzerinden pekiştirmekte, Filistin halkının gözyaşı ve şehitler üzerinden çıkar sağlamaya çalışmaktadır.

Filistin halkının davasında Türkiye Cumhuriyeti Devleti, mazlum Filistin halkının yardımına koşmakta, siyasi ve insani yardımlarını esirgememektedir.

Bu meselede Türkiye’nin inisiyatif alması, Batılı emperyalistler tarafından istenmemesine rağmen uluslararası platformlarda Filistin davasını savunması, her türlü takdirin üzerindedir. Bu sayede uluslararası ceza mahkemesinin Netenyahu ve savunma bakanı hakkında tutuklama kararı alması olumlu bir gelişmedir.

Filistin halkı, bu direnişi ile geleceğini inşa etmeye çalışmaktadır.

Filistin halkı, kendi topraklarına ve Kudüs’e sahip çıkacağını bütün dünyaya ilan ve ispat etmiştir.

Filistin halkı, vatanını kanıyla savunmuş, ‘’Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır’’ diyerek tarihi kararlılığına imza atmıştır.

Bugün Filistin için söylenebilecek son söz ‘’Bunca imkansızlıklara rağmen boyun eğmeyen Filistin halkı için ‘’Galip sayılır bu yolda galip’’ diyebiliriz. Gelecek, Filistin halkının ‘’özgür devletinindir’’.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.