En ölümcül üçüncü kanser türü ama tedavisi mümkün!

En ölümcül üçüncü kanser türü ama tedavisi mümkün!

Kolon kanserinin oldukça sık görülen bir kanser türü olduğunu belirten uzmanlar, ölüme neden olan kanser türleri arasında üçüncü sırada olsa da tedavisinin mümkün olduğunu söylüyor.

Kolon kanseri oluşumunda genetik faktörlerden çok yaşam tarzı ve beslenme gibi çevresel faktörlerin etkili olduğuna dikkat çeken Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer, “Özellikle 45 yaşından sonra her bireyin kolonoskopi yaptırması erken tanı ve tedavi şansı için önemli.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer, kolon kanseri hakkında bilgi verdi.

“Korkulması gereken bir kanser türü değil”

Kolon kanserinin oldukça sık görülen bir kanser türü olduğunu hatırlatan Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer, “Tüm dünyada ölüme neden olan kanser türleri arasında üçüncü sıradadır. Buna rağmen tedavi avantajı vardır.” dedi.

Özellikle 45 yaşından sonra her bireyin kolonoskopi yaptırmasının erken tanı ve tedavi şansı için önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Aytaç Atamer, “Endoskopik olarak da tedavisi gerçekleşebilir. Bu nedenle esasında korkulmaması gereken bir kanser türüdür. Sadece geç kalmaktan korkmamız gerekir.” şeklinde konuştu.

Bu belirtiler kolon kanserine işaret ediyor

Kolon kanserinin genellikle polip aşamasında başladığını ifade eden Prof. Dr. Aytaç Atamer bu poliplerin iyi huylu tümörler olduğunu ve bu aşamada keşfedilirse kanseri önlemenin mümkün olduğunu söyledi.

Kolon kanserinin halsizlik ile seyredebileceğini belirten Prof. Dr. Atamer diğer belirtileri de şöyle açıkladı:

“Halsizlik genel bir semptomdur. Kansızlığa, yorgunluğa neden olabilir. Bunun dışında büyük abdestten, rektal kanama olarak ifade ettiğiniz kanamaya sebebiyet verebilir. Bağırsak alışkanlıklarında değişiklik, dışkının çapında ve renginde değişiklik görülebilir. Bunun dışında karın ağrıları olabilir. Pelvik bölgede ağrı, gaz, şişkinlik, dışkının tam boşaltılamaması hissi gibi şikayetlere neden olabilir. Fiziksel olarak da göz altlarında sarılık, kilo kaybı ve zayıflama görülebilir. Bu tür şikayetlerle karşılaşılması durumunda vakit kaybetmeden ilgili uzmana gitmekte fayda vardır.”

Yumurtalık ve meme kanseri, kolon kanseri ihtimalini de artırıyor

Kalın bağırsağın sol tarafında da sağ tarafında da kanser oluşabileceğini söyleyen Prof. Dr. Aytaç Atamer, kalın bağırsağın sol tarafı daha ince olduğu için daha erken belirti verebileceğini dile getirdi.

Özellikle kadınlarda yumurtalık ve meme kanseri olan kişilerde kolon kanseri görülme ihtimalinin arttığını da sözlerine ekleyen Prof. Dr. Aytaç Atamer, kolon kanserinin evre 1, 2, 3 ve 4 olarak sınıflandırıldığını anlattı:

“Birinci evre bir kolon kanseri genellikle kalın bağırsağın iç yüzeyinde olmaktadır. Evre ikide ise, bağırsağın duvarının tamamını tutmakta, evre üçte bölgesel ve çevresel lenf düğümlerine yayılmaktadır. Maalesef evre dört dediğimiz zaman karaciğer, bağırsak zarları ve diğer organlar yani uzak metastazlar akla gelmelidir.”

Genetikten çok çevresel faktörler kolon kanseri oluşumunu etkiliyor

Bilinenin aksine, kolon kanseri oluşumunda genetik faktörlerin yüzde 5 ila 10 etkili olduğunu aktaran Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer, “Genetik faktörlere bağlı kolon kanserleri daha erken yaşta ortaya çıkmaktadır. Çoğunlukla çevresel faktörler, yaşam tarzı değişiklikleri, özellikle kilo, aşırı obezite dediğimiz durumlar, yağlı gıdalar, kırmızı etten fazla beslenme koşulları, salamura mangal ürünlerinin fazla tüketilmesi gibi durumlarda kolon kanserleri daha çok görülmektedir. Sigara ve alkol de kanser oluşumunu arttırmaktadır.” dedi.

Ailede kolon kanseri öyküsü varsa düzenli kolonoskopi şart!

Kolon kanserinden korunmak için öncelikle kilo kontrolü sağlanmasının önemine değinen Prof. Dr. Aytaç Atamer, “Kesinlikle kilomuzu kontrol altına almamız gerekir. Birçok hastalığın temelinde fazla kilo, obezite, insülin direnci rol oynar. Egzersiz, spor, aktivite de son derece önemlidir ve diğer kanser türlerinin oluşumunu da azaltır. Akdeniz tipi dediğimiz sebze, meyve ve bol lifli beslenme de kolon kanserine yakalanma oranını düşürür.” dedi.

Özellikle ailede kolon kanseri öyküsü olanların düzenli kolonoskopi yaptırması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Aytaç Atamer, “Birinci derece akrabalarında kolon kanserinin göründüğü yıldan 10 yıl öncesinden başlayarak, tarama yapılmalıdır. 45 ya da 50 yaş üzerindeki herkese, hiç yapılmadıysa muhakkak kolonoskopi yapılmasında fayda vardır ve 2 veya 5 yıl aralıklarla tekrarlanmalıdır. Kolon kanseri her iki cinsiyette de eşit oranda görülür. Yaş ilerledikçe kolon kanseri görülme oranı artar.” şeklinde konuştu.

Rektal kanama ciddiye alınmalı!

Kişilerin özellikle rektal kanama nedeniyle doktora başvurduğunu söyleyen Prof. Dr. Aytaç Atamer, “Rektal kanamanın hemoroit veya başka rahatsızlıklardan kaynaklı birçok nedeni olabilir. Tabii kolon kanseri de olabilir. Ancak her kanama kanser demek değildir. Yine de kanama olan herkesin yaşı dikkate alınmadan kolonoskopi değerlendirmesinden geçmesi gerekir. Pratik hayatımızda da karşılaşıyoruz, rektal kanamayla gelen kişi, hemoroit kanama diye üzerinde durmuyor. Üzerinde durmadığı için de kolon kanseri ilerliyor.” uyarısında bulundu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.