Emre Kaya ile "arabesk" sohbet
Ünlü Popçu Emre Kaya, ilk kez çıkaracağı "Usta Şarkılar" adlı arabesk albüm için gecesini gündüzünü stüdyoda geçirirken, bu müzik türünün anatomisi...
Ünlü Popçu Emre Kaya, ilk kez çıkaracağı "Usta Şarkılar" adlı arabesk albüm için gecesini gündüzünü stüdyoda geçirirken, bu müzik türünün anatomisi hakkında ilginç tespitlerde bulundu.
Emre Kaya, Türkiye'de 1960'lı yıllarda çıkış yapan, 1980'li yıllarda ise adeta imparatorluğunu ilan eden arabesk müziğin başlangıçta hayat koşulları altında ezilen yoksul kesim tarafından dinlendiğini ancak, günümüzde arabesk dinleyen kitlenin de değiştiğini ifade etti. Emre Kaya, bu müziğin artık her yaştan ve farklı sosyo-ekonomik kültüre sahip insanlar tarafından kabul gördüğünü vurguladı.
Arabesk müziğin günümüzde rock formunda yorumlanmasının da dinleyici kitlesinin değişiminden kaynaklandığını belirten Emre Kaya, buna rağmen arabeske halen kaygı ile yaklaşan kesimlerin bulunduğunu belirterek, "Onların gerekçesi de arabesk müziğin kaygıları, üzüntüleri tetiklediği yönünde. Oysa bu konuda araştırmalar yapan bilim insanları bunun tam aksi sonuçlar açıklıyor" dedi.
Duygusal içerikli her müziğin insanlarda duygu yoğunluğu yaşattığını ancak, arabesk türün bu duygulara tavan yaptırdığını savunan Emre Kaya, "Hüzün, sevinç, kaygı, korku, heyecan, umut ya da öfke gibi durumlar duyguların eseridir. Duygular ise robotlar arasındaki tek farkımızdır. Zira, bu duygular yaşanmıyorsa bir robottan ne farkımız kalıyor" diye sordu.
Emre Kaya, duyguları etkileyen en önemli faktörün müzik olduğunu, belirterek, şunları söyledi:
"Madem duygular bizi robottan ayıran en önemli özellik ise bunu tetikleyen arabesk müziği neden dinlemeyelim? Bundan dolayıdır ki benim bestelediğim pop şarkılarda da dikkat ederseniz yoğun duygular vardır. Bu duyguların insanı üzdüğü yönündeki savlara asla katılmıyorum. İnsanlar yoğun duygular yaşadığında bu müziklerle teselli oluyor. Daha doğrusu kendinden bir parça buluyor. Çünkü, o eserler, onun duygularına tercüman oluyor."
Arabesk üzer mi?
Emre Kaya, arabesk müziğin insanları üzdüğü yönündeki kaygılara da katılmadığını belirterek, bu savını da yine bilimsel araştırmalara dayanarak, şöyle açıkladı:
"Bence arabesk müzik insanlarda aşık olma duygularını da tetikliyor. Tam damar bir arabesk dinlerken "aşık olmak istiyorum" diye haykıran insanlar tanımışımdır. Aşık olmak ise dünyanın en güzel duygusu değil mi? Bir çok insan gerçek aşkı bulamadan ölmüyor mu? Her insana nasip olmayan bu duyguyu tadan insanlar bence seçilmiş insanlardır. Bundan dolayı gerçekten aşık olduğunuz insana sıkı sıkı sarılmalısınız. Çünkü, insanın karşısına her gün aşık olacağı biri çıkmaz."
Emre Kaya, arabesk müziğin duyguları tetiklemesiyle başlayan domino etkisine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Müzik duyguları, duygular ise aşık olmayı tetikliyor. Aşık olmak ise bilimsel araştırmalara göre sağlığın adeta ilacı. Aşık olunca beynin salgıladığı dopamin, endorfin ve seratonin gibi hormonlar kişiye mutluluk veriyor. Adeta birer antidepresan etkisi yaratıyor ve kalp damarları depresyonun zararlı etkilerinden korunuyor. Stresin panzehiri olarak gösterilen aşk sayesinde vücuttaki stres hormonu kortizolün azalmasıyla şeker ve kolesterol döngüsünde düzelme izleniyor ve damarlar korunuyor. Aşk iksirinin en önemli öğesi olan oksitosin ile kan basıncında düzelme izlenirken, vücudun bağışıklık sistemi daha da güçleniyor. Aşkın, uzun vadede kalp krizi riskini azalttığı, kalbin ömrünü uzattığı bilimsel olarak da kanıtlanmıştır. Özetle aşk; mutluluk veriyor, kalp krizi riskini azaltıyor, bağışıklığı güçlendiriyor. Bunları ben söylemiyorum bilim insanları söylüyor. Öyleyse neden arabesk müzik dinlemeyelim?"
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.