Ali AKSÜT
Ellerin kırılsın!
Bu kaçıncı orman yangını? Gene yaktın ormanları, yok ettin nice canları. Yok ettin oksijen deposu akciğerlerimiz o yeşil doğayı. Ülkemizin süsü, doğal güzellikleri o yemyeşil cennet vatanı yaktın, yok ettin! Bre kansız! Bre vicdansız, insafsız! Allah'tan korkmaz, kuldan utanmaz mısın? Ey insanlıktan nasibini almamış, psikopat hasta ruhlu adam! Ellerin kırılsın, yuvan bozulsun! İki dünyada gün yüzü görme! Nesli tükenesi kanı bozuk adam! Kaç gündür, kaç haftadır nedir bu senden çektiğimiz! Yeter artık bu cehaletin, gafletten öte ihanetin.
Gün geçmiyor orman yangın haberleri, içimizi, ruhumuzu kararttı. Yıllarca ekilen tohumlar, dikilen fidanlar, verilen emekler bir izmaritle, bir kibrit, bir piknikteki kıvılcımla ya da bahçe temizlerken yakılan bir anız ateşi ile esen yaz günü rüzgârı her şeyi takip bitiriyor.
Yurdun her köşesi yangınlara kavruluyor.
Geçen hafta Aydın - Söke Organize Sanayi Bölgesinde KİPTAŞ Kâğıt Fabrikasındaki yangın günlerce depodaki kâğıtlar yandı. Aydın Valisi Yakup Canbolat; orman teşkilatı, AFAD, UMKE, Büyükşehir İtfaiyesi ve pek çok askeri, sivil halk canhiraç bu yangını söndürmek için uğraştı. Söke'nin bazı mahalleleri yangından olumsuz etkilendiği gibi bütün Söke, karabulut ve simsiyah dumanın altında adeta zehir soludu.
Jandarmanın helikopteri den havadan Söke yangını gözlemleri için bakan bir gazeteci meslektaşımız; adeta ağıt yakarcasına bu ciğerleri yakan felaketin büyük üzüntüsünü dile getirdi. Milli servet, ekonomik kayıplar bir tarafa, yanan canlı varlıklar, çevredeki bütün ağaç ve doğal hayat... Hepsi bir küçük kıvılcımla, bir ateşle kül oldu, yandı yok oldu.
Bir önceki hafta içinde de İzmir- Çeşme' de yangın çıkmıştı. Yerleşim yerlerine kadar yaklaşmış ve bu yangın söndürme işini kendi imkân ve gayretleriyle çabalayan 3 vatandaşımız kurtarılamayarak vefat etti. Arka arkaya gelen ateşli felaketler İzmir- Bergama’da da yangın etrafı sardı. Yangın söndürme görevi için koşan Bergama Orman İşletme Müdürü Şahin Dönertaş görev şehidi olarak vatana hizmet yolunda can verdi. O cehenneme dönen orman yangın alanında bütün personel gece gündüz, çoğu zaman uykusuz canlarını ortaya koyacak fedakârlıklarla yangını söndürmek mücadelesi veriyorlardı.
Uçaklar, helikopterler havadan sayısız sortilerle ateşi söndürmeye çalıştı. 2 bin civarı personel de karadan yangınla savaştı. Peş peşe, sanki ayarlanmışçasına İzmir- Buca, Gaziemir yangınları boy gösterdi. Hatta bu yangınların dumanlarından Adnan Menderes Hava Limanı dahi etkilendi. Çanakkale- Ayvacık, Balıkesir - Ayvalık, Manisa- Turgutlu daha pek çok vatan köşesi ilimiz!
Latmos'un ve Beşparmak dağlarının gökyüzündeki görüntüsünün içler acısı halini yazan yerel medyadan Burhan Ceyhan meslektaşımız bu öfke ve tepkisini, acısını paylaştı bizlerle. Yıkılan, yakılan, tahrip edilen o zengin doğanın 8000 yıllık medeniyet izleri kaya resimlerinin maden ocakları işletmecileri tarafından da talan edildiğini vurguladı. İstanbul - Beykoz ormanları içine yapılan 26 kaçak villa için de, orman kapsam alanından çıkarıldı.
Bir tarafta canımız ciğerimiz ormanlar...
Yıllarca yaşamını sürdüren bin bir çeşit bitki türü ve yabani hayattaki canlı hayvanlar. Her geçen gün yok olan yeşil alanlar, ormanlar; modern insanı mutsuz ederken, ormanlar yakılıp yok edilirken... Şimdi de rant uğruna, imar rantı uğruna selden kütük toplama kurnazlığı mı yapıyoruz. Peş doğrusu! Hani nerede yeşil seven, doğayı seven çevreciler? Nerede TEMA Vakfı? Her yıl kutlanan ağaç, orman bayramları nutukları ne oldu? Ormanları, yeşil alanları, parkları çok seven vatan sevenler nerede? "Ormandan bir dal kesenin başını keserim" diyen Fatih Sultan Mehmet' in torunları nerede? Bu ne biçim vatandaşlık bilinci? Bu ne biçim yeşil, doğa orman sevgisi?
Büyük bir düşünür ve fikir adamı Albert Einstein; “Öğrenmemi engelleyen tek şey, aldığım eğitim olmuştur” demiş. Eğer bu ülkede; Milli Eğitim'de, ailede, mahallede, sokak ve caddede, köyünde, kasabası, ilçesinde, oturup, gezdiği o güzel parklarda bir tek ağaç dikmemişse, bir tek fidan yetiştirmemişse, üzerine bastığı o toprağı yeşilliklerle, sebzelerle süslememişse...Bir ağacın dalından bir meyve koparıp toplamamışsa.. O keyif ve lezzeti alamamışsa... Bir şey anlatmaya gerek yok, modern köleler olmuşuz hepimiz.
Ormanları yakarak, yok ederek, dereleri kurutarak doğanın dengesini bozan bizler, kendi elimizle kendi ipimizi çekiyoruz, sonumuzu hazırlıyoruz.
Dostlar aman dikkat! Bir memlekette kedi sayısı azalırsa sokakları fareler başar. Doğal hayatın yok edildiği Marmaris ilçemizde sahillerden yiyecek kırıntısı arayan yaban domuzları sürüsü gibi! Hiçbirimizin hak etmediği, bu güzel cennet vatanımızı, cehenneme çeviren kötü niyetli kişiler kimse elleri kırılsın. Cehennem ateşinde yansın!
Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.