Mehmet KIZILASLAN
Ekonomi yanlış teşhis ile iyileşmez
Hükumet bir torba yasa çıkararak, ekonomiyi mi düzeltmeye çalışıyor, yoksa seçimde oy oranını mı yükseltmeye çalışıyor?
Erken seçime, ekonomimizin duvara çarpmasını göstermemek için gitmedik mi?
Ödenemez hale gelen, iç ve dış borçların ülkeyi sıkıntıya soktuğunu bilmiyor muyuz?
Ülkem, üretim ekonomisine dönmeden borçlarımızı ödeyemediğimizi görmedik mi?
Tüketime yönlendirilmiş, üretmeyen, el açan, sürekli teşvik, pirim bekleyen ve af bekleyen bir toplum olduk bu doğru bir yöntem mi?
Kendi kaynakları ile yürümeyen işletmelerin, kredilerini artırsanız, bu işletmeler kendilerini kurtarabilir mi sanıyorsunuz? Siz hükumet olarak devleti kurtarabildiniz mi?
Krediye boğulmuş işletmeler ve vatandaşımız, normal şartlarda geçinemez iken faiz borçları ile nasıl hayatlarını idame ettirecekler sanıyorsunuz?
Borçlu, üretemeyen bir Milletin, Devleti israf ve hazır para dağıtmak yerine, üretime prim vererek kalkınmayı neden düşünemez?
Vergileri, yüzde 50’leri geçen oranlarda yazdığınızda, alamadığınız zaman, faizlerini de yüksek, yüksek yazdığınızda, yine alamadığınızı gördüğünüz halde, şimdi de peşin öderseniz bu faizlerin yüzde 90’ını kaldırıyoruz dediğinizde vatandaşımızın bunu ödeyebileceğini mi sanıyorsunuz?
Bu sunduğunuz torba yasayı, çözüm mü zannediyorsunuz?
Diğer yandan imar barışı dediğiniz sistemde, 13 Milyon konutun, imarsız olduğunu, şimdi bunlardan yüzde 3 artı, yüzde 3 para alarak çözüm sunduğunuzu anlatıyorsunuz. Neden imarsız bina yapılıyor araştırdınız mı?
Vatandaş imar dairelerine gittiğinde her tür rüşvet ve yolsuzlukla karşılaşıyor. Kendi konutumu yapacağım dediğinde, bin bir güçlük ve harçlarla karşılaşıyor. Bu engelleri çözdünüz, harçları kaldırdınız da, şimdi insanların önüne, çözüm mü sunduğunuzu zannediyorsunuz?
Bin 600 TL maaş alan asgari ücretliye, “gözünüze dizinize dursun, daha ne istiyorsunuz” derken, sarayda her dakika 1608 TL para harcanırken ( bunlara gece uyduğunuz zaman da dahil) şimdi emeklilere iki bayram önü, vereceğiniz 1000 TL sus payı mı, seçim yatırımı mı, yoksa acınır duruma getirdiğiniz, el açar duruma getirdiğiniz emekliye kendinizi affettirme yöntemi mi?
7 sene, üniversiteye gitmiş ve bitirememiş vatandaşımıza, yeniden okuma hakkı verdiğinizde ülkenin üretime dair ne kazanacağını zannediyorsunuz da bunu da çözüm diye sunuyorsunuz?
Eyyy, yukarıdaki, çözüm ürettiğini zanneden yetkililer, daha siz hastalığı teşhis edememişsiniz. Çareyi nasıl bulacaksınız ki?
Çare ne biliyor musunuz, çare paranın ve taşınabilir varlıkların, nereden gelirse gelsin kayıt altına alınması.
Verginin sadece yüzde 10’a çekilmesi.
Borçların da kayıt altına alınıp, borçlunun gelirinden sadece yüzde 20’sinin kesilerek huzurun getirilmesi. Yarın endişesi ve mallarının elinde alınacağı korkusunun silinmesi.
SGK ve emekli ikramiyelerinin devlet tarafından ödenip, üretimin artırılması ve iş barışının sağlanması.
Üniversitede okuyan gençlerle, 18 yaşını doldurmuş her işsizin 500 TL maaşa bağlanması. İş bulduğunda gelirinin sadece yüzde 20’si ile ödemeye başlaması.
Hiçbir ev ve iş yerine borcundan dolayı, icranın gelmemesi ve huzurun, mutluluğun sağlanması.
El açar duruma getirilen, kredilere muhtaç edilen milletime, ürettiği her şeyden, küçük de olsa prim yazılarak onurlu ve üretken hale getirilmesi, çözümdür.
Göreceksiniz, seçimleri kim alırsa alsın, bu uyguladığımız, tüketim ve ithalat ekonomimiz duvara çarpacaktır. Korkarım bu kaçınılmaz bir sonuçtur.
İnşallah önlem alırsınız ve huzura kavuşuruz.
Saygılarımla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.