Mehmet EROĞLU
Dünya kültür tarihinin dönüm noktası
Değerli okurlar bana gelen bir mail, büyük Atatürk’ün ne kadar ileri görüşlü ne kadar ülkemizin birliği için uğraştığını ortaya koyuyor.
Anadolu’nun dört bir yanında araştırmalar yaptırarak Türklerin kökenleri ve dilleri araştırmaları yapmak için Türk Tarih Kurumunu kurmuştur. Bu düşüncesini ta Anafartalar da aklına koymuştur.
Çanakkale Savaşı, Anafartalar kahramanının kafasında;
• Kimliğine, öz kültürüne sahip bir Türk devleti fikrinin gerçekleşmesi yönünde ilk adımın atılması gereğini açığa çıkarmıştır.
• 19 Mayıs’ta bu adım fiilen atıldı…
• Türk Devleti kuruldu… Ama Türk kimdi? Ne idi? Bilmiyorduk! Uhrevî ortamda kaybolmuştuk…
• Türk Tarih Kurulu kuruldu… Henüz, Batı’nın tarihimize, kültürümüze el koyduğunun farkında değildik. Batı’ya öğrenciler gönderdik…
İlk seviyede
• Türk ile halk kültürü ile Uhrevî kültürün ayrı kavramlar olduğunu öğrendik…
Bu Öz’üne dönüş ile kendini toparlayan Türk halkı,
• Osmanlıcasıyla, “mazlum milletlere”, emperyalistin yumruğu altında ezilmekte olan milletlere büyük örnek teşkil etti...
• Atatürk, Çin’de okul kitaplarına geçti… Hindistan Nehru ile İngilizlerden koptu.
• Küba’da Atatürk heykeli dikildi… Atatürk’ü tanımak, örnek ve şeref oldu.
• Çin ile Küba… Dünyanın iki ucu ve bu iki uç arasında Atatürk’ü örnek alarak kimliğini arayan milletler çoğaldı… Kısa sürede Dünya halkları kendi devletlerini kurarak Millet oldular.
Bize gelince; Türk Tarih ve Kültür arayışları, Atatürk’ün iradesine uyarak devam etti… İlk seviyede
• Siyaseti dine karıştırmış Emesi tarzı İslam’ı, Uhrevi değerine lâyık olan yere iade ettik.
• Tarihimizi ve kültürümüzü aradık… Ancak Batı’nın kaleme aldığı tarihimizle Batı’nın çıkarlarına uygun bir Türk Tarihi yazıldı… VE… Sonunda
• Tarihimizin ve Kültürümüzün Batı Merkezli olduğunu, belirli bir çerçeve içinde bize eksik, kopuk bir tarih, cılız bir kültür biçildiğinin farkına vardık… Atatürk, Orta Asya’yı göstermişti… “Tarihimizi, bilimsel yöntemle biz aramalıyız” diyordu…
Bir avuç araştırmacı, taraflı olan Batı’yı, batı dillerinde hakkımızda verdiği taraflı sonuçları kenara itti, Tarihimizi ve Kültürümüzü
• bu kültürün ve tarihin doğduğu Orta Asya’da
• Orta Asya Türkçelerinden öğrenmeye başladı…Artık şartlar, menfi davranışlar ne kudrette olursa olsun, Orta Asya Türk kitlesinin ikinci uyanışı, kökenlere iniş belirdi; Orta Asya’da büyük bir kımıldanma, kaynama başladı…
Resmî Tarih
• İnanılmaz bir kemikleşme ile hâlâ Kültürümüzü, Tarihimizi Türkçe bilmeyen Batılıların kaynaklarındaki çıkmazlarda dolanarak, zaman ve kimliğimizi kaybetmeye devam ediyorsa da
Sezar’ın hakkını Sezar’a verelim
• Kâzım Mirşan, bir Uygur Türkü, Asya çocuğu, Batı Merkezli Tarihin taraflı ve bilim dışı olduğunu ortaya koydu… Sahip olduğu Dil bilgisiyle tarihin derinliklerine indi, Batı’nın üstünü örtmekte büyük çaba gösterdiği
• Ön-Ata kültürünü ortaya çıkardı… Artık Dünya Tarihi, Dünya Kültür Tarihi, Türklerin Tarihi, Türklerin Kültür Tarihinin yeniden yazılması üstün gerçeği ortaya çıkmıştır… Ok yaydan fırlamıştır… Geriye dönülemez… İtirazlar, hissî ve bilim dışı kalmaya mahkûmdurlar.
Bu, Orta Asyalı kardeşlerimiz için büyük bir uyanış oldu, Asya’yı didik didik araştırmaya başladılar ve bilinenden, sanılandan çok daha büyük ve yeryüzünde
• İlkleri vermiş olan muhteşem bir Ön-Ata kültürünün varlığını fark ettiler: Yazının icadı, tekerleğin icadı, ilk siyasal kuruluşlar, yüksek düşünceye, felsefeye ilk adım, aklın kullanılışı ve onun getirdiği tek tanrı kavramı…
57’inci alaya “süngü tak” emri ile Anafartalar kahramanı, mazlûm milletlerin uyanışına ilk emri vermiştir.
Eski, büyük, saygın Kültür ve Tarih sahibi Asya uyanmıştır.
Yapay ve itibar’a dayanan Batı değerleri kılıflarına girmecelerdir, girmektedirler.
Dünya Kültür ve Tarihi tersine dönmüş, gerçek yerini almaya başlamıştır.
Türk Milleti, Dünya Milletleri sana minnettardır, Büyük Atatürk!..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.