Mehmet EROĞLU
Doğudaki bir doktorun mektubu
Hakyemez isimli doktorun Yalçın Bayer’e elektronik postayla gönderdiği ve gerçeği ifade eden bir mektup.
Buraya ilk gelince insan ilk önce bir şeyler başarmak istiyor ve bütün olanaklarını zorluyor. Ancak bir süre sonra bütün isteğini kaybedip “ben burada ne arıyorum ”diye sorgulamaya başlıyor. Hastanelere ve sağlık ocaklarına malzeme temini yerel firmaların kontrolünde (ki hepsi siyasilerin) hastane yöneticilerine baskı hat safhada siyasiler hastane üzerinden resmen devleti soyuyorlar. 1’e mal olanı 4’e satıyorlar. İnsanlar doktorlara karşı büyük bir öfkeye sahip.
Geldiğimden beri darp edilmeyen arkadaşım kalmadı. Burada halk aşırı şımartılmış. İnsanların işini halletmeyince ya kaymakamlığa gidiyor, yâda “Ben PKK’lıyım seni vururum” diye tehdit ediliyoruz. Can ve mal güvenliğimiz sıfır. Kimse vergi vermiyor. Elektrik, su vb. faturalar ödenmiyor.
Herkese ayda 150 TL. Çocuk parası (ki çocuk başına) Çocuk ultrasonda görüldüğü andan itibaren de mama ve bez parası alınıyor.
Okula giden her çocuğa devlet harçlık veriyor. Harçlık gecikince anneler okulu basıp çocukları okuldan almakla tehdit ediyor.
O çocuklar ne yapıyorlar peki? Üzerlerinde yeni formalar, ellerinde PKK bayrakları ile DTP mitingine gidiyor.
Herkese eksin ya da ekmesin toprak yardımı yapılıyor (ki zaten kimsede ekmiyor ya) Bu yardımda sadece beyana bakıyorlar. Adam 5’i 50 yazdırabiliyor. Van’da dağıtılan paraya bakınca göl bile tarım arazisine sayılsa az gelir. Her Cuma kaymakamlık elden nakdi para dağıtıyor. Buralarda tek vergi veren devler memurları… İnsan içinden ve dışından lanet okuyor. Bu yazıyı okuduktan sonra neden terör bitmiyor daha iyi anlaşılıyor sanırım. Terör biterse bu insanlar çalışmak zorunda kalırlar... Devlet denetimini daha iyi yapabilir..
İsterler mi bu rantın bitmesini?
İşte Türkiye’nin doğusunun bariz hali…
Devletin şımarttığı bu toplumun astar istemesidir.
Daha da şımarıklık edebiliyorlar ve birde bize öneri sunuyorlar.
Doktor olacaksınız doğuya gideceksiniz Kürtçe öğrenin diye.
Doktoru o kadar iyi anlayabiliyorum ki anlatılamaz kelimelerle. Yüz verip astar istemek bu dönemin canlı kanlı halidir bu.
Bu olay öyle gösteriyor ki doğunun çivisinin çıktığının resmidir.
Yeter artık bu insanlarında bu toplumun bir parçası olduğunu öğrenmeleri gerekir.
Devlet en azından Türkiye’nin diğer bölgelerindeki insanlara aynı duyarlılığı göstermesi gerekmez mi?
İşte AKP’nin ülkemizi getirdiği hazin durum bu! Üç beş oy uğruna ülkenin parçalanmasına zemin hazırlanıyor gibi geliyor.
Derler ya devlet adamı gelecek nesli düşünür. Siyasetçi gelecek seçimi düşünür.
Tanrıdan dileğimiz bu ülkeyi düşünecek devlet adamları vermesi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.