Mehmet EROĞLU
Dindar Nesil mi? Yoksa Çağdaş İlerici Yurtsever Gençlik mi?
Yazımın başlığına bakıp da, dindar yurtsever değil mi diye sakın bir yargıya kapılmayın. Elbette yüreğinde vatan ve millet sevgisi olan herkes bu ülkenin aziz ve has evlatlarıdır.
Zamanında bir yetkilinin verdiği bir demeçte, dindar ve muhafazakâr bir gençlikten bahsediyordu. Dindar olmuşsun muhafazakâr olmuşsunuz çağa ayak uyduramazsanız çağın getirdiği yeniliğe arkanızı dönerseniz, ne kadar dindar olursanız olun hiçbir değeri olamaz.
Anladığım kadarı ile dinde iki türlü kavram var. Birincisi dinci, ikincisi ise dindar olanıdır.
DİNCİ: Dini kullanarak çıkar sağlayan kişi, din bezirgânı, yobaz deniliyor.
DİNDAR: İnandığı dinin ilkeleri doğrultusunda yaşayan, kimsenin inancına karışmayan dini çıkar aracı olarak kullanmayan ve samimi olarak inanan kişiler.
Din, tarih süreç içinde insanlar arasında bozulan ilişkileri düzeltici, bütünleştirici ve kaynaştırıcı bir rol üslenmiştir.
Tarihin derinliklerinden beri bilhassa Anadolu’muzda ortaya çıkan tanrıça Kıbele ve çok tanrılı dinler yazının bulunuşundan önce ortay çıkarak tek tanrılı dine kadar insanlar arasında bir düzen getirmiştir.
Her ne olursa olsun gerek çok tanrılı dinlerde gerekse tek tanrılı dinlerde insanları barış içinde yaşamaya teşvik etmiştir.
Ama bazı dini çıkarı için kullanan üfürükçüler, dolandırıcılar, din cambazları barış, kardeşlik ve dayanışmaya teşvik eden dine yön vererek amacından ve çizgisinden saptırdılar. Bu din simsarları dini, kendi amacı doğrultusunda uygulayarak barış yerine kavgayı, hoş görü yerine öfkeyi, adalet yerine zorbalığı uygulamaya başladıkları görülmektedir.
Geçmiş zamanlarda tarihin sayfalarında görüldüğü gibi bazı din tüccarları kendilerini tanrı yerine koyarak her türlü kudrete sahip olduklarını kendilerini de inandırarak zavallı insanları kendilerine kul köle yaptılar. Savaşlar çıkardılar. İnsanları din adına katlettiler.
Sonra bunlar yok oldular. Bu zavallı insanlar başka bir zalime ve din bezirgânına biat etmeye başladılar.
Sözde tapınaklar yaparak bu yerlerde inançlarına göre insanları
Kurban niyetine telef ettiler.
Tek tanrılı dinlerde bu cambazlar değişmedi. Din simsarları, başka dine inananlara saldırdılar. Din adına insanları katlettiler. (Haçlı seferlerinde ve şimdiki Işıt yobazlarının yaptığı gibi.
Romalılar döneminde ayrı bir dine inandığı için hazreti İsa’yı çarmıha gerdiler.
Engizisyon mahkemeleri kurarak bilimi yargıladılar ve aforoz ettiler.
İşte bu esnada insanlara yeni bir düzen getirmek ve insanlar arasındaki eşitliği getirmek için İslamiyet geldi.
Fakat Peygamber efendimizin ölümünden sonra damadı Hazreti Ali’yi ve adaletin sembolü olan Hazreti Ömer’i camide namaz kılarken katlettiler. Peygamberin izin vermediği hadislere ilaveler yaparak hurafelerle dolu uydurma hadisler yarattılar. Hazreti Ebubekir dışında üç halifede din adına öldürüldü.
Bu örnekleri çoğaltabiliriz.
Bizim Anadolu insanı genelinde ayrımcı değildir. Birçok inanç ve kültürle iç içe yaşamayı, asırlarca sürdürmeyi başardılar. Mardin’de Hatay’da ve İstanbul gibi önemli illerimizde olduğu gibi ayrımcılığın yerini, kardeşliğe bıraktı. Ama başka gördükleri ırk ve inanç ayrımını düşman sayanlar her ülkede olduğu gibi azınlık olsa da bizde de var olmuştur.
Birde çok önemli olan siyasiler ne zaman oy peşine düşüp dinin kutsallığını bir tarafa bırakıp dini kendi siyasal düşüncelerine göre kullanmaya başladılar ülkemde siyasal karışıklıklar meydana gelmiştir. Bu durum geçmiş de Milliyetçi cephe hükümetleri ve Kenan Evren’in faşist 12 Eylül darbesi ile de böyle olmuştur.
Ama şimdi ükemde12 Eylül yönetiminden daha fazla din bezirgânları türemiştir.
Cumhuriyet yasalarına göre seçilen meclis başkanı laikliğin anayasadan çıkmasını istiyor.
Irkçılık ve dincilik demokrasinin can düşmanıdır.
Bizde bazı kiralık kalemler, din bezirgânları ve siyasetçiler Kuranın anlamını ve manasını anlamaktan çok ezberler. Akıl yerine hurafeye rağbet ederler. Bazı dinciler ibadeti şov aracı haline getirirler. İki farklı camide nerdeyse aynı gün Cuma namazı kılmaya bakarlar.
Yine bazıları medeni kanuna küfür ederler ahlaktan bahsederler, zina derler. Ama kendileri “dini nikâh” adı altında her türlü çirkefliği yaparlar.
Faiz haramdır derler ama “faizsiz finans kuruluşları” kurarak sözüm ona kar payı verirler. Adalete, liyakate, eğitime donanıma, vatanseverliğe bilgi ve birikime değil, Allaha şükür, inşallah, maşallah
Söylemlerine oy verirler.
Kutsal din İslam’ın “eşitlik ilkesine, hoş görüşüne inat başka dinleri aşağılar onlara düşman olur.
Dinde hoşgörü vardır…
Zorlama yoktur diyen Kurana inat laikliğe küfrederler.
Laik Türkiye Cumhuriyetinin dinci müritlere gereksinimi olamaz.
Türkiye Cumhuriyetinin fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesillere acele gereksinimi var.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.