Sosyal Demokrasi, zenginlerin ve yönetenlerin yarattığı eşitsizlik ve adaletsizlikleri demokratik sistem içinde olabilecek düzeye indirmeyi amaçlayan siyasi ideoloji olarak tanımlanır. Yargı bağımsızlığı ve kanun önünde eşitlik, masumiyet karinesi ana ilkelerdendir.

**

Dinin siyasallaştırılması, siyasetin dinselleştirilmesi laiklik ilkesi ile önlenir.

Din siyaseti yapanlar, yürüttüklerinin zekâtını verseler;

Fakir kalmaz bu memlekette inanın…

**

Bir farkı olmalı sosyal demokratlığın…

İnsan odaklı bir yaşam ve kalkınma modeliyle hareket eden...

Yoksulluk, işsizlik, kayıt dışılıkla mücadele ve çalışan haklarına sahip çıkan.

3 Y deyip de yasaklar, yoksulluk ve yolsuzluk bitecek nutukları yanında,     

Bir farkı olmalı sosyal demokratlığın…

**

Birbirlerine daha düne kadar sövenler, birbirini öven olmuşlarsa, bunları birleştiren güçten de söz etmek gerekecek ki, o zaman anlaşılacak Vehbi’nin kerrakesi.   Bir örümcek ağına yapışmışçasına, ilkeli denilenlerin bir anda şaşırtan adımları, ilkesizlikleri hayret verici.

**

İlke, parti, ideolojiden uzak, bana neci zihniyet.                                               

Varsa yoksa çıkar siyasetinden ötesi değil.

Partim şöyle dursun da başında benim adamım olsun.

Buna çanak tutan, demokrat geçinenler ise hepten anlaşılmaz. 

Böyle bir zihniyeti kabul etmek mümkün mü?

**

Demem odur ki;

Adamın aşı, ekmeği ile oynama iddiaları,

Siyaseti kişisel çıkara alet etmek…

Uzaktan kumandalı siyasetçi dizaynı ve maşa gibi kullanmak…

Bu gün o kimi sosyal demokrat geçinenlerin hallerine bakıyoruz da,

Üstelik yol yordam bilen dediklerimize de son sözümüz. 

Diktatör uzakta değilken, diktatörlükten söz etmek,

Faşist uygulamalar ile iç içe iken, “Kahrolsun Faşizm” demek…

Değil iğneyi batırmak,

Çuvaldız lazım çuvaldız…

Bir farkımız olmalı eleştirdiklerimizden… 

**

Pınar, başından bulanır…

Ayaklar baş, başlar ayak olmuş, şakşakçı alayı doluşmuş.                                  

Brütüsler, ispiyoncular ve yalakalar başköşeye kurulmuş.                                     

Sen, ben, bizim oğlan, süt oğlan misali kapılar tutulmuş.                                   

Uyaranların, isyan edenlerin sözlerine de kulaklar tıkanmış…                                                           

**

Gel de Fuzuli’yi anma…

“Söylesek tesiri yok, sussak gönül razı değil…”