Çocuklar ne yapsın?

Dünya Sağlık Örgütünce,                                                                                        

(WHO) kişi başına yeşil alan ideal sınırı 15 m2 olarak belirlenmiştir.                        

Dünya’da 50 metropol şehir dikkate alınarak kişi başına yeşil alan oranlamasında İzlanda’nın Reykjavik şehri 411 m2 ile ilk sırada iken, İstanbul kişi başına düşen yeşil alan 8 m2 olarak 49. Yani sondan ikinci sırada yer alır. Son sırada Japonya başkenti Tokyo 4 m2 ile kayalık bir ada şehri yer almaktadır. Kişi başı yeşil alan,  Londra’da 27 m2, Sydney’de 33 m2, Stockholm ’da ise 90 m2 olarak açıklanır.

İstanbul Bağcılarda kişi başına düşen yeşil alan 70 c m2, Sultanbeyli’de ise; 1 m2, Ankara 20 m2, İzmir 4,38 m2, Urfa’da yeşil alan 2 m2 iken, Nazilli 7,2 m2, Aydın ise 3,5 m2 olduğunu öğreniyoruz.

**

Park yeşil alan ve çevre derken, denetimsiz Jeotermalden Aydın ve çevresi inim inlerken, kokudan rahatsızlık duyuluyorken, zeytin ve incirdeki ürün düşüklüğü buna bağlanır ve bir yandan ağaçlar kurumakta iken, denetimden sorumlu olanlar ne derece görevini yapıyor? Üstüne bir de Aydın ilini Jeotermal kenti yapmaktan söz etmek garip değil mi?

**

Gençliğimizde, tüp, gaz, sigara kuyrukları vardı.                                              

Ahirimizde, domates, biber, patlıcan kuyruklarını gördük.                                

Yarınlar için, çocuklarımızın yarınları için endişe taşıyoruz.                                      

İşsizlik, genç işsizler, atanamayan öğretmenler…

**

Çocuklarımız…                                                                                                               

Bizler çocukluğumuzda sokaktan eve girmezdik. Şimdi çocuklarımız evden çıkamıyor.  Çocuğunuzu, torununuzu oynasın diye sokağa bırakabilir misiniz?                           

Vızır vızır trafik, araçlar geçiyor, sokaklar tekin değil. Aileler, organ mafyası, çocuk kaçırılması olaylarından kaygı duyuyor. Ülkede taciz-tecavüz olayları sıkça basında ve medyada yer alıyor…

Çocuklarımızın kumda oynaması, yeşillikler üzerinde yürümesi, arkadaşları ile koşuşturması gerekir. Ancak belirli yerlerde ve saatlerde bu imkâna kavuşuyor. Adeta bir derece toplumdan soyutlanmış, büyümek zorunda kalıyorlar.

Karşı komşumuzun 4 yaşında Kağan adında bir oğulları var. Apartmanımızda onunla oynayacak başka bir çocuk yok, Azra kız var ama ilgi alanları uyuşmuyor.                                                                                       

Dört yaşındaki Kağan, cep telefonundan oyunlar yüklemesini, oynamasını, silmesini öğrenmiş. Koltuğa gömülüyor, oyunlar oynuyor, televizyona bakıyor, sıkılıyor. Hooop bizim kapıyı çalıyor, bizim evde defteri kalemi var, biraz karalıyor, sıkılıyor, park diyor, benimle saklambaç oynamam için yalvarıyor, 60’a merdiven dayamış ben, bazen odalara saklanıyor, sobe diyoruz. Bir gün iki emekli kahvede tavla oynarken yavrum kemik diyerek zarı öperek oynadıklarını görüyor, “yavlum kemik” oynayalım diye tutturuyor.  

**

Aydınımızda millet bahçesi yapılmadı ki, kek yiyip de bahçede yuvarlansınlar… Peki, bu çocuklar nerede oynayacak? Çocukluklarını nasıl yaşayacaklar? Güven içinde evlerinin önünde oynayabilecekler mi acaba?

**

Yerel seçimlerde belediye başkanlarımızı seçeceğiz.                                          

Yeşil alanları arttırarak çocuklarımızın rahatça nefes alabileceği yeşillikler yaratılmasının ve çoğaltılmasının önemi de kişi başı yeşil alan değerlendirilmesinden de anlaşılmaktadır. Sokaklarımız, yollarımız araçlardan geçilmiyor. Buna da bir çare bulmak gerekiyor.                                                 

Beklentimiz büyük,                                                                                                 

Aydınımız için hayırlısı olsun…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.