Ali AKSÜT
Çineli Süleyman’ın verdiği mesaj
Her sabah yürüyüş yaparım. Yürüyüş sonrası verdiğim molada çay içmenin keyfini sürerim. Yine bir gün Efeler İlçesi Egemenlik Bulvarı’ndaki Çavuş Köprüsü’nün karşısındaki kahvehanede mola verdim ve çayımı yudumluyordum. Esmer, yaşlı bir adamcağız nefes nefese gelip masama oturdu.
“Kusuruma bakma oğlum önce sana selam vermem gerekirdi, yorgunluktan unuttum, destur almadan masana oturuverdim” diye söze giren yaşlı adamın “Selâmün aleyküm” diyerek verdiği selamına “Aleyküm selam” diye karşılık verdim ve böylece yaşlı adamla sohbetimiz başlamış oldu.
Ona da çay söyledim. Bir yandan çayımızı yudumluyor bir yandan da bir şeyler anlatmaya çalışıyordu, yaşlı adam… Belli ki konuşmayı seviyordu. Hazır dinleyen de bulunca başladı anlatmaya…
“Ben Çineli Süleyman. Beyköy’de yaşadığım için Beyköylü Süleyman da derler bana. Babam Çineli Hacı Molla Hasan oğlu İsmail derler. Annem de Hacı Topaloğlu Mehmet’in kızı olur” diyerek kısa künyesini aktardıktan sonra Aydın şivesiyle benim kim olduğumu öğrenmek istedi. Ben de dilimin döndüğünce biraz kendimden bahsettim.
Çayını yudumlayan Çineli Süleyman, cebinden çıkardığı sigarasını bana uzattı, “içmiyorum” dedimse de ısrarcı oldu. Sigara izmaritini kastederek “biraz evvel yere attığın neydi” diyerek şakayla karışık ısrarına devam etti. “Yak şu cuvareyi, tüttür gari” deyince kıramadım. “Çineli Süleyman’ın cuvaresi zehir olsa içilir” diyerek bir tane de ben ateşledim ve cuvareyi karşılıklı tüttürdük.
Çineli Süleyman’ın kullandığı çakmak seçim kampanyasında tanıtım amacıyla halka dağıtılan hediyelerden biriydi. Bir yanında AK Parti’nin diğer yanında MHP’nin amblemi vardı. Köşk Belediye Başkanı Nuri Güler’in seçim döneminden kalan hatıraydı.
Çakmak ‘siyasi’ olunca konu belediye başkanları oldu. Köşk’ün eski belediye başkanları Necati Ünal’dan, Mehmet Zileli’den konuştuk. Her iki başkanın iyiliklerinde söz etti. Onları iyilikle, hayırla, rahmetle andı. “Adam belediyeyi bitirmiş. Belediyeyi borç batağına sokmuş, kasa tam takır kalmış. Şimdi yeni seçilen Nuri Güler başkan bu kadar borcu nasıl ödeyeceğim diye kara kara düşünüyormuş” sözleriyle önceki dönem Köşk Belediye Başkanı Rıfat Kadri Kılıç’ı eleştirmeyi, yeni başkan Güler’in de işinin zor olduğunu anlatmaya çalıştı.
Kendisinin keskin partici olmadığını ifade eden Çineli Süleyman, “Çiğ işi sevmem, parti tutmam. Allah için doğru, hakikat neyse ben onu savunurum. Kimseden de çekinmem, doğru bildiğimi söylerim” şeklinde bir şeyler mırıldanarak, Büyükşehir’de Özlem Çerçioğlu’na Köşk’te Nuri Güler’e oy verdiğini açıkladı.
Özlem Çerçioğlu CHP’li, Nuri Güler ise AK Partiliydi. Biri Millet İttifakı diğeri Cumhur İttifakının adayıydı. Anladım ki Ankara’dan parti merkezlerinden gelen dayatma sökmemiş Çineli Süleyman’a… İradesine saygı duymak lazım, demek ki emir talimatla oy kullanmamış.
Köşk’ten Efeler’e geliş nedeni komşu kadının ıhlamurlarını satmakmış Çineli Süleyman’ın… Bana satışını yaptığı ıhlamurun hesabını yaptırdı. “Ahh! Ali Bey ahh! Ben kazandığım paraları kendim yemedim. Kazancımı eşle dostla yedim. Hayatım hep gurbetlerde geçti. Neler çektim, neler gördüm. Şu kısa dünyada yapmadığım iş kalmadı. Demircilik, celeplik, arıcılık, pazarcılık, hayvancılık gibi türlü çeşit işler yaptım. Bu vesileyle ülkemizdeki birçok şehri karış karış gezdim. Af buyur Ali Bey! Eşek gibi çalıştım, krallar gibi yedim yaşadım” derken ne kadar duygulandığını anlatacak kelime bulamıyorum.
Sohbetin arasında bir “cuvare” daha yaktı. Askerliğini Şırnak’ta yaptığı sırada evli ve 1,5 yaşında bir oğlu olduğunu fakat karısının öldüğünü iç çekerek anlattı, Çineli Süleyman… Bebek yaşında öksüz kalan oğlunun berber çıraklığından tutun da evliliğiyle ilgili hayat hikâyesine varıncaya kadar yaşamından örnekler sundu. Sakarya Üniversitesinde öğretim görevlisi torunundan “süper beyin kerata” diye bahsederken gururluydu.
Eskilerden günümüze geldi Çineli Süleyman; “Bizim zamanımızda ahenk vardı, bereket vardı, şimdi köyde çalışacak adam kalmadı. Üretim bitti, üretici bitti. Nerede kaldı o bereketli günler. Şimdi büyükler küçükleri bilmiyor, küçükler büyükleri tanımıyor. Bizim zamanımızda büyük-küçük birbirini sayar-severdi” cümlelerini kurarken hüzünlüydü.
80 seneyi devirmiş Çineli Süleyman’a biraz moral vermek için köyümüzü, halkımızı ayakta tutan moral değerlerimizden bir iki cümle edeyim demiştim. Hemen sözümü keserek “ne değeri oğlum, değer meğer mi kaldı? Bitti, bitti, hepsini bitirdiler” diye çıkıştı.
Sözü İstanbul seçimlerine getirdi Çineli Süleyman… “Halkın sesine kulak tıkayanların İstanbul’ da başına gelenleri gördün mü? Halkı hiçe sayanları, tepeden bakanları halk nasıl cevap verdi gördün mü?” diyerek sitemde; “İnşallah akıllarını başlarına toplarlar da memleketimiz birlik, düzenlik ve huzur dolu olur” sözleriyle ise temennide bulundu.
Sohbetin sonunda aramızda geçen konuşmaları gazetede yayınlamam konusunda izin istediğimde Çineli Süleyman’dan aldığım cevap mesaj doluydu: “Yaz Ali Bey yaz. Yaz ki Ankara’ ya gönderdiğimiz arkıdeşlere örnek olsun!..”
Hayat üniversitesi mezunu Çineli Süleyman’ın konuştuğu her cümleden kulaklarımıza küpe olacak, ibret dolu çok şeyler öğrendim. Umarım herkesin öğreneceği, çıkaracağı dersler vardır.
Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.