Sosyal medya hesabından açıklama yapan Bülbül, gençlere yönelik işkence iddialarını kınadı ve şu ifadeleri kullandı:

“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı İsrail ile ticaret politikası gereği protesto eden altısı kadın, üçü erkek dokuz gencin başına gelmeyen kalmadı. Cumhurbaşkanı korumaları, polisler ve cezaevi görevlileri tarafından, ‘Soykırıma benzin vermeyi bırakın’ dedikleri için gözaltında ve cezaevinde çıplak arama, kötü muamele ve işkenceye maruz bırakıldılar. Bu uygulamalar, Türkiye’nin taraf olduğu Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Sözleşme’ye açıkça aykırıdır.”

“PROTESTO BİR HAKTIR”

Demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye’de protesto hakkının temel bir özgürlük olduğunun altını çizen CHP’li Bülbül, şunları söyledi:

“Demokratik toplumlarda, vatandaşların mevcut politikaları sorgulaması ve protestolar yoluyla toplumsal değişim taleplerini dile getirmesi doğaldır. Ancak, bu temel hakkı kullanan gençler, hukukun ve insan haklarının çiğnendiği bir ortamda eziyete ve kötü muameleye maruz kalıyor.”

“İŞKENCE VİCDANLARI KİRLETEN BİR LANETTİR”

Bülbül, işkencenin hem bireysel hem toplumsal vicdanları kirleten bir uygulama olduğunu vurgulayarak, şunları ekledi:

“İşkence ve kötü muameleye başvuran özgüvensiz şahsım hükümetinin emir erleri, demokrasiyi ve insan haklarını sindiremiyor. Bu lanete karşı adaleti ve cesareti savunmaya devam edeceğiz. Gençlere yapılan eziyeti, kötü muameleyi ve işkenceyi kınıyorum.”

“CUMHURİYET SAVCILARI NE İŞ YAPIYOR?”

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a seslenen Bülbül, şu soruyu yöneltti:

“HSK Başkanı da olan Adalet Bakanı’na soruyorum: Cumhuriyet savcıları ne iş yapıyor? Sadece muhaliflere resen soruşturma açmakla mı meşguller? Yoksa işkence iddialarını görmezden gelmek mi görevleri?”

Bülbül, Türkiye’de insan haklarına aykırı uygulamalara göz yumulmaması gerektiğini belirterek, bu süreçte mağdur olan herkes için adaletin sağlanması çağrısında bulundu.