Ali AKSÜT
Ceren’ler ölmesin!
Sizlere Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıklayacağı enflasyon rakamlarından bahsetmeyeceğim. Siz okuyucularıma mutfaktaki yangının yaktığı enflasyondan da söz edip yazmayacağım.
Bu geçen hafta içinde şehitlerimizden 30 yaşında barut kokusunu parfüm kokusuna yeğleyen kahraman Türk kadını, bomba imha uzmanı kadın astsubayımız Esma Çevik’in şehadet acısını içimize gömmekten bahsedeceğim. Gene Ordu Üniversitesi’nde bir cinayetle katledilen üniversite öğrencisi Ceren Özdemir kızımızın yürek yakan acısından söz edeceğim.
İnsanlık, Esma Çelik ve Ceren Özdemir’in bizlere veda etmesinin acısını yaşadı. Bu iki kardeşimizin daha kanı kurumadan okul kantinlerinde şırınga şeklinde satılan tüplü çikolataların kurbanı iki yavrumuzun ölüm acısı eklendi acımıza. İşte enflasyonun mutlak yangınından öte içimizi yakan bu acıları unutmak mümkün mü? Burada samimi olarak söylüyorum, bağıracağız çağıracağız, “Esma’lar, Ceren’ler ölmesin diyeceğiz” ama su kendi yolunda akmaya devam edecek, unutulanlar listesine eklenecekler. Olan ailelerine olacak, her zamanki gibi ateş düştüğü yeri yakacak.
Olaylar bununla kalmayacak, bir gün duymasak bir gün yine kadın cinayeti haberiyle irkileceğiz, yine bağıracağız çağıracağız. Çoğumuz cani için bedduada bulunacağız, idamını isteyeceğiz. Bu öfke birkaç gün sürecek ve yerini bir yenisi alacak…
Bu ülke kanunsuz değil… Elbette kanunlarımız var. Ancak “bir yerde de uygulamalardan kaynaklanan zafiyet mi var acaba?” demek geliyor içimden. Bu yüzden Cumhurbaşkanından, milletvekillerine, yerel yöneticilere, bürokratından memuruna, öğretmenler, babalar, amcalar, teyzeler, ağabeyler, nineler, dedelere varıncaya kadar herkesi bir anlık düşünüp empati yapmaya davet ediyorum.
Bu ülkede ne katiller bitiyor, nede cinayetler. Bu son cinayetin ardından yine yetkili yetkisiz birçok kişi açıklama yaptı. Bu tip olayların bir daha olmaması için “devlet her türlü tedbiri alacak” şeklinde kurulan cümlelerin artık karın doyurmadığı gün gibi ortadadır. Bu konu boş lâflarla geçiştirilemez. Karar vericilerin, uygulayıcıların ve yasa yapıcıların dik duruşlu ve takipçi olması gerekir.
Allah kimseye evlat ve torun acısı vermesin. Kanayan vicdanlardan çıkacak ortak akıl, ortak ses belki bundan sonrası için bir umut ışığımız olsun.
Değerli okuyucularıma güzel bir yazı konusu bulup, güzel şeyler yazmayı çok isterdim. Ama yaşadığımız acılar ve yoğun duygular buna el vermedi.
Kadın cinayetlerinin son bulması, Cerenlerin ölmemesi, yaşamasıyla ilgili dilek ve duygularımı “Ceren’ler ölmesin” adlı şiirime döktüm.
Yürek bahçemden bir avuç derlediğim duygularımı yansıtan bu şiiri hoşgörünüze sığınarak hisseden yüreklerle, siz dostlarımla paylaşmak istedim. Bütün yitik canlarımız için rahmet diliyorum. İnşallah cana yönelik, hepimizin içini burkan, bizi dünya âleme rezil eden bu olaylar unutulmaz, unutturulmaz ve faillerinin defterleri mutlaka dürülür.
Kalın sağlıcakla…
CEREN'LER ÖLMESİN!..
Ceren’im, Ceren’im…!
Yanıyor pare pare ciğerim.
Ceren hunharca katledildi.
Bu kaçıncı kadın cinayeti?
Sayısını, acısını hiç bilen var mı?
Şiddet, cinayet, tecavüz insanlığa sığar mı?
Sokağın ortasında katledildi Ceren.
Ne amaç uğruna, ne için, neden?
Tam sözün bittiği yerdeyiz.
Biz insan mıyız, yoksa neyiz?
Kelimeler düğümlendi boğazıma.
Ateş düştü Ordu’ya, Ordu yasta
Henüz yirmi yaşında taze fidandı.
Ceren’nin sevdiği hayalleri vardı.
İş, aş, meslek, mutlu bir gelecek,
Sıcak bir yuva kuracaktı.
Gençliğinin baharında…
Söylediği şarkılar yarım kaldı.
Daha dün aramızda,
Neşe, yaşam dolu bir Ceren vardı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.