Ali AKSÜT
Cep yakan elektrik faturaları
Hem de nasıl yaktı? Eline faturayı alan vatandaş, esnaf, dar gelirli, yeni gelen elektrik faturalarını gösteriyordu...
“Cereyan çarptı!.. Cereyan çarptı!” diye ateşli, ateşli konuşuyordu.
Birisi ;" Arkadaş, Allah aşkına zam yapılır, bu kadar da yapılmaz ya...! Yüzde otuz, yüzde kırk, elli tamam da, yüzde yüzü geçiyor bu zamlar...Neredeyse yüzde iki yüzü bulacak" diyerek, oflayıp püfleyen gırla gidiyordu...
El insaf, bu kadar da olmaz ya!
Bu devirde, fakiri, fukaraya emekliyi, dar gelirliyi düşünen yok!
Asgari ücret zammıyla beraber emekliye, memura, dar gelirliye verilen yüzde otuz bir, yüzde kırka varan zamlar daha üzerinden iki ay geçmeden verilenleri, misliyle aldı götürdü. Konuşmaları devam ederken, bir başka vatandaş da " fakiri, fukaraya emekliyi düşünen yok, herkes kendi dalgasında diye" devam eden konuşmalarla dertleşip sohbet ediyorlardı....
Elbette merak etmişsinizdir bu konuşmalar nerede geçti diye. Aydın-Efeler ilçesi tarihi bir salı pazarından kulak misafiri olduğum vatandaş muhabbetleri bunlar. Bir taraftan yağmur yağıyor sicim gibi.. O çisil çisil yağan yağmurun altında, biraz da, ıslanarak hiç üşenmedim, Hükümet Bulvarının doğu ve batı tarafındaki pazar kurulan ara sokaklar. Ayakkabıcılar caddesi, Bedesten yanı sokaklar, Ticaret Lisesi caddesi ve Zafer Meydanı, Vergi Dairesi arka sokakları. Yağmur altında Islana gezdim bu sokakları. Biraz soğuk, biraz yağmur altında gördüm, üşüyen, soğuktan titreyen insanları. Tezgâhta ürün satmak için çırpınan pazarcıları...
Bazen bir iki kahvede bir çay molası verdim. Çay molası verdiğim kahvede, köyden Salı pazarına geldiğini düşündüğüm köylü vatandaşlarımız var. Yan masalarda da, o kahvenin müdavimi emekli veya değişik meslekten bir gurup vardı.
Karşılıklı ateşli konuşmaların ana gündemi, vatandaşın bütçesini yakan son elektrik faturaları.. Herkes cebindeki elektrik faturasını çıkararak, “seninki kaç geldi bu ay” diyor. O da benimki şu geldi. “Bir yaşlı anam, ben, eşim bir de özürlü çocuğumuz.. Haftada bir Aydın'dan çocuklar, torunlar gelir... Başka kimsecikler yok...” diye sanki aile nüfus kayıt örneği çıkarıyordu. Yeni gelen fatura 245 TL gelmiş, eskisi 75-,95 TL civarında imiş... Çık çıkabilirsen... Köyde yaşamak da haram oldu diyerek, yüzde iki yüzü bulan elektrik faturalarından dert yanıyordu.
Ben de berbere tras olmaya gitmiştim. Dükkânında iki tek müşteri koltuğu olan, yanında bir çırak yardımcı eleman dahi çalıştırmayan berber Halit esnaf kardeşimiz de, gelen elektrik faturalarından dertliydi. “Ali ağabey, geçen ay 245 TL gelen fatura, bu ay 715 TL. geldi. Gel ağabey küçük bir esnaf olarak sen bu işin içinden çıkabilirsen çık” diyordu.
Gene ara sıra takıldığım, Kurtuluş Mahallesi'ndeki bir kahveci esnafımız da 570 TL gelen fatura, bu ay 780 TL gelmiş...
Müşteriler de, hadi yine iyisin fatura ikiye, üçe katlamamış ya diyorlardı. “Senin fatura iyi gelmiş, sen bir de Aydın sanayisine git gör....! Oradaki sanayici ateş püskürüyor” dediler.
Kahveci öyle dertliymiş ki; başladı dertlerini sıralamaya:
“Şu Korona belasından anamız, dinimiz ağladı. Zaten, millet korkusundan doğru dürüst kahveye müşteri gelmiyor. Ne yapayım? Hırsızlık mı yapayım? Evdekiler ekmek bekliyor... Ben bu kahveciliği keyfinden yapmıyorum... Namusumla helalinden çalışarak çocuklarıma, evine bir topan ekmek götürmek için uğraşıyorum. Şu gördüğünüz kahvede 8 tane florans lambanın 4 tanesini söndürdüm. Şu iki dolabın fişini çektim. Ön taraftaki bahçenin ışığını bile yakmıyorum. Ancak bir müşteri gelirse yakıveriyorum. Kesip, kısıp, kısabileceğim kadar tasarruf ediyorum. Bütün bu kısıtlamalara rağmen 570 TL’lik fatura 780 TL geldi.”
Sonra da, derin bir iç çekerek, “Ahhh! Ahhh! Şu vatandaşı cayır cayır yakan bu elektrik faturalarının feryadını başımızdaki yöneticiler bir duysa. Karda, kışta, şu soğuk günlerde biraz bizleri acısa” dedi.
İklimi, doğası güzel, çok fazla kar kış olmayan güzel Aydın’ın bir Salı pazarından vatandaş manzaraları. Kulak misafiri olduğum vatandaş konuşmaları. Ülkede, bu yıl yaşanan dondurucu soğuklar, vatandaşı üşütürken, elektrik faturaları da herkesi yakıyor.
Yazar dostum Mehmet Eroğlu kaleme aldığı yazısında “Kar fakirin üzerine yağar” demiş. Ben de “elektrik faturaları vatandaşın cebini yakıyor” diyorum.
Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.