
Şerif KUTLUDAĞ
Behçet Necatigil, “Sevgilerde” ne demek istemiş acaba
Behçet NECATİGİL, 16 Nisan 1916’da İstanbul’da Fatih semtinde dünyaya gelir… 13 Aralık 1979’da de yine İstanbul’da Cerrahpaşa’da hayata gözlerini yumar.
Necatigil’in doğumunun 109. Yılı, aramızdan ayrılışının da 46. Yılıdır 2025 yılı.
Necatigil’in en çok sevilen ve okunan şiirlerinden birisi “SEVGİLERDE” adını taşır.
SEVGİLERDE
Sevgileri yarınlara bıraktınız
Çekingen, tutuk, saygılı.
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı.
Bitmeyen işler yüzünden
(Siz böyle olsun istemezdiniz)
Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı.
Siz geniş zamanlar umuyordunuz
Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
Yılların telâşlarda bu kadar çabuk
Geçeceği aklınıza gelmezdi.
Gizli bahçenizde
Açan çiçekler vardı,
Gecelerde ve yalnız.
Vermeye az buldunuz
Yahut vakit olmadı
BEHÇET NECATİGİL
Şairimiz, bizlere şiirindeki hatırlatmaları ile aslında çok önemli bir hayat dersi veriyor ve şunları demek istiyor şiirinin okurlarına: “Sevgileri yarınlara bırakmayınız…”
Çeşitli sebeplerden dolayı sevdiğinizi söylemediniz :
Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı.”
Daha güzel ve daha iyiyi söylemek için geniş zamanlar ve mekanlar olsun derken yıllar gelip geçiverdi…
Yılların telâşlarda bu kadar çabuk
Geçeceği aklınıza gelmezdi.
……
Gizli bahçenizde
Açan çiçekler vardı,
Gecelerde ve yalnız.
Vermeye az buldunuz
Yahut vakit olmadı!..”
İşte, hayatın gerçeği de bu noktada… Vermeye ortam uygun değildir: Yahut verilecek çiçek azdır derken çiçekler elinizde kaldı…
O halde ne demek istiyor şâirimiz Necatigil?
Tıpkı Yunus Emre atamızın yüz yıllar önce söylediği, günümüzde de slogan şeklini alan “Sevelim, sevilelim!..” sözünü şairce deyişlerle tersinden söylüyor bizlere, çeşitli hatırlatmalarla…
Değerli okurlarım nasıl ki doğal ortamdaki her türden canlının varlığı, çoğalması ve sürekliliği güneşe bağlıysa, hayatın gerçeğinde de güneşin yerini sevgi almaktadır.
İnsanın hayatı sevebilmesinin başlangıcında kendisini sevmesi ve kendisine saygı duyması vardır. Bunu gerçekleştirebilen insanlar başkalarını sevebilir ve saygı duyabilir. Bu gerçeği Şeyh Galîb ne güzel dile getirmiştir:
“Hoşça bak zatına kim, zübde-i âlemsin sen;
Merdüm-i dide-i ekvân olan âdemsin sen!..”
"Kendine güzelce bak ki, âlemin özü sensin. Sen varlığın gözünün bebeği olan âdemsin." diyerek…
Necatigil’in ailesi Kastamonu’ludur… Cumhuriyetin ilanı olan 1923’te ilk okula başlar. İlk okul son sınıfı Kastamonu’da okur. Türkçe öğretmeni şair Zeki Ömer DEFNE’dir…Onun şiire olan yatkınlığını fark eder ve ona destek olur…
1931'de Kabataş Lisesi orta ikinci sınıfına kaydolup iki yıl sonra ortaokulu, üç yıl sonra da (1936) lise edebiyat kolunu birincilikle bitirdi. 1936 yılında Yüksek Öğretmen Okulu öğrencisi olarak İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'ne kaydoldu. Yüksek Öğretmen Okulu’nu yatılı olarak okudu. 1940 yılının Ekim ayında fakülteden birincilikle mezun oldu. 1940 yılında Kars Lisesi’ne edebiyat öğretmeni olarak tayin edilir.
1941-1943 arasında Zonguldak’ta görev yapar. Devamında İstanbul’da Pertevniyal Lisesi, Kabataş Erkek Lisesi’nde ve son olarak da Çapa Eğitim Enstitüsü’nde görev yapar ve emekli olur…
Doğanın mevsimleri dört ise, sosyal hayatın mevsimleri de dörttür değerli okurlarım. Biz insanlara düşen görev bu gerçeği kabullenmek ve ruhen bu değişime hazır olabilmektir.
Bu konuda en güzel örneğimiz de Hz. Mevlânâ’dır: Herkesin korktuğu ve yaşamak istemediği hayatın bir gün noktalanacağı gerçeğine o “Şeb-i Arus-Düğün Gecesi” diyerek ruhen ne kadar hazır olduğunu ortaya koymaktadır…
Sözün özü: “SEVGİLERDE” yaşamak mı güzel, hayatın hay huyu içerisinde elimizden kayıp gidişine hayıflanmak mı güzel?
Yunus misali “Sevelim, sevilelim!” de!.. Bir gün bu dünyanın geçici olduğu kabulüyle Hak’kınhuzuruna varacağımız gerçeğini de içselleştirerek yaşayalım…
Haydi en yakınınız da kim varsa ona olan saygınızı, sevginizi konumuna göre ifade ediniz derim!.. Hiç tanımıyorsanız bile bir çay kendinize alırken bir çay da tanımadığınız insana alın… Yakınlarınızsa yanınızda olanlar, onlara ne yapmanız ve nasıl davranmanız gerektiğini bilirsiniz zaten…
Ben siz değerli okurlarımı saygıyla karşılıyorum ve sevgilerle selâmlıyorum efendim…
GÜL/AYDIN… SEVGİLERİMLE…

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.