Orhan ERDEM
Aydın’da yaratılamayan katma değer (2)
Katma değer, belli bir dönemde üretim projesinde, üretimde kullanılan ve üretim için tüketilen mal ve hizmetlerin toplam değeri ile aynı dönemde üretilen mal ve hizmetlerin nihai değeri arasındaki pozitif farktır. Bu farkı yaratan unsurlar ise üretim için gerekli olan ekonomik kaynaklar, ham maddeler, yarı mamul maddeler, bilgi, teknoloji, sermaye, işgücü ve müteşebbis gücüdür.
Aydın’da üretilen mal ve hizmet üretimlerini analitik bir gözle araştırdığımızda, Aydın’ın gelişmesini ve kalkınmasını sağlayabilecek sürdürülebilir katma değer yaratışının çok az ve yetersiz olduğunu görmekteyiz. Oysa kalkınmanın sürekliliği ve ekonomik gelişmenin devamlılığı için katma değer artışının yeterli büyüklükte gerçekleştirilmesi ve sürdürülebilir katma değer artışının sağlanması şarttır.
Aydın’ın genel ekonomik yapısına baktığımızda ise, Aydın’ın tarıma dayalı bir yapıya sahip olduğunu biliyoruz. Verimli topraklarda üretilen tarımsal ürünlerin işlenmeden ham madde ve/veya yarı mamul madde olarak neredeyse tamamına yakınının dışarıya pazarlandığını görüyoruz. Özellikle sanayi ürünü olan pamuk mahsulünü çiftçiler Tariş’e veya tüccarlara çitli pamuk olarak, ham madde halinde satmaktadır. Üretilen katma değer artışı yok denecek kadar azdır. Çoğu kez zarar eden çiftçi, gelecek yılların da katma değer artışını peşinen tüketmektedir. İlimiz pamuk ürününü iplik, ham bez, vb. ara mamul maddeler haline getirecek sanayi tesislerinden bile yoksundur. Tekstil sektörü ise neredeyse hiç gelişmemiştir. Buna bağlı konfeksiyon sanayisi ise yok denecek kadar önemsizdir.
Kısmen gelişen çırçır fabrikalarının yapabildiği ise, pamuğu çekirdeğinden ayırmak gibi, katma değeri oldukça düşük olan bir işlemdir. Tariş çiftçinin pamuğunu alıp, pazarlayan bir tüccar konumundadır. Üretim tesisleri çırçır fabrikasının ötesine gidememiştir.
Dünyanın en kaliteli pamuğunun üretildiği Aydın’da pamuktan yeterli katma değer artışı sağlanmamakta; bu sektörde yoksulluk her geçen gün artmakta, verimli tarım arazilerinde ise verimlilik pek çok faktörün etkisiyle sürekli azalmaktadır. Bu sektör mevcut haliyle artık Aydın için sürdürülebilir katma değer artışı yaratamadığı için sorumlu bir sektör haline dönüşmüştür.
Aydın’ın en önemli bir diğer tarımsal ürünü olan zeytin yetiştiriciliği ve zeytinyağı üretimi de yine kalkınmayı geliştirecek katma değer artışı sağlamaktan uzaktır. Zeytin ya tane olarak yağlık veya sofralık zeytin olarak Aydın dışına satılmakta, ya da büyük bölümü yağhanelerde sıkılıp, ham zeytinyağı olarak yine Aydın dışına gönderilmektedir. Yağ ihracatı da önemli katma değer artışını sağlamaya yetmemektedir. Bu sektörde de kalitesi yükseltilmiş, çeşitlendirilmiş, ambalajlanmış sofralık zeytin ve zeytinyağı çeşitlerinin gerek yurt içi, gerekse yurt dışı pazarlanması yapılmamaktadır. Aydın’ın yüksek kaliteli zeytin ve zeytinyağı çeşitleri, hala ulusal yada uluslar arası marka haline gelmemiştir. Bu sektörün katma değer artışı ile Aydın ekonomisini geliştirici ve sürdürülebilir kalkınmayı yaratıcı etkisi oldukça sınırlı bulunmaktadır.
Dünyanın en kaliteli incirini yetiştiren Aydın ne yazık ki bu üründe de katma değer artışı sağlayabilecek gelişimi endüstrileşmeyi sağlayamamıştır. Nihai tüketiciye kaliteli incir sunabilmek olanakları hala yaratılamamıştır. Yüzlerce çeşidinin üretildiği incirimizi, ne ulusal ölçekte, ne de uluslar arası pazarda kendi başımıza bile pazarlayamıyoruz.
Canlı hayvan, et ve süt ürünleri potansiyeli bakımından önemli varlığa sahip olacak iken, bu sektördeki endüstriyel gelişmelerde yok denecek kadar azdır. Süt Aydın dışındaki süt ürünleri fabrikalarının ham madde ihtiyacını karşılamakta. Aydın için bu sektörler mandıra üretiminin ötesine bile geçmeden, katma değeri düşük bir sektör halindedir.
Çine’deki uluslar arası önem taşıyan madenlerimizin, yine ham madde olarak, çok düşük bir katma değer yaratılarak ihraç edildiği biliniyor. Mermercilik sanayisi ise yine kısır döngüsü içinde bulunmaktadır. Pek çok maden kaynaklarımız toprak altında; hala çıkarılmayı ve değerlendirilmeyi beklemektedir.
Aydın’da katma değer yaratabilen üretim alanlarını saymak çok daha kolay olsa gerek. İlimiz özellikle ürettiği katma değer vergisi ile tüketim, sanayi malları ve yatırım malları satın almak için fazlasını tüketmek için harcamakta, bu yüzden aşırı katma değer vergisi ödemekteyiz. Üniversite hocalarımızın bu konuda analitik bir araştırma yapması acilen gereklidir.
Katma değer yaratmayan ekonomiler ve toplumlar tüketim toplumu olarak, yoksullaşmaya, geri kalmaya mahkûmdurlar. İlimizin gelişmişlik endeksinde1993 yılında Türkiye genelinde16’ıncı sırada iken 2000’li yıllarda 68’inci sıraya gerilemesi başka ne ile izah edilebilir ki! Üreten değil, tüketen; ürettiği ile tükettiği değerleri karşılamayan veya tükettiği değerler kadar bile üretemeyen Aydın’ın hayat standardı da hızla düşmekte, Aydın bir yoksullar kenti haline dönüşmektedir. Fakirleşme toplumsal olarak hızla yayılmakta, ekonomik sıkıntılar gittikçe daha belirgin bir hal almaktadır.
Bu durum Aydın ekonomisinin de toplumsal yapısının içinde bulunduğu çıkmazdır. Bu fasit daireyi kıracak olan, gelişmeyi sağlayacak olan yine Aydınlıdır. Aydınlı, Aydıncı bir zihniyetle katma değer artışı yaratabilecek üretim alanlarında hızla ihtisaslaşmalı; spekülatif kazanç yolları yerine, üretime yönelmeli, ticaretein hızla gelişmesini sağlamalıdır.
SONSÖZ;
Aydıncı olmak demek, bu bağlamda yatırımcı girişimci, çalışkan işadamı olmak demektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.