Aydın Lisesi mezunları…

Hafta sonu, geleneksel, her altı ayda bir kutlanan Aydın Lisesi Mezunlarının yemeği vardı. Ada’da bir otelde.  Bir gün boyunca orada oluyoruz. Herkes birbiriyle konuşup ahbaplık edip hasret gideriyor. Öğleyin saat 12.00 de girilen otelden ertesi gün yine öğleyin ya da akşama doğru ayrılıyoruz. Çok eğleniyoruz bu toplantılarda gündüz otele girdiğimiz için asıl eğlence akşam yemekte oluyor.  Yine sohbet, muhabbet. Oynayıp, dans ediyoruz.  Kadınlar da erkeklerde akşam daha özenerek kıyafetlerini seçiyorlar.  Herkes şık bir şekilde geliyor salona. Tabi kadınlar erkeklere nazaran daha şık oluyor doğal olarak.

Hafta sonu havanın da güzel ve sıcak olması bizi daha keyiflendirirken yavaş yavaş yaza giriyor olmak da bizim keyfimizi katladı. Her zaman yaptığımız gibi dışarıda oturduk denizi seyrettik. Çayımızı, içeceklerimizi denize karşı içtik. Ayrıca bu güzel manzara karşısında oturmak çok dinlendiriciydi. Sohbet etmek bize o kadar iyi geliyor ki havuza girmek hiç birimizin aklının ucundan bile geçmiyor. Önümüz deniz arkamız havuz ya da tam tersi. Güzelim Kuşadası’nı seyretmek ömre bedel. İyi ki denizi olan yerlerde doğup büyümüşüz. Biz su insanıyız, su gibi uyumlu, her kalıba giren. Denize uzak insanlar farklı. Bizim kadar yumuşak olamazlar galiba. Yaşasın Ege ve Ege’de doğanlar, Ege’nin yumuşak huylu insanları. Dünyada başka Ege yok…

Akşamüzeri bir arada oturduğumuz arkadaşlarımızdan izin isteyerek yukarıya giyinmeye çıktık. Bir bayan arkadaşımız eşiyle oturuyordu masada o da çıkıp giyinecekti. Biz hazırlığımızı yaptık iki kardeş bir de arkadaşım. Güzelce giyindik takıp takıştırdık son defa aynaya baktık iyi olmuştu her şey yerli yerindeydi,  güzeldik. Birlikte aşağıya indik masaya geldiğimizde baktık evli olan arkadaşımız masada aynı kıyafetle oturuyor. Şaşırmıştık. ‘’aa ne oldu arkadaşım sen neden yukarıya çıkıp giyinmedin’’ dedim. O cevap vermeden eşi atıldı ‘’ sen böyle de güzelsin dedim". Bu cevap beni gülümsetmişti. Hoşuma da gitti. Ben de cevap verdim ‘’işte bize, ‘sen böyle daha güzelsin.’ diyecek kimse olmadığı için gidip giyindik’ dedim kahkahayla güldüler. Evet güldüler ama öyle insanın yanında ‘’ sen böyle daha güzelsin’’ diyecek birinin de benim için önemli olması gerekir. Benim de ona ‘’ sen benim için önemlisin ‘’ diyebildiğim, değer verdiğim biri olmalı.

Aramızda milletvekilliğine aday adayı arkadaşlarımız da vardı. Ankara’dan Aydın’a gelip İYİ Parti aday adayı olan arkadaşımız Zahide İmer ve Galip Keçelioğlu da bizimle birlikte olunca onlara destek sözü verdik. Arkadaşlarımızın Meclis’e girmesi bizim için onurdur. İnşallah hakkaniyetle görev alır ve bu görevi layıkıyla yerine getirirler. Yoksa bu ülke için bir şey yapılamayacaksa beni orada temsil etmelerinin ne bana, ne onlara faydası olamaz. Zaten öyle olmazsa beni temsil etmemiş olurlar. Kısaca benim vekilim olamazlar.

Her sene biraz daha azalıyor toplantıya katılım bazen hastalanan bazen kaybedilen arkadaşlar oluyor. Bu bir hüzün sebebi bizler için. Daha önce birlikte olduğumuz bazı arkadaşları artık görme şansımız olmuyor. Kendi adıma en hüzünlendiğim konu; her sene birkaç kişinin gelemeyişi. Ya bir hastalık nedeniyle ya da ölüm sebebiyle bazı dostların tekrar aramızda olamayışı insanda bir hüzün duygusu yaratıyor. Onları görmek bizdeki nostalji duygularını doyuruyor, eskileri hatırlıyoruz.  Giden zamanlarımızı, mutlu, hüzünlü yaşadıklarımızı. Velhasıl zamanın nasıl hızla akıp geçtiğini. Belki daha sonraki senelerde biz katılamayacağız. Her zaman gidip gelmemek, gelip görmemek olası. Dileğimiz daha çok seneler bu kadroyla yine, yeniden mutlu eğlenceli toplantılarda eksiksiz buluşabilmek.

Daima güzel, umutlu, huzurlu günleri sevdiklerimizle paylaşmak üzere…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.