Yılların ezilmişliği var Müslüman aleminde. Hor görüldü yıllarca. Öteki dünyanın insanıymış gibi anlatıldı. Kirli gösterildi, paspal gösterildi. Öz yurdunda garip kaldılar. Dış güçlerin güdümünde kalanların baskısı altında kaldılar. Ama alt olmadılar. Sabrettiler.  Sabrın sonunda selamet olduğunu, mazlumun yanında Mevla’nın olduğunu, Mevla’mızda sınırsız merhamet olduğunu iyi gördüler. İşte bu sebeple metanetle durdular.

Mısır’da on yıllar sonra kendi iradesiyle, kendinden birini başlarına getirdiler. Gel gör ki; içindeki şer güçler, yıllardır demokrasiyi sayıklayanlar, potinlerin vesayetine karşı olanlar,  bir anda çark ettiler. Darbeye seviniverdiler. Bir kere daha görüldü ki; doğrunun karşısında her kesim ve kısım tek güç oluyor. Ya Batı ne yaptı. Cibilliyetine uygun davrandı. Darbe bile demedi. Zira ikiyüzlü bir anlayıştan başka bir şey beklenemezdi.

Ya Rabiatü’l Adeviye meydanında ne oldu? Bakan gözler sadece bir kalabalığın toplandığını görür. Gören gözler ise nice hassaları fark eder. O meydanda herkes vakur. Kalplerini ve avuçlarını Mevla’ya yöneltmiş. Boynunu bükmüşler. Yalvarıyorlar. Bu sefer altta kalmaya tahammülleri yok. Firavunları boğmaya kararlılar. Hz. Musa’nın asasına sarılmışlar. Hz. İbrahim gibi ateşe atılsalar ne fark eder. Onlara her yer gülistan. Bedir harbindeki üç bin melek arkalarındaydı adeta. Nuh’un gemisinde gibiydiler. Yusuf gibi kuyuya atılmak isteniyorlar. Ama onlar düşmemeye kararlılar. Peygamberimizi başında biliyorlar.

Bu sefer Batının iki yüzlülüğünü de biliyorlar. Onlara hiç mi hiç güvenmiyorlar. Tek yöneldikleri bir yer var: kalpleriyle ve kalıplarıyla Allah’a yönelmişler. Bu sefer çok güzel bilenmişler. Başkalarının yaşamaya sevdalı oldukları kadar, bunlar da ölmeye sevdalılar. Girdikleri yoldan dönmemeye kararlılar.

İşte Arap baharının başladığı yer Rabiatü’l Adeviye Meydanıdır. Duaların buluştuğu yerdir orası. Dik dur ey benim mazlum, bir o kadar da asil kardeşim. Tohum toprağı yararken nasıl zorlanırsa sizde zorlanacaksınız. Ama ardından nice filizlerle beraber açacaksınız. Meyveler vereceksiniz.

Kendinden başka kültürle yaşamayı başaramayan Batı’ya farklı kültürlerin nasıl beraber yaşadığını göstereceksiniz. İslamın mükemmeliyetini kavratacaksınız. Adaletini öğreteceksiniz. Bugün kalbinde iman ışığı olan her Müslüman sizinledir. Bugün Nemrudu deviren İbrahim(a.s), firavunu boğan Musa(a.s), kuyudan kurtulan Yusuf(a.s) sizinledir. Ebu cehilleri süründüren, tüm mazlumları barındıran, ışığı sönmeyen, sönmeyecek olan HZ. Peygamberimiz sizinledir.  

Her şeyi en iyi gören Hz. Allah sizinledir.