Efendi BARUTÇU

Efendi BARUTÇU

51. şehadet yıldönümünde Yusuf İmamoğlu

"Haydi yiğit, haydi yiğit, haydi yeni akına
Ülkümüzün, ülkümüzün cihan varsın farkına"

Yusuf İMAMOĞLU

Aziz şehidimizi 51. şehadet yıldönümünde sonsuz rahmetle yad ediyoruz.

LEKE

Namus lekesi değil alnımda gördüğünüz,

Vurulmuşum, vurulmuş düşmüşüm güpegündüz.

Şakağımdaki kansa, o benim gülüşümdür,

Namert sürünmektense, erkekçe ölüşümdür.

Şaşırmayın, korkmayın, ürkmeyin ey yiğitler,

Bakın etrafımızı nasıl sarıyor kızıl itler!

Zaten faydası yoktur korkaklığın ecele,

Yaşamak hakkın lakin istiklâlinle bile.

İhtirama zaman yok, merasime ne hacet?

Size düşen daha çok vazifeler var. Evet...

Evet!.. Böyle sürerse bu eşkıya kanunu,

Müebbet felakettir milletimin sonu.

Size selâm gönderdi kırk yiğidiyle KÜRŞAD

Sizden haber bekliyor yüz milyon; imdat! imdat!

Hâlâ tevekkülde mi kararlısın yoksa?

Sükut neyi halleder, yaran oyuk oyuksa?

Tevekkül Allah'adır zillete katlanılmaz!

Ya istiklâl! Ya ölüm! Bunun ötesi olmaz.

Namus lekesi değil alnımdaki bu leke,

Asırlardır karşıma çıkamazken tek teke

Önümüzde dalkavukluk, meddahlık edenleri,

Şimdi iyi tanıyın, görün neymiş hünerleri...

Mütefekkirler echel, realistler yalancı,

Hayret! Dünkü yabancı, bugün bu handa hancı...

Dağdan bağa inenler, yoluma kül döküyor

Benim ayak izlerim taşralı gözüküyor

Farkına yeni vardım, suçluymuşum ben meğer

Otağımda cellatlar... Kaçmak!.. Bu neyi halleder!

Ne papyon kravatlı, ne rugan pabuçluyum

Halisane Türk'üm ben, onun için suçluyum.

Suçluyum, hainleri gözünden tanırım ben.

Bir intizar dinlerim şu toprağın kalbinden.

O ses der ki: -Ey oğul, yazıklar olsun sana!

Mezarımı kirleten, şu mahlûka baksana!

Baktım gafiller düşmüş hainlerin peşine

Dedim Bozkurtların yurdunda, çakalların işi ne?

Fırlamışım yayımdan, ok hedefi mutlak bulur

Son kale, son akında, ancak böyle kurtulur.

Namus lekesi değil, kurşun yarasıdır O.

Asrın adaletine, bir yüz karasıdır O!

Arz-ı endam etsinler... Mütebessim, mutantan.

Sonra da sulh severiz, deyiversinler YALAN

Yalandır ne söyleseler, beşeriyet namına,

Hanümanlar yıkılır, bu şer'riyet namına.

Adi cinayetlerle küllenir asıl yara

Can yakar, göz yaşarır, alır yürür bu sara

Sokaktan okullara, okuldan minareye

Bu kıvılcım saçarken bekçiler uyur, niye?

Kimdir bu uyanıklar, niçin uyur uyuyan?

Beş kıt'a birbirine dokunur zaman zaman

Bayraklar indirilir, paçavralar sallanır

İşte bu kızıl itler, bu sayede yallanır.

İnsan denmez bir avuç yal için sürünene

İnsan denmez sesimden ürküp, dev görünene

İnsan denmez iltifat, iltizam edenlere

İnsan denmez gözyaşı döküp, ter dökmeyene

İnsan denmez hedefi görüp diz çökmeyene

Ben şüheda nesliyim, başkaya varmaz dilim

Belki mağdurum ama, asla meyus değilim.

Gökbayrak Albayrağa bir gün çizerken ufuk

O büyük kurtuluşa yürürken çoluk çocuk

Bu nefes bu bedeni terkedip de gitse de

Ruhum at koşturacak, o büyük velvelede.

Namus lekesi değil, artık bilinmeli bu!

Asıl leke bellidir, kökten silinmeli bu!

Bir isyan cinnet gibi, bir günkü kâbus gibi

Karşımda tomsonlular, yunan gibi rus gibi

Ey gönüllü bayraktar, ey devşirme dölleri!

İleri, biraz daha, biraz daha ileri.

İhanet oyununda, peşrev çekenler bu kez

Bilsinler ki bu toprak, hainleri hiç sevmez!

Bugün sabreyleyenler, bir gün bezecekler

Tutup başlarını, taşlarla ezecekler.

Atalarımız bize, böyle ferman buyurdu

Ey ecdat sevgisiyle taşan kahraman ordu

Bu hakimler veremez, hükmünü bu celsenin

Hazır olun Bozkurtlar! Hüküm sırası sizin!

                                                                                                                                   Mustafa ÖZTÜRK

yusuf-imamoglu.jpgYusuf İmamoğlu (1945, İnegöl - 8 Haziran 1970, İstanbul) 8 Haziran 1970 günü okumakta olduğu İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde komünistler tarafından öldürülen ülkücü öğrenci.

Bursa'nın İnegöl ilçesinde oturan Bulgaristan göçmeni bir ailenin çocuğudur. Öldürüldüğü sırada İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü son sınıfında okumaktaydı. O dönemde İstanbul'daki Yüksek Öğretmen Okulu öğrencileri de derslerini İstanbul Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültelerinden alıyor fakat bu okulda okuyan ülkücü öğrenciler o günlerde bu fakültelerin karşıt grupların hakimiyetinde olması sebebiyle okullarına giremiyorlardı. Yusuf İmamoğlu, öldürüldüğü gün fakülte girişinde karnelerini imzalatmak için bekleyen fakat okula giremeyen bazı Yüksek Öğretmen Okulu öğrencilerinin karnelerini hocalara imzalatmak için fakülteye girmiştir.

Yusuf İmamoğlu, fakülteye girdikten ve belgeleri hocalara imzalattıktan sonra "Asistan Odası" olarak tabir edilen, asistanların oturduğu İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nin 339 nolu odasının kapısından çıktığı sırada bir grubun kurşunlarına hedef olarak ölmüştür. O günlerin basın yayın organlarında bu grubun, başında Vural Yıldırımoğlu, Yusuf Kayabaşı, Ali Menekşe, Feridun Şakar ve Vahram Apik isimli kişilerin bulunduğu komünist militanlar olduğu yönünde haberler yayınlanmıştır.

Yusuf İmamoğlu, aldığı kurşun yaralarına rağmen hemen ölmemiş, 23 dakika sonra can vermiştir. Bu süre içinde cinayeti işleyen grup tarafından hiç kimse yanına yaklaştırılmadığı gibi olay sebebiyle çağrılan bir ambulans da yine fakülte bahçesine sokulmamıştır.

Olay günü fakültede ayrıca bir doçent ve iki asistan silahla tehdit edilerek hırpalanmış ve bir profesör de dersinden zorla dışarı atılarak hırpalanmıştır.

Cinayeti işleyen grup herhangi bir müdahale ile karşılaşmadan marşlar eşliğinde fakülteden ayrılmıştır. Polis ise olay yerine olaydan 1,5 saat sonra gelmiştir.

yusuf-imamoglu-cenazesi-bursaya-ugurlanirken.jpgYusuf İmamoğlu'nun öldürülmesi o dönem ülkücü kamuoyunda büyük bir tepkiye sebep olmuştur. Ülkücü basın yayın organları bu ölümün sorumlusu olarak üniversiteleri komünist şiddete teslim eden üniversite yönetimlerini ve hükümeti göstermişlerdir.

Yusuf İmamoğlu'nun cenazesi kalabalık törenle vapurla memleketi Bursa'ya gönderilmiş ve Bursa Emirsultan Mezarlığı’na defnedilmiştir.

Mustafa Öztürk tarafından yazılmış olan "Leke" adlı şiir Yusuf İmamoğlu'na ithaf edilmiştir.

Yusuf İmamoğlu, aynı şekilde Arif Şirin (Ozan Arif) tarafından yazılan ve seslendirilen "Unutamam" isimli şiirde de anılmaktadır.

Emine Işınsu'nun 1975 tarihli oyunu Göçmen Yusuf, İmamoğlu'nun hayatını konu almaktadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum