Orhan ERDEM
24 Haziran seçiminin düşündürdükleri
24 Haziran seçimleri yüksek katılımla demokratik bir olgunluk içinde yapıldı. Seçimlerin kazananı milletimiz ve demokratik hayatımızdır. Seçimler siyasi partiler açısından da çok başarılı geçmiştir. Ancak seçmen AK Parti ile Recep Tayyip Erdoğan’ı farklı değerlendirmiştir.
Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı seçerken onu kendisinin bir parçası olarak görmüş, benimsemiş, inanmış ve sahiplenmiştir. Millet ve Recep Tayyip Erdoğan arasındaki seçim aracısız gerçekleşmiştir. Bu açıdan Başkanlık seçimi adaylar açısından doğrudan demokratik bir tercih olmuştur. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin neticesine kimsenin itirazı olamaz.
Sayın Muharrem İnce’nin seçim neticesi ile ilgili değerlendirme konuşması her türlü takdirin üzerindedir. Demokratik hayatımızın çok önemli kazanımıdır. Seçimin galibiyeti ne kadar güzelse, mağlubiyetin de olgunlukla karşılanması yüksek bir ahlak ve erdem meselesidir.
Milletvekilleri seçimlerinin partili adaylar açısından tespitinin demokratik olduğu söylenemez. Bir kişinin ve bir kurumun iradesine bağlı aday tespitleri, millet iradesinin tecellisine manidir. Milletvekili adayları için yapılan teamül yoklamaları demokratik hayatımıza gölge düşürmektedir. Yoklama neticeleri yoklamaya katılanlar tarafından gizlenerek genel merkezlere götürülmekte, gizli oy, gizli tasnif yapılarak demokrasi adına inandırıcılık ve güven zedelenmektedir. Adaylık kriterleri sorgulanamamakta, aday sıralamasını yapan heyetin kararı kesin olmaktadır. Bunun neticesinde seçim bölgelerinde seçmenlerin bilmediği, tanımadığı adaylarının seçilmesi seçmene dayatılmaktadır. Bir kısım seçmen mensup olduğu partinin kararını kerhen kabul etmekte, bu açıdan demokratik seçim hakkı zedelenmektedir. Bu olay bir manada seçmenin iradesine rehin koymaktır. Bu yüzden milletvekili seçimleri seçmenlerle aday arasında gerekli iletişim ve anlayış teşekkül etmeden yapılmaktadır. Seçilen milletvekilleri kendilerini listelere taşıyan kişi, kurum ve lider iradesinin gölgesini her an üzerinde hissetmektedir. Bu açıdan milletvekillerinde siyasi kimlik ve kişilik sorunları yaşanmaktadır. İdeolojik bağımlılıktan daha kötü, vesayet duygusu seçilenin iradesini gölgelemektedir.
Bunun çaresi dar bölge seçim sistemidir. Bu sistemde adaylık kriterlerine sahip olan partili, partisiz kişilerin seçilme şansı vardır. Seçilenle seçen arasındaki kişi ve kurumlar ortadan kalkar. Seçmenin hür iradesi seçimlerde tezahür eder. Gerçek demokrasi budur. Milletimizin adalet, feraset ve demokratik liyakati bu seçimlere damgasını vurmuştur. Cumhurbaşkanlığı seçiminde adayın liyakat ve siyasi geçmişi ve başarıları tercih sebebi olmuştur. Boş laf ve kuru vaatlere kulak asmamıştır. Türkiye’nin sosyal, ekonomik, siyasi envanterini en iyi bilen uluslararası tanınmışlığı en fazla ve başarılı Recep Tayyip Erdoğan’ı açık farkla başkan seçmiştir. Cumhurbaşkanını seçerken dünya liderleri ile olan yakın ilişkilerinin ve dostluğunu görmemezlikten gelmemiştir.
Ana muhalefetin adayı Muharrem İnce’yi de %30 destek ile ödüllendirmiş ve mağdur etmemiştir. Türk seçmeni siyasi partileri de siyasi hayatımızın zenginliği olarak kabul edip meclise taşımış mağduriyete geçit vermemiştir. Bu siyasi tablo aziz milletimizin siyasi olgunluk, hoşgörü, adalet, bir arada yaşama iradesi ve hakkaniyet anlayışının en güzel göstergesidir.24 Haziran seçimlerinin aziz milletimizin birlik ve beraberliğine refah ve mutluluğuna vesile olmasını dilerim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.